31 Mayıs Halk ayaklanması Türk ulusunun yeni bir dönüm tarihidir.
Artık hiçbir şey, 31 Mayıs’tan öncesi gibi olamaz.Halkı her gün aşağılama, halkın aydınlanmacı değerlerine küfretme, ilanihaye sürdürülebilir bir yol değildi.
Mustafa Kemal’in ölüsünün bile, sizin gibi irtica temsilcilerinin topuna bedel olduğunu anlamadınız.
Dünyanın egemen güçleri ile bütünleşip, Türk halkına zorbalık, artık mümkün olmayacak.
Yolun sonu göründü.
Tarihin derinliklerine işlemiş aydınlanmacı değerlere karşı zorbalık yok.
Dolan bardak, Taksim Parkına alış –veriş merkezi yapmaya yeltenmekle, taştı.
Taştı.
Çünkü halk 11 senedir, Cumhuriyetin birikimlerinin yabancılara satıldığını büyük bir ıstırapla izledi.
Tabi ki iki ağaç meselesi değildir. Tabi ki bir hak mücadelesidir.
Halkın mallarını yabacılara satacaksın, üstüne üstelik bir de halka hakaret edeceksin.
31 Mayıs buna cevaptır.
Amerika’daki fikir Hocanız, Amerika’yı da arkasına alarak ulusalcıları dağıtacağız demişti.
Şimdi halk sizi dağıtacak
Çok şımarmıştınız.
Suriye devletinin teröre karşı meşru müdafaasını, içerdeki Amerikan ortaklı çıkar guruplarına Pazar sağlamak için Suriye’ye saldırdınız.
Amerikan ortaklı çıkar guruplarının önünde, Türk Ordusunu engel olarak gördünüz.
Gladyo ile birlikte Türk ordusunun Kemalist komutanlarına opperasyon yaptınız.
Sokaklarda, zorba iktidarın emniyet güçlerine direnen yurtseverlere, devrimciyim diyenlere çok önemli bir uyarım var.
AKP gitsin de kim gelirse gelsin, düşüncesine kapılmadan, bu iktidar gittikten sonra, bize yeni bir tuzak kurabilirler.
Uyanık olmalıyız.
Kırmızı çizgilerimiz olmalıdır.
Yeni gelecek iktidar NATO’cu, OECD’ci, Gümrük Birlikçi, Dünya Bankacı olmamalıdır.
Sıcak para diktasının uzantıları olmamalıdır.
Bizim mücadelemiz esas itibari ile emperyalizme karşıdır. Onların maşa değiştirip, makyajlanmış yeni hainleri, yeniden önümüze sürmelerine izin vermemeliyiz.
Sol gösterip, Amerikancı sağ yumruk atanlara dikkat etmeliyiz.
Milliyetçiyim deyip, emperyalizmin yerli uşakları zora girdiğinde onlara elini uzatıp kurtaranları iyi tanımalıyız.
Yeni bir döneme giriyoruz.
Bu dönem, 11 yıllık ihanet döneminden daha zorlu bir dönemdir.
Kurtuluş kendiliğinden gelmez.
Safları sıklaştırıp, disiplini kaybetmeden halka doğru ve dürüst önderlikler etmeliyiz.
Tek ölçümüz, halkımızın çıkarlarını ve vatan bütünlüğünü savunmak olmalıdır.
Gerçek bir milli hükümet kurma yolunda, yolunuz açık olsun.
Bülent ESİNOĞLU – 02 Haziran 2013
