Annemle birlikte yaşıyorduk. Kadıncağız bypass olmuştu. Ameliyat sonrasında sanki annemin kişiliği de değişmişti. Daha huysuz, daha çok her şeye karışan, daha kapris yapan biri olmuştu.
Sebebini soruyordum, “yaşlılık herhalde” diyordu. Sağlıkçı olduğumdan onun psikolojisini anlayabiliyordum. Ölüm anksiyetesi yaşıyordu. Tartışmalarımız genelde onun iştahı, konusunda gerçekleşiyordu.
Örneğin, şekeri ve kolesterolü sınırları zorluyor, diye doktoru hamurlu gıdaları ona yemeyi yasak etmişti. O tam aksini yapıyordu. Sağlığı üzerinde tartışıyorduk. Hem o üzülüyordu hem de biz. Her ne olursa olsun o annemdi.
Onu yalnız bırakamazdık. Birlikte iyi kötü yaşayıp gidiyorduk işte…
Bir gün eşim ve annem koyu bir tartışmaya girişmişlerdi. Onları nasıl sakinleştireceğimi bilemiyordum. Her ikisi de yüksek sesle birbirlerine hakaret ediyorlardı.
Eşim bir anda ” İYa ben ya annen seç birimizi” demez mi!
O gün eşimden böylesi bir tercihi hiç beklemiyordum!
Öfkelenmiştim.
“Tabi ki annemi seçiyorum!”
Eşim şaşkınlıkla sormuştu;
“Hani ben senin herşeyin idim?”
Ona adeta ağlamaklı bir sesle;
“Şu kapıdan anne çıkarsa, bir daha asla içeri girmez. Ama bir eş çıksın, bir çok eş içeri girer.”
Eşim, sözlerime çok alınmıştı. “Peki o halde, elveda!” Demişti aynı gün.
Bana küsüp şehir değiştirmeye karar vermişti. Hatta biletini bile almıştı.
Valizini hazırladı ve kapıyı çekip gitmişti.
Çok değil iki gün sonra geri gelmişti.
“Haklısın canım, ben farklı ve yanlış düşünmüşüm. Annem 98 senesinde kapıdan çıktı, bir daha geri gelmemişti.
Hiçbir kimse, hiçbir neden, hiçbir şey bir annenin bıraktığı boşluğu dolduramaz. Beni affedin!”
Ve huzurla birlikte yaşamaya devam etmiştik…
Akciğerleri kifayet etmeyince yoğun bakıma yatırmak zorunda kaldık. Onu her gün beşer dakika ziyaret ediyorduk. En sonunda ruhunu teslim etmişti. Yoğun bakım doktoruna şu sözleri söylemiş:
“İlk göz ağrım beni seçti. O beni seçti!”
Belki de annemin yokluğuna katlanmamın nedeni, o gün eşim evi terk edince birbirimize sarıldığımız anlar sebepti:
Annem:
“Kızım koş git eşinin peşinden. Benim yüzümden ayrılmayın. Siz karı kocasınız.”
Anneme sarılmış, sonra da dizlerinin dibine çöküp ağlamıştım.
“Annem seni asla bırakmayacağım. Eğer o, beni seviyorsa, geri dönecektir.”
.
Şimdi her ikisi de hayatta değiller.
Ve aynı mekanda ebed uyuyorlar.
Mekanları Cennet koksun.
Emine Pişiren/Akçay























