Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Anne ve Babalar Bu Vebale Katlanabilecek Misiniz?

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
12 Mart 2017
Kemal ÖZER
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Hürriyet gazetesi önceki gün müthiş bir manşetle çıktı. Tarihi bir nitelik taşıyan bu manşet pek çok fikri çürüttüğü gibi, bilimsel olduğu iddia edilen pek çok safsatayı da öldürdü.

‘Ayaz Bebek eroinman doğdu‘ başlıklı haberi nedeniyle muhabir Gülden Aydın’ı tebrik ediyorum. Habere göre eroin bağımlısı evli iki gencin 60 gün önce bir erkek çocukları dünyaya gelir. Ancak büyük bir sorun vardır. Çünkü anne ve babası eroin bağımlısı olan bebek de eroin bağımlısı olarak dünyaya gelmiştir.

ayaz bebekEroin bağımlısı genç çift gebelik sürecinde de bu illeti kullanmaya devam eder. Annenin yiyip içtiklerinden beslenen minik yavru da, eşyanın tabiatı ve fıtrat kanunlarına uygun olarak anne ve babasının dertlerini taşıyarak dünya hayatına başlar.

Şu an tedavisi devam eden bebek eroin krizlerine giriyormuş. Doktorların kontrolündeki bebeğin 6 ay içerisinde bu bağımlılıktan kurtulma ihtimalinden söz ediliyor. İnşallah tedavi süreci başarılı olur da, masum yavru anne babasının günahının cezasını bir ömür çekmek zorunda kalmaz.

ENGELLİ BİR DÜNYA DOĞUYOR

Bu haber okunup geçilecek, ‘yazık’ denilip çöpe atılacak bir vak’ayı âdiyeden ibaret değil. Çok ama çok mühim!

Madem annenin yiyip içtiği bebeğin bir ömür hayatı için belirleyici, o halde yüzümüze çarpılan bu gerçeğin bize ne söylediğine bakalım. Ama önce Türkiye’de engelli doğumlara, sağlık sorunlarına ve de hayvanlara yedirilen GDO’lu yemlerin başımıza hangi belaları açtığına bir göz attıktan sonra.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2010 verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’i engelli iken, 2015’de bu oran yüzde 16’yı geçer. Oysa bu oran 1970’lerde yüzde 10’un altına, yaklaşık bir asır önce ise yüzde 2 bile değildir. Bugün dünya nüfusunun yüzde 3’e yakın kısmı ise başka bir insanın yardımı olmadan hiçbir beşeri işini görememektedir. Yüzde biri ise şiddetli engellilik olarak tanımlanan sınıfı oluşturuyor.

Bu veriler de ülkelerin tahminleri ve bazı ülkelerin bilgi gizleme ihtimalinden de söz ediliyor. Bu da nispetlerin daha da yüksek olduğuna işaret ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü, engelli insanların sayısının her geçen gün arttığını, bunların bir bölümünün diyabet, kalp-damar hastalıkları ve akıl sağlığının bozulmasının neticesinde, bir bölümünün ise çeşitli kazalarla ortaya çıktığını belirtiyor. En önemli kısmını ise beslenme ve madde bağımlılığı gibi faktörlerin ortaya çıkardığı engelli bebek doğumları oluşturuyor.

Türkiye’nin 2000 yılı genel nüfus sayımına göre, (ülke nüfusu 67.844.903 kişi iken,) engelli sayısı yüzde 5,4’dür. Engelliler İdaresi’nin 2008 yılında yayınladığı verilere göre, Türkiye nüfusunun yüzde 12,29’u engellidir. 2011’de yapılan diğer bir açıklamaya göre nüfusun yüzde 6,6’sının en az bir engeli vardır. Burada ciddi bir çelişki var. Belli ki verilerimiz hâlâ sağlam değil.

Ancak çeşitli akademik çalışmalarda Türkiye’de oran yüzde 15’in üstünde gösteriliyor. Ayrıca engelli doğum ve kronik hastalıklar yüzünden ortaya çıkan engellilik ise adeta salgın gibi.

ETE, SÜTE, YUMURTAYA GDO

Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Selim Çetiner, 2011 yılında yaptığı açıklamada “Biyogüvenlik Kurulu’nun GDO onaylarına katılmam mümkün değil. Piyasadan aldığımız 51 yemden 50’si GDO’lu çıktı” diyor. Bu açıklamayı ilginç kılan şey ise Selim Çetiner’in, GDO yandaşı ve şiddetli savunucularından olması.

İtalya’da Catania Üniversitesi Biyomedikal Bilimleri Bölümü’nden Agodi, Barchitta, Grillo ve Sciacca,  marketlerden 12 markaya ait 60 farklı süt örneği alıp analiz eder. Sonuç şu: GDO’lu mısır ve soyayla beslenen hayvanlardan elde edilen bu sütlerin yüzde 25’inde GDO’lu DNA parçalarına rastlandı. UHT ve pastörizasyon işleminin dahi bu GDO’lu DNA zincirini parçalayamadığı tespit edildi.

Ayrıca İtalya’daki Cattolica S. Cuore Üniversitesi’nde yapılan araştırmada da, GDO’lu yemle beslenen hayvanların kanında, karaciğerinde, dalağında ve böbreğinde GDO’lu DNA’ların tespit edildiği duyruur. Phipps, Deaville ve Maddison’ın yaptığı araştırmada ise süt ineklerinin sütlerinde, kan ve dışkıları ile oniki parmak bağırsaklarında transgenik bitki DNA’sına rastlandı. Açıklamada ‘GDO, yemler yoluyla hayvan dokusuna geçer ve bilimsel araştırmaların da gösterdiği şekilde hayvan bundan zarar görür’ denildi.

Şimdi ete süte geçen transgenik bitki DNA’sı yani GDO, bunları yiyip için anneye, bebeğe geçmez mi? ‘Geçmez’ diyen dünyanın en büyük yalancısı değil de nedir?

BEBEKLER NEDEN ENGELLİ DOĞAR?

Günümüzde yüzbinlerce bebek böbrek, karaciğer yetmezliği, kalp ve beyin sorunları hatta kan kanseri (lösemi) ve şeker hastası olarak doğmakta.

‘Tıp gelişti!’ Neredeyse bütün kadınlar gebelik başlamadan doktor kontrolüne giriyor. Gebelik sürecinde her hafta doktora koşuyor. Geçen hafta manşete taşıdığımız Anadolu Ajansı‘nın çok mühim haberinde okuduğunuz gibi Türkiye’de her 100 doğumdan 60’ı sezaryenle yapılıyor.

Buna rağmen engelli doğumlar salgın gibi. Daha acısı ise şu: Pek çok doktor, küresel iblislerin tuzağına çekiyor aileleri. Çocuğun engelli olduğunu iddia ederek alınmasını öneriyor. Ya da alınma sürecine yönlendiriyor. Gebe kadının moralini sıfıra çekip, ya ikna ediyor, ya da düşüklere yol açıyor. Hâsılı tam bir facia ile karşı karşıyayız.

Haberlerde ise böbrek yetmezliği ile doğan bebeğin doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadığı söylenir. Karaciğer yetmezliği olan bebeğin öldüğü dile getirilir. Ama hiç kimse neden bu kadar çocuk organ yetmezliği veya engelli doğar sorusunu sormaz. Hep tıbbın ilerleyişi ve hastanelerin modernliğinden söz edilir. Nedenler kimsenin umurunda değildir. Çünkü bizde koruyucu / önleyici hekimlik söz konusu bile değil. ‘Hasta ol gel tedavi ederiz. Nasılsa tüm masraflar devletten.’ Tüm çağrı ve gayret bu yönde…

Ahlak, insaf, vicdan, erdem, irfan kısaca ne kadar değerimiz varsa tatilde. Kimse anne ve babanın ne yiyip içtiği, bunların bebeğin sıhhatine ve geleceğine etkisi, nesil emniyeti, gelecek nesilleri bekleyen tehditlerle ilgilenmiyor. ‘Ânı kurtar, gerisini boş ver’ mantıksızlık ve aymazlığı hüküm sürüyor.

Özetle bunca sağlık meselesinin nedenleri şunlar:

  • Anne ve babanın gebelik öncesi ve gebelik süreci ve hatta emzirme süreçlerinde yiyip içtikleri, gıdaların vitamin, mineral, protein açısından besin değerinin azlığı.
  • Mevsimsiz ve niteliksiz gıdaların yanı sıra gübre, ziraî kimyasallar ile toksik hâle getirilmiş gıdalar.
  • Aşırı endüstriyel işlemlerle; fıtrî, tabiî, tayyib hallerinin bozulması, yok edilmesi.
  • İnsafsızca eklenen, her türü bin bir hastalığa yol açan katkı maddeleri.
  • Alkol, sigara ve Hürriyet’in haberinde görüldüğü gibi eroin vs. bağımlılık maddeleri. Bu bağımlılık maddelerine katkı maddelerini de eklemek gerek.
  • Güzellik numarasıyla teşhircilik ve cinsel mesajlar için kullanılan kozmetik ürünlerinin içerikleri.
  • Mutfak, banyo, tuvalet, çamaşır, mesken ve eşya temizliklerinde kullanılan her biri kanserojen olan sözde temizlik maddesi kimyasallar.
  • Recombinant DNA teknolojisi ile üretilen günümüz ilaç ve aşıları.
  • Gebelere şeker yükleme, aşı, sentetik folik asit gibi takviye ve işlemler.
  • Hava ve çevrenin kirletilmesi.
  • Sularımızın klor gibi ölümcül maddelerle temizlenmeye kalkılması.
  • Ev eşyalarının içindeki, odayı ve havâyı kirleten kimyasallar, duvar ve eşya boyaları.
  • Dünyanın en aziz nimeti suyun hapsedildiği fitalatlı ve BPA’lı ambalajlar.
  • Sentetik giysiler ve petrokimya ambalajlar.

Adına ‘küresel sistem’ denilen tağutların hükümran olduğu, bu ifsad ve şer düzenin ürün ve neticelerini daha da çoğaltabiliriz. Ama bu iğrenç maddelere hayatında yer veren, beslenmeyi sadece karnını doyurmak ve haz almak sanan bir toplumun başına sadece bu kadarı gelmesi bile mucize değilse nedir?

Daha fazlasını hak ettiğimiz ortada… Lakin Allah (c.c.) içimizde sabiler, hâlâ varsa salih ve abidler ile kurt kuşun hürmetine bizi koruyor. Yoksa buna hayat denilmez. Olsa olsa cehennemi dünyada yaşamaktır olup biten.

Bizden hatırlatması. Vesselam.

Paylaş
Önceki Yazı

Ölsek te, Kalsak ta “Evet!”, Çünkü Başka Türkiye Yok!…

Sonraki Yazı

Batı Nereye?

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Batı Nereye?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap