MİT’in PKK ile yaptığı görüşmelerden birinin ses kayıtları ortaya çıktı.
Keza MİT’in ve TSK’nın İmralı’da Abdullah Öcalan ile yaptığı birçok görüşme de, biliniyordu.
Görüşmeyi yapan kurumlar MİT, TSK ya da Emniyet Genel Müdürlüğü vs. olabilir.
Siyasi ve askeri bir meselede PKK veya Abdullah Öcalan ile devletin Tapu Kadastro Müdürlüğü görüşme yapacak değil ya.
Elbette devletin istihbarat, askeri ve emniyet güçleri görüşecek.
Bunlar devletin kurumları.
Şimdi gündemde olan birkaç noktaya değineceğim.
1)Devlet, terör örgütüyle görüşme yapmaz deniliyor.
Bu son derece bayat ve kokmuş bir görüş.
Devlet, terör sorununu bitirmek için onunla mücadele de eder, görüşür de. Önemli olan görüşmenin kendisi değil, içeriğidir. Öyle görüşemez naraları atanlara sormak gerekiyor: Siz hükümetteyken Abdullah Öcalan ile görüşülmüyor muydu? Bu noktadan muhalefet yapmak, bırakın siyasi bir seviyeyi, gerçekten ayıp.
2) MİT-PKK görüşmesinin ses kaydının gündeme düşmesiyle, muhalefette bir celallenme, hükümette ise bir tereddüt hâsıl oldu.
Görüşmeler konusunda muhalefetin celallenmesinin hiçbir kıymeti harbisi yok!
Olmadığı, halkın tepkilerinden belli.
Ancak Başbakan Erdoğan’a ne demeli?
Başbakan diyor ki, hükümet görüşmüyor, devlet görüşüyor!
Seçimlerden önce de, İmralı görüşmeleri üzerine muhalefetin salvoları karşısında Erdoğan, aynı şeyleri söylemişti. Şimdi de,“Hükümet olarak biz yapmadık ama devlet olarak bu görüşmeleri yaptığımızı, ben parlamentoda dile getirdim. Benim veya hükümet üyesi arkadaşlarımdan birisini ispat etsinler dedi. İspat edemezlerse, ’Şerefsizdirler, alçaktırlar’ dedim.”
Bu çok kötü bir dil.
Haydi, seçim öncesi bu tür şeyler su götürür diye düşünülebilir.
Ya bugün…
Neymiş efendim, hükümet değil, devletin organı görüşüyormuş!
Haydaaaa…
Devlet kim?
Devlet, bir kurum değil mi?
Bu kurumun görev bölümleri, hiyerarşileri vs. yani bir mekanizması yok mu?
Devleti kim yönetiyor?
Hükümet değil mi?
Devleti ben ya da Çemişgezekli Ahmet efendi yönetmiyor!
Devleti Hükümet yönetiyor ve bu hükümetin başı da sizsiniz Başbakan Erdoğan!
MİT size bağlı değil mi?
Emniyet teşkilatı size bağlı değil mi?
TSK, size bağlı değil mi? (Eski dönem TSK’yı saymıyoruz!)
Bunların güçler ayrılığıyla da bir ilgisi yok.
Bu kurumlar özerk de değil ve doğrudan hükümete bağlı.
O halde…
Ne demek hükümet görüşmüyor, devlet görüşüyor?
Halbuki Başbakan, aynı konuşmasında, yukarıdaki cümlesinin ardından şunları söylüyor: “Onun (MİT başkanının) görevi bu zaten ve benim özel temsilcim olarak da giden yine devlet görevlisi olarak müsteşar yardımcılığı döneminde göndermişimdir, bir devlet görevlisidir. Kimle gitmiştir gene MİT müsteşarıyla beraber gitmiştir” diyen Başbakan, bu görüşmeleri sahipleniyor. İyi de ediyor.
Hal böyleyken nedir bu devlet görüşüyor, hükümet olarak bizden kimse yok, ispat edemezlerse şerefsizlerdir lafları.
Bugün artık, devlet görüşüyor lafını edemezsiniz.
Elbette hükümet doğrudan görüşmüyor ve görüşmelerde hükümetten kimse yok.
Ancak bu duruma sığınarak, biz değil, devlet görüşüyor demek, basit bir laf oyunu değil mi?
İşte bunun için diyorum ki, anlayan varsa beri gelsin.
Görüştüğünüz için sizi ve Hükümetinizi destekliyorum.
Görüşmek ölümleri bitirecekse, milyon kere görüşünüz!
İnanıyorum ki, bitirecek!
Yeter ki bu siyasete ve iradeye sahip olunuz.
Muhalefete teslim olmayınız, görüşünüz, görüşünüz, görüşünüz!
3) Bu muhalefet ne kadar zavallı!
Bu muhalefet (CHP, MHP) gerçekten siyaset üretemiyor.
Gerçekten bunlar çok zavallılar ve hükümet, bu beceriksizler, bu ferasetsizler yüzünden çok şanslı. Orası öyle de, ne yazık ki bu açıdan ülke şanslı değil!
Çünkü kötü bir muhalefet hem hükümetin fütursuzlaşmasına hem de demokratikleşmenin cılızlaşmasına neden olabiliyor.
CHP Bolu milletvekili Tanju Özcan MİT müsteşarı Hakan Fidan ve yardımcısı Afet Güneş hakkında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş.
Sanıyorum bu şahsın derdi, tutarlı muhalefet yapmaktan çok, basında adından söz ettirmek olsa gerek. CHP yönetimi de buna prim veriyor. Demek yönetimin feraseti de bu kadar işte!
Gerçekten ayıp!
Böyle muhalefeti anlayan varsa, beri gelsin!
