Ankara’da Bir Bomba Patladı, Elektrikler Kesikti, Çünkü Yağmur Yağıyordu
Mevsim değişiyor… Havalar soğumaya ve yağmurlar yağmaya başladı.
Yazı kapattık, sonbahar ilk aylarının ortalarında öyle bir geldik ki, sorma gitsin…
Yağmurun şiddetini görünce içimden; “İstanbul’u yine su bastı… Geçitlerin altında yine araçlar kaldı… Yoksulların yaşadıkları bodrum katları, bir iki küçük parça eşyaları sular içinde kaldı” diye hayıflandım.
O ne, elektriklerimiz de kesik…
Güvenliğe soruyorum; “Elektrikler ne zaman gelir, bilginiz var mı?” Bilgilerinin olmadığını söylüyor.
Büyükçekmece TEK’den yetkili bir arkadaşı arıyorum. Elektriklerin ne zaman gelebileceğini soruyorum. “Ali fırtına var. Arkadaşlarımız müdahale edemiyor. Uzun sürer” diyor.
Kim bilir, İstanbul’da kaç yerde elektrikler kesildi?
*****
Ankara’da bombalı saldırı…
PKK’nın yaptığı iddia ediliyor.
Ancak, bombanın (kimi hükümet yetkililerine göre tüp) Emniyet İstihbarat eski Müdürü Ramazan Akyürek’in evinin olduğu sokakta patlaması oldukça manidar.
Akyürek kim?
7 TİP’linin 1978 yılında öldürülmesinde faillerinden birini yakaladığı iddia edilen kilit isimlerinden olan zamanın komiseri.
Başka; Hrant Dink’in öldürüldüğünde Emniyet İstihbarat Müdürü.
Ergenekoncu çetenin, Fettuhlahçı diye suçlayıp, Ergenekon operasyonunu yürüten kişi olarak suçladığı kişi.
PKK, saldırıyı kendilerinin yapmadığını iddia etti.
BDP, bombalı saldırıyı kınadı.
*****
BBP’nin lideri Muhsin Yazıcoğlu’nun düştüğü helikopterin beyni çalınmış.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kaybolan beyin için “keçiler yemedi” ya diye açıklama yapmış.
Devlet için kurşun yemiş, kurşun atmış olanlara ilginçtir en çok savunduklara, devlet büyük ihtimalle suikast yapmış.
Her yer karanlık… Anlamak, anlamaya çalışmak…
Elektrikler kesik… Her yer yine karanlık.
Aydınlanmak gerek.. Karanlığın ortadan kaldırılması için, beyinlerimizde elektriğin kesilmemesi gerek.
*****
Ülkenin her yerinde bin 700’den fazla açık çöp toplama alanı, ilkel yöntemlerle devam ediyormuş!
Devlet belediyelerden 5 ile 10 yıl içersinde düzeltilmesini istemiş, 10 yıl önce.
Ne yazık ki, 1700’den fazla belediye, devletin isteğini yasaya rağmen yerine getirmemiş.
1993’de apoletsiz Kuvayi Milliyeci Şinasi Öktem Paşa’nın yönettiği Ümraniye’de çöp patlamış, onlarca yurttaşımız ölmüştü. 12 vatandaşımızın ölüsüne bile ulaşılamamıştı.
Dışarıda yağmur yağıyor, elektrikler kesiliyor ve 21. yüzyılda çöp toplamayı bile beceremeyen büyük ülkemin, büyük yöneticileri hamasetle böbürlenmeye devam ediyorlar.
*****
Hava karanlıktı, gökten sicim gibi yağmur yağıyordu.
Armuttarla mevkiinde ise fırtına esiyordu.
Dışarıda yağmur yağıyordu ve elektrikler kesikti.
Devleti yönetenler (Pardon hükümet, Başbakan öyle söylüyor) ise Ortadoğu’nun bataklığında büyük ülke olmanın gereklerini yerine getiriyorlardı.
Suriye’ye, Mısır’a, Libya’ya demokrasi vaatlerinde bulunuyorduk.
Ülkemizde ise elektrikler kesiliyordu. Bombalar patlıyordu. Saldırılar devam ediyordu.
Çocuklarımız ise, ölmeye devam ediyorlardı.
Ankara’daki bombalı saldırıda ölen kişinin yakını isyan ediyordu. “Neden hep yoksullar ölüyor?”
*****
Dışarıda yağmur yağıyor.
Ben ise yağmurun yağdığına seviniyorum.
Toprak suyuna kavuşuyor, barajlar doluyor.
Olması gereken oluyor.
Mevsimler, mevsimliğini yapacak.
Sonbahar hazan mevsimi.
Doğa değişim yaşarken, aynı değişimi bizler de hissediyoruz hayatımızda.
Ağaçların yaprakları sararacak, dökülecek.
Sonra yeniden dallarında tomurcuklar açacak…
Yeniden yeşillenecek…
Aynen hayat gibi.
*****
Bombalı ve silahlı saldırılar devam edecek…
Çocuklarımız da ölmeye…
Anneler, babalar, kardeşler, eşler, nişanlılar, sevgililer, arkadaşlar, dostlar ağlamaya devam edecek…
Sonbahar yağmurları gibi gözyaşları akacak.
Devleti (Başbakan hükümet diyor) yönetenlerin görevi ne?
Yönettikleri toplumun çocuklarını ağlatmamak… Onlara iyi hayat vaat etmek.
Sözlerini tutamadıklarında, yerine getirmediklerinde, yağmur ortaya çıkardığı sellerin önüne katıp her şeyi götürdüğü gibi, gözyaşlarından akan sele dönüştüğünde önüne katıp her şeyi götürecek.
*****
Yağmur yağacak, toprak suya kavuşacak.
Yoksulların evlerini sular basacak.
Büyük yöneticilerin yönettiği, büyük ülkenin topraklarında toprağa şiddetli yağmur değdiğinde elektrikler kesiliyor, evleri, yolları su basmaya devam ediyor.
Elektrikler kesilecek, her yer karanlık olacak.
Bombalı, silahlı saldırılar da devam edecek…
Ölüm yine yoksullara düşecek.
Ve onları yönetenler ölümlerden beslenmeye devam edecek.
Hayat ise devam edecek;
Aynen mevsimler gibi…
