Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Cahit KARAÇ

Anayasa

Cahit KARAÇ Yazar Cahit KARAÇ
21 Haziran 2011
Cahit KARAÇ
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ana; Doğurup çoğaltan varlık.

Yasa; Doğanların hak ve hukukunun korunup kollanmasına yönelik yapılan kanun.

Anayasa ise adı üstünde, doğup büyüdükleri vatanın sahibi olup, bir arada yaşamak için kader birliği etmiş olan tüm insanların hak ve hukukunu koruyan en üsteki temel yasanın adıdır.

Anayasa denilen temel yasa, genelde ahlak seviyesi yüksek toplumlarda genel hayatı kolaylaştırmak için yapılan etik kurallar zinciridir. Yoksa ahlaksız bir toplumun korunup kollanarak özgürleştirilmesi adı altında tamamen kuralsız yaşanması için yasa yapılmaz. Yapılırsa da ne milletin varlığı, ne de o milleti oluşturan insanların varlığı kalır.

O nedenle de eğitilip terbiye edilmemiş toplumlarda ahlaki ve etik kurallar zincirinden oluşmuş bir anayasa yapılıp uygulanması çok zordur. Çünkü kısa ve öz yazılarak yapılan anayasaların etik kuralları yerleşmemiş toplumlarda anlaşılır olup uygulanması işte bu yüzden çok zordur.

Ancak ahlaki olan etik kuralları yerleşmemiş toplumlarda anayasalar roman gibi yazılırsa, onları ancak o kurtarır. Zaten böyle uzun uzadıya yazılan yasayı da hiç kimse okuyup anlamaz. Anlamayınca da insanlar temel hak hukuktan uzak olup uzak yaşarlar.

Haktan hukuktan uzak olup uzak yaşayanlar içinde zaten anayasa olmuş olmamış hiç fark etmez. Yapılıp yapılmaması ya da yapılan yasanın ahlaki veya etik olması da onlar için hiç önem arz etmez. Çünkü zaten onlar rasgele bir hayat yaşadıkları için kuralsızdırlar. Kuralsız yaşarlar.

Ancak burada bir ayrım yapmak gerekir. Kimi kuralsız yaşayanlar bilinçsiz de olsalar, milletini sevip devletine son derecede sadık ve saygılı olan art niyetsiz, saf, temiz ve masum olup kendi halinde yaşamını sürdüren sade vatandaşlardır.

Bunların dışında gerçek manada insan hak ve hürriyetini arayanlar, milletin ve devleti n âli menfaatini düşünüp ilerletmek isteyenler ile bir de hak, hukuk ve özgürlük arama bahanesiyle milletin huzurunu bozup devletin bekasına göz dikmiş art niyetli insanlar olduğu da düşünülmelidir.

İşte en basitinden bu düşüncelerden yola çıkarsak, bir toplumda yasal düzeni sağlamak için anayasa denilen temel yasa, kurallı yaşayanların hak ve hukukunu kuralsız yaşayanlara karşı korumak için yapılırken aynı zamanda da milletin birliği, beraberliği, dirliği ve düzeni de korunup kollanarak bir bütünlük sağlanmalıdır.

Bütün bunların var olup yaşaması ve yaşatılması için de devletin bekasının ve bütün varlığının dirilik içinde yaşatılıp, korunması gerekir ki, vatandaş ilerleyip kalkınsın. Huzur bulup mutlu bir hayat yaşarken de aynı zamanda da çağdaş olup, çağdaş yaşasın.

O nedenle vatandaşın hak ve hukukunu devlete karşı koruyacak olan bir anayasa yapılması bu gün için ne kadar elzemse, özgürlük adı altında kuralsız yaşayan vatandaşına karşı devletin korunup kollanıp bekasının sağlanması içinde yeni bir anayasa yapılması bir o kadar elzemdir. Onun için bu gün sadece anayasal düzenleme yetmez. Diğer bütün yasalarında düzenlenip yeni anayasaya uygunluğu sağlanmalıdır. Çünkü kuralsız özgürlük, özgürlük sayılmaz.

Özgürlüğün aşırısı ( aşırı serbestliği) azgınlığı, kısıtlanıp tutsaklaştırılması da insanın onursuzluğunu oluşturur.

Bireyin onurunun korunup devletin de vatandaş nezdinde ki itibarının korunup saygınlığının artırılabilmesi için yapılacak olan yeni anayasada vatandaşın azgınlık ile onursuzluk arasındaki açık makasın da ahlaki değerlerle azaltılıp giderilmesi gerekir. Bunun yapılması içinde, içinde yaşanılan toplumun genel yaşamına yönelik bütün hassasiyetler göz önüne alınıp belirli bir ölçü içerisinde toplumun dengeli yaşayıp sürekli ilerlemesini sağlayacak sağlıklı bir yasa yapmak gerekir.

Artık taşlar yerinden oynamıştır. Halkın birbirine olan güven duygusu sarsılmıştır. Bu saatten sonra yeni bir anayasa yapalım mı, yapmayalım mı, gibi tartışmaların vakti, zamanı geçmiştir. Şimdi artık yeni bir anayasa yapmanın tam da eşiğindeyiz.

Peki, nasıl bir anayasa oluşturmalıyız ki, toplumun bütün katmanlarını birbiriyle barıştırıp huzur bulup mutlu yaşamalarını sağlayabilelim.

Birincisi, geniş katılım sağlanarak yapılmalıdır.

İkincisi, yasalar toplumu oluşturan bireylerin hak ve hukuklarının birbirlerine ve devlete karşı hakkaniyet ölçüleri içerisinde korunup kollanması için yapılmalıdır.

Üçüncüsü, vatandaşın birbirine ve devletine olan güven duygusunun sağlanıp korunması için yapılmalıdır.

Dördüncüsü, vatandaşın birbirine ve devletine karşı görev ve sorumlukta eşit olup gerçek hakkın teslimiyetine yönelik adaletin sağlanması için yapılmalıdır.

Beşincisi, vatandaşın birbirini sevip sayarak oluşturdukları devlet sistemi içindeki paylaşıma yönelik farkındalık duygularının geliştirip olgunlaştırarak devletin birincil vatandaşları olarak birbirine olan eşitlikleri sağlanarak medeniyet yolundaki ilerleyişlerinde insanca yaşamalarını ve sürekli ilerlemelerini sağlamak için yapılmalıdır.

Altıncısı, bütün bunların sağlanması için oluşturulan devlet sistemin de temelden çatıya sağlıklı bir anayasal yapıya kavuşturulup ilelebet bekasının yaşaması da sağlanmalıdır. Çünkü milleti vatandaş, devleti millet oluşturur.

Devleti güçlü olmayan bir millet, her zaman diğer güçlü devletlerin tehdidi altında yaşar. Bu şekildeki bir yaşam tarzı o milletin moralini bozar. Üretimini düşürür. Düşen üretim zamanla devletin zayıflamasını sağlar.

O halde devlet millet için, millet de devlet için var olmalıdır. Demek ki, bireyin millet olup sağlıklı yaşayıp varlığını sürdürebilmesi için önce birbirini anlayıp, anlaşan, sonra da birbirini sevip paylaşıp kucaklaşan bir milletin oluşması sağlanmalı. Daha sonra da bu milletin saygınlığını koruyup kollayarak ilelebet var olup yaşamasını sağlayacak yasal olan saygın bir devlet yapısı oluşturmak gerekir.

Demek ki, şimdiye kadar bunları yapmadık. Korunacak olan gerçek değerlerimizi koruyup yaşatamadık. Ya da hayat yolunda ilerleyen toplumumuz, çalışıp çabalayıp gayret gösterip üretmeden medeniyete ulaşacağız denilip hedefsiz koşturularak yoruldu. Ya da umudunu yitirip hayattan koptu. Ya da inadına yaşamak için hayatı zorlayıp hak hukuk tanımayıp zaman içinde her türlü olumsuzluğu mubah sayarak kuralsız yaşantısına devam edip ahlakını bozdu.

Bu şekilde ahlakı bozulmuş bireylerin yasal çerçevede içinde yaşadıkları topluma verecekleri hiçbir şeyleri yoktur. Olmadığı gibi bencil yaşayıp umut peşinde koşarken daha önceleri haklı da olsalar sağa sola koşturulup savrularak daha sonraları haksız duruma düşürüldüler. Sağa sola savrulup düşüp koşan halk, en sonunda dayanamayıp toplumun oluşturduğu genel ahlak kurallarını zorlayıp bozmaya çalıştılar.

Onlar bozdukça biz yeni yasalar yapıp tamir etmeye çalıştık. Sonunda bunun önü arkası gelmez bir hal alıp iş çığırından çıktı.

Her geçen gün kuralsızlıkla bozulan yasalar laçkalaşır, ahlak bozulur. Bozulan ahlak her geçen gün insanların birbirine olan güven duygusunu yıkar. Güven duygusu yıkılıp kaybolan bir toplumda yapılan yasa ne kadar mükemmel olursa olsun. Bunun topluma hiçbir faydası olmaz. Çünkü binanın temel taşı yerinden oynamıştır. Artık böyle bir binada güvenle oturulmaz. Oturulsa da artık o bina risk altındadır. Oturanların hepsi birbirlerine karşı güvensiz olup hep şüphe içinde yaşarlar.

Şüphe içinde yaşayan bir toplum ne gözünün önünü görür, ne de sağlıklı olup sağlıklı yaşar. Ne de kalkınıp ayağa kalkarak, onuruyla medeniyet yolunda çağdaş devletlerle yarışır.

Dolayısıyla bu şekilde ne insanımız ne eğitilip terbiye edilerek ahlaklanır. Ne de bu şekilde toplumuz ilerleyip çağdaş medeniyete ulaşır. Çünkü medeniyetin yolu güvenden, adaletten ve sevgi içinde yaşanılan bir toplum hayatından geçer. Böyle güzel bir toplumun oluşturduğu insanlıktan ve o insanlığın oluşturduğu güzel ahlaktan geçer.

Güzel ahlaklı olmak içinde insanımızın okutulup eğitilerek farkındalık duygusunun geliştirilmiş olması gerekir ki, vicdanı gelişsin. Toplumda paylaşımcı olabilsin. Paylaşmak insanı, insan yapar. İnsan olan paylaşır ve adil olur. Hak ve hukuka karşı isyan edip bencil olmaz, daima her hakka saygılı olur. Haksızlığa da yasal çerçevede itiraz eder.

Yoksa toplumda sevgi oluşmaz. Sevgisiz bir toplumun da ne zaman ne yapılacağı hiç bilinmez. Sevgisiz yaşanılan bir toplumda her geçen gün huzursuzluklar oluşurken aynı zamanda da kıskançlıklar ve düşmanlıklar da oluşup artmaya başlar. Bunun önü alınamayınca da toplumda kargaşa ve kaos oluşmaya başlar.

Demek ki, anayasa bir toplum yasasıdır. O da toplumun genel ahlakiyle yakından ilgilidir. Ahlaki olgunluğa ulaşmamış bir toplumda ne anayasa bir işe yarar. Ne de diğer hak ve hürriyetler bir işe yarar. Çünkü toplum yeterli olgunluğa ulaşmadığından, konuşup anlaşıp uzlaşmaktan çok uzaktır. Uzaklığı oranında da hem cahil, hem de inatçıdır.

Cahil ve inatçı insanlarla konuşup uzlaşıp anlaşmak çok zordur. Onun için cahil ve inatçı insana aşırı yasal özgürlük vermek adeta eline silah vermekle eşdeğerdir.

İşte bu yüzden anayasa yaparken insanımızın dikkat etmesi gereken en önemli husus, insanların özgürlük alanları genişletilip, hak ve hukukları geniş çerçevede verilirken, içinde yaşanılan devlet sistemin de bu yapıya uygun yaşamasının sağlanması için onun da hak ve hukukuna özen göstermek gerekir.

Aksi takdirde insanımıza özgürlük verelim derken, parçaları birbirine bağlayan somunun gevşek bırakılıp yeterince sıkıştırılmaması sonucundaki harekette yerinden oynayan her bir parçanın zamanla aşınıp laçkalaşarak parçalanıp dağılıp yok olmasını sağlar.

O halde benim varlığım senin varlığınla, senin varlığında benim varlığımla var olup devamını sürdürebilir.

Demek ki, gerçek hayat bizden aşırılıklardan kaçınıp dengeli bir hayat kurup yaşamamızı, böyle bir hayatı yaşarken de huzur bulup mutlu yaşamamız için ölçü içerisinde makul bir hayat sürdürmemizi istiyor.

Hadi bakalım seçilenler, yasa yapmak sizlerin görevi. Türkiye’m için her şey hayırlı olsun.

Lideri koşturan halk, halkı coşturan liderdir.

Hadi bakalım sayın parti liderleri, halkımız sizleri koşturup sevindirdi. Sizler de şimdi bizleri coşturup, koşturup, sevindirin bakalım. Türkiye’m neleri başarıp nerelere koşacak.

Paylaş
Etiketler: anayasacahit karaçdüşünmekhuzurkuralllarkuralsızlıklarmillet
Önceki Yazı

Türkçe Olimpiyatları

Sonraki Yazı

Seçtiğim Mezar Yazıları-I

Cahit KARAÇ

Cahit KARAÇ

İlişkili Yazılar

Cahit KARAÇ

Barış

19 Nisan 2019
5k
Cahit KARAÇ

İnsan ve Ağaç

16 Nisan 2019
5k
Cahit KARAÇ

Cahit’ten Özlü Sözler

26 Şubat 2019
5k
Cahit KARAÇ

İnsan ve Ağaç

23 Şubat 2018
5k
Sonraki Yazı

Seçtiğim Mezar Yazıları-I

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap