Anayasa ve Demokrasi

Anayasa ve demokrasi: Batılılar iki asırdır bu iki kavramın içine ettiler.
Şimdi de bizler bu bataklıkta debelenip duruyoruz…
Bizdeki anayasa tartışması aslında Batı kadar eskidir.
1876’da birinci Meşrutiyetle başlayan bu serüven maalesef bizi fırtınanın önünde savurup duruyor…

Avrupalı devletler anayasalarını halletmişler mi, hayır!?.
Peki Avrupa’nın büyük devletlerinde anayasa tartışmaları olur mu, o da hayır!?.
Anayasa tartışmaları nerede yapılır?..
Tabii ki geri kalmış ve sömürülmekte olan ülkelerde…
Peki bu sömürülen ülkelerdeki anayasa tartışmaları sonunda nereye gider?..
Hantal, kendi içinde halkına baskı yapmaktan başka becerisi ve gücü olmayan ordularının işe el koymasına kadar gider…

Peki ülkemizde böyle işler oldu mu?..
Olmaz mı, çok oldu…
Osmanlı da bile 31 Mart vakası oldu ya…
Sonra Türkiye’mizde:
1960 ihtilali…
1971 Muhtırası…
1980 ihtilali…
28 Şubat Postmodern darbesi…
Sonra da 15 Temmuz kalkışımı…
Bizi, basit oyunlarla kündeye getirip yok etmek için neler denemediler ki?..

Dedik ya, Avrupalı devletler bu konuyu halletmişler…
Nasıl halletmişler, mükemmel anayasalar yaparak mı?..
Hayır, tabii ki hayır…
Hepimiz iyi biliriz ki:
İngiltere anayasası yazılı bile değildir. Tek bir anayasal metin bulunmamaktadır. Kanunlar ve mahkeme kararları ile bugüne geldiler. Bu arada bu yazılı olmayan anayasaları ile de tüm dünyayı 150 sene yatırıp kaldırıp yönettiler…

ABD: şu anda dünya hakimiyetini elinde tutan emperyalist süper bir güç… Peki anayasası var mı?..
Olsaydı bu kadar haksızca dünyaya zulmeder miydi?..
Şaka bir tarafa… Bunların da anayasası bir önsöz ve 7 maddeden meydana gelmiştir.
1787’den bugüne 27 kez değiştirilmiş bu anayasa 1945, 2. Dünya savaşından bu yana tüm dünyayı yönetiyor.
Fransa ki modern demokrasinin merkezi sayılır da ancak 1’den 5’e her biri neredeyse ihtilal düzeyinde 5. Cumhuriyet tartışmasıyla kendine gelebilmiştir.
Almanya anayasasını hangi taraftan okursanız okuyun yolunuz ABD’nin Almanya’yı işgaline çıkar.

Bunları anlatmakla şunu demek istiyoruz:
Anayasa nedir ki, maddeler dolu ruhsuz birkaç sayfa veya kitap…
Ona ruhu ancak toplumların seviyesi, kalitesi ve birlik beraberlik içinde ki anlayışı verir.
Yoksa kalitesiz kişilerin elinde oyuncaktan başka bir şey değildir.
Bu Avrupalı devletler için de böyledir.
Avrupalı yetkililer halklarından fırsat bulsalar o olmayan anayasalarını yerle yeksan ederler…
Mesele şu ki: toplumlar soylulara karşı anayasaları için çok ağır bedel ödediklerinden aldıkları hakların değerlerini bilip tavizsiz davranmaktadırlar…

Batı’da alınan bunca haklar bu büyük mücadele ve bilinç sonucunda oluştu…
Onlarda oluşan anayasanın mükemmelliği değil işte bu kazanımın bilinç sürekliliğidir.

Kadim tarihin derinliklerinde:
Batı, ilkel çelik çomaklar oynarken Türkler binlerce yıl görkemli töreleriyle tüm dünyayı adalet içinde yönetiyorlardı…
bir asırdan fazladır ki: tarihimizi, hafızamızı ve töremizi elimizden alarak elimize ne idüğü belirsiz şeyleri vererek bizimle oynadılar… Lakin iyi bilsinler ki bugünlerde işin sonuna geldiler…
Bu millet tarihine ve töresine bakarak nasıl bir anayasa yapacağını artık iyi biliyor…
Bundan sonrası samimi vatansever bilgelerin işi…