Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Eğitim & Kültür Genel Eğitim

Aliyev, Paşinyan ve Erdoğan

Yakup HALICI Yazar Yakup HALICI
16 Ağustos 2025
Genel Eğitim, Siyaset & Politika, Tarih, Yakup HALICI
0
Aliyev, Paşinyan ve Erdoğan
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Aslında tarih sürprizlerle dolu değildir. Dünya döndükçe ve “dünya zamanı” ilerledikçe yeni evrelere geçiyor. Evreler tasarlanmaz ve öngörülemez gibi gözükse de… Bu sıradan insanlar ve devletler için geçerlidir.

 

Dünya yaşamında başroldeki insanlar ve devletler için ileriyi öngörebilir olmak bilgi, zekâ ve gücü ile doğru orantılıdır.

Bir de,

Zannedilenin aksine her güçlü insan ve devletler zeki değildir. Ya da geleceğin onları nerelere götürdüğünün farkında olsalar bile, ellerindeki güç ve ortam onların kaderleridir. Gidişi değiştirmek ya da yönlendirmek ellerinde değildir.

 

Osmanlının tasfiyesi yıkılışından yüz-yüz elli yıl öncesinden belli idi. Dünya yeni bir evreye girmişti ve Osmanlı için kader ağlarını örüyordu. Osmanlı hantaldı, kuruluş felsefesi, yönetimi ve dayandığı ( ekonomik ve askeri güç) çağdışı kalmıştı. Mukadderat kaçınılmazdı. Çarlık Rusya’sı gibi ne coğrafyası ne de sosyal yapılanması ideolojik evrime müsait değildi. Mesela sanayi yoktu ki işçi sınıfı olsun, toprak aristokrasisi yoktu ki köylü kalkışması olsun. Güçlü bir “milli benlik” vardı. O da Anadolu’yu kurtarmaya ancak yetti.

 

Çarlık Rusya (başka bir boyutta) Komünizm devrimi ile ömrünü uzattı. Çarlık Rusya’sı o vakitlerde toprak aristokratlarına dayanan (rejimi ve ekonomisi ile) otoriter, yayılmacı ve sömürgeci bir imparatorluktu. SSCB de devlet bürokrasisine dayanan otoriter, yayılmacı ve sömürgeci bir imparatorluktu. Her ikisi de hantal ve gelişime kapalı yapılanmalardı.

 

Nitekim 1991’e geldiğimizde fazla dayanamadı yıkıldı. (1983-1991 yılları arasında Petersburg valiliği yapan Vladimir Khodyrev “Sovyetler tahminimizden on yıl önce yıkıldı” demiştir.) Yıkılış nedeninin şu veya bu olaylara bağlayabiliriz. Ama bunlar asıl nedenler değildir. Asıl neden imparatorluğun yapısından kaynaklanmaktadır.

 

Bugün de Rusya Federasyonu (şekil değişse bile) aynı yapılanma ve zihniyet üzerine kuruludur. Hantal bir ekonomi, otoriter bir rejim, sosyal sınıfların henüz teşekkül etmediği, sömürgeci, güce dayalı bir zihniyet. Böyle bir yapılanma azgın nehir akıcılığına karşı direnen gemi gibidir.

 

Dolayısıyla önce Gürcistan sonra sırasıyla Kırım ve Ukrayna. Hiçbir medeniyet, kültürel ve ekonomik cazibesi olmadan (sadece) “büyüklük kompleksi” ile bezenmiş askeri güçle girişilen çabalar. Dünya bununla zapt edilemiyordu, gelecekte hiç zapt edilemeyecek. Geleceğin hâkimi, önce teknoloji, ekonomi bunları sarmalayacak kültür ve medeniyet olacak.

 

Bu perspektiften baktığımızda Rusya’nın Kafkaslarda geldiği nokta gayet normal ve şaşılacak bir durum yoktur.

 

Zaman içerisinde tarih devletlerin önüne fırsatlar sunar. Bu fırsatlardan yararlanma önce o devletin tarihten gelen alışkanlıkları, hali hazır durumu ve yöneticileri ile alakalıdır.

 

Şunu açıkça ifade edelim ki, Kafkaslardaki (konumuz olan üç devlet) Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye geleceğe hâkim olabilecek kapasitede devletler değildir.

 

Her ne kadar 1991-2000 yılları arasındaki bocalamadan sonra gerek ekonomik ve sosyal yapının dönüştürülmesi olarak, ( iç-dış) siyaset olarak, en önemlisi silahlı kuvvetlerin yapılandırılması olarak sabırlı ve planlı bu günlere hep artılarla gelmiştir. Bu gelişimini, kendine ve halkına güvenen daha toplumcu, otoriterlikten sıyrılmış bir yönetimle geliştirebilir. Bu tür ülkeler iktidarlarını ayakta tutmak için daima (iç ve dış) düşman yaratarak sürdürmeye çalışırlar. Hâlbuki barışçı, komşularını hor ve düşman görmeyen, insani ilişkileri daima ön planda tutan, gelişime açık devlet ve toplum her zaman ayakta kalır.

 

Burada en çok Ermenistan’a iş düşmektedir. Bildiğimiz gibi Ermenistan 1991’den (hatta 1989’den) beri soykırım, Karabağ gibi milli galeyanı köpürten siyasetçilerin yönetiminde bu günlere geldi. Elbette bu Rusların ve diasporanın katkıları ile oldu. Ne var ki, bu bunu köpürtenlerin haricinde sade vatandaşa yaramadı. Fukaralıktan kurtulamadılar.

 

Eğer komşularınızdan güçlü değilseniz, bir de şovenizm hastalığına yakalanmışsanız hiçbir zaman iki yakanızı bir araya getiremez, onun bunun maşası olursunuz. Ermenistan yöneticileri halkını daha çağdaş ve müreffeh yaşatmak istiyorlarsa geçmişin (sadece) milli duyguları köpürten, intikamcı ruh halinden sıyrılmalıdır. Bunu başarmak kolay değil ama mümkün. Bana göre bunu gerçekleştirecek lider ve yöneticiler saygıyı hak ediyor demektir.

 

Türkiye’ye gelince,

 

Tarihin süreklilik arz ettiğini, liderliğin ileriyi doğru analiz etmesi gerektiğini, dünün bugünü, bugünün yarını tayin ettiğini çok iyi anlıyor ve görüyoruz. Osmanlı Kafkas İslam Ordusu, Nahcivan sınır komşuluğunun tesisi olmasa idi bugün Zengezur Koridoru bizi ilgilendirmeyecek, bize Orta Asya kapısı daima kapalı olacaktı.

 

Burada hazır yeri gelmişken,

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Zengezur Koridoru konusunda liderliği Trump’a kaptırdığından dem vurulur. Bu Erdoğan’a haksızlıktır. Eğer ülke olarak (Azeri Türklerinin değimi ile) bir şeye “gücünüz çatmıyorsa” kendinize ortak bulmak zorundasınız.

 

Netice olarak,

 

Gürcistan’la birlikte her üç ülke geçmişin acı yaşanmışlıklarını küllendirip, Kafkasları barış ve istikrar havzası yaptıklarında ve en önemlisi nefislerini “güç savaşına” esir etmediklerinde yakın tarihin en önemli projesini başarmış olacaklardır. Dilerim öyle olur…

Paylaş
Etiketler: aliyeverdoğanGürcistankafkaslarKarabağkırımkomünizm devrikuruluş felsefesiosmanlıpaşinyanRusya Federasyonu
Önceki Yazı

Gönlüm 50 Yıl Öncesinde, Küçükköy Vefa Poyraz Lisesi’nde

Sonraki Yazı

İnceden Ayar

Yakup HALICI

Yakup HALICI

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Devlet ve Ateşten Gömlek
Eğitim & Kültür

Devlet ve Ateşten Gömlek

01 Aralık 2025
5k
Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)
Gündem

Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)

29 Kasım 2025
5k
İbadetler Günahları Siler mi?..
Din ve Ahlak

İbadetler Günahları Siler mi?..

28 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı
Göz Gördü Gönül Katlanmadı

İnceden Ayar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap