Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Dr. Ahmet FİDAN

Alıp Başını Gider Rüstem Emmi!

Dr. Ahmet FİDAN Yazar Dr. Ahmet FİDAN
07 Kasım 2010
Dr. Ahmet FİDAN
5
404
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Alıp Başını Gider Rüstem Emmi Yaylaya Doğru!

Rüstem Emmi sabahın beşinde kalkar.

Kerpiç yığma tuğladan tek katlı dört gözlü yeterince geniş olan evinin en geniş bölümü olan bizim adına mutfak dediğimiz içeri odada, yine bizim adına şömine dediğimiz ama şömineden biraz daha genişçe olan ocağın içine yerleştirdiği kuzineyi o an orada olan kağıt, çalı çırpı ne varsa tutuşturarak yakar. On iki kişilik alemiyon demliği ağzına kadar doldurarak kuzinenin üzerine koyar.

Zarife Bacı da kocasıyla birlikte kalkar. Zaten kocadan sonra kalkan kadın, kadın değildir bir kere. Rüstem Emmi kuzineyi yakarken Zarife Bacı akşamdan teknede mayalanmaya koyduğu hamurun üzerindeki örtüyü açar ve genişçe bir tepsiye yayar ve Rüstem Emminin yaktığı kuzinenin fırınına sürer. Köylerde kuzine yüzyıllarca kullanılan ocağın yerini alan çok daha rahat ve pratik bir icattır. Bir tarafta çay suyu kaynarken bir tarafta da bir güğüm su her zaman kuzinenin üzerindedir. Ev halidir. Her zaman sıcak su lazımdır.

Rüstem Emmi ile Zarife Bacı için en özel zamanlar bu zamanlardır. Zamanın uyandığı ama çocukların hala kan uykusunda olduğu anlardır. Rüstem Emmi, Zarife Bacıya daha çok zaman ayırmak isterse bir saat daha erken kalkar. Her sabah aynı saatlerde kalmanın aynı şeyleri yaşıyor olmanın gıram sıkıntısını veya evhamını çekmeden her günü yepyeni bir gün gibi yaşarlar onyıllarca. Sadece ikisi vardır o an nefes alan. Bir ses varsa o, ya gür gür yanan kuzinenin sesi veya rüzgar varsa rüzgarın sesi… veya tamdaki büyük baş hayvanların arada bir çıkan derin nefeslerinin sesi. Hepsi bu…

Bir saat kadar Zarifesiyle diz dize, yüz yüze can cana zaman geçiren Rüstem Emmi, dışarı çıkıp tamdaki hayvanların sabah temizliğini ve yiyeceklerini verirken, Zarife bacı da büyük kızı uyandırır. Büyük kız Nuray vefakar cefakar ve çok çalışkan bir kızdır. Evde ikinci bir Zarifedir adeta. Annesi kuzinenin fırınında ekmek pişirirken Nuray da bir yandan sofrayı kurmaya başlar. Kuzine o kadar büyüktür ki, üzerinde büyük demlik, sıcak su güğümü, sabah için pişmekte olan kavurma tenceresi, her sabah pekmezle yenmek için patates tenceresi, hoşaf tenceresi… Köylerde haşlama patates her öğünde bulunur. Tok tutar çünkü. Sindirimi de kolaydır. Hoşaf tenceresi de patates tenceresi gibi eksik olmaz kolay kolay kuzine üzerinden.

Derken saat yedi olmuştur. Köy yerde gün adı üzerinde gün doğumuyla başlar. Güneş ancak küçük çocukların üzerine doğar. Zarife bacı ekmekleri çıkarırken kuzinenin fırınından Nuray da kardeşlerini uyandırır ve sofraya diker. En küçük Adem en zor kalkan çocuktur. Her sabah üç beş dakika ademin ağlama sesi dinlenmeden kahvaltıya oturulmaz. Adem sustuğunda yemek başlar. Sekiz can, iki de Rüstem ile Zarife, on nüfus, ocak başında her gün aynı saatlerde hemen hemen aynı şeyleri yaşamakta. Tek farklı olan, saat yedide açılan radyoda orta dalgadan dinlenen sabah ajansının haber başlıkları. On nüfusun hiç ama hiç biri günün hiç bir anında sıkılma nedir, stres nedir bilmezler. Her gün aynı olsa da her an yep yenidir onlar için.

Uzun sürmez sabah kahvaltısı öyle. Saat sekiz olmadan inekler sağılmış yayla yoluna hazır olmalı. Zarife inekleri sağarken Nuray ile Mustafa da diğer hayvanları tam önüne çıkarır. Artık gün gülümserken onlara, Rüstem ile Mustafa da yayla yolunu tutacaktır.

Yayla azığını Nuray ile annesi birlikte hazırlar. Azık sepeti büyük olur. Sepete, büsbütün bir ekmek, bir sahan haşlanmış patates, bir çanak yoğurt, bir tas pekmez, bir büyük sahan turşu kavurması veya ne yemek varsa o koyulur. Sepet içindeki azıklar devrilmesin diye sağa sola parça ekmekler sıkıştırılır. Üzeri de örtülünce azık sepeti hazırdır artık.

Rüstem Emmi ve oğlu Mustafa yola hazırlanır. Büyük baş hayvanları Rüstem Emmi çıkarırken beş-on koyun kuzuyu da Mustafa salar ağıldan. Koyunlar ağıldan salınırken her sabah tavuk pineğinin de kapısı açılır. Koyunları bazen Nuray salar. Aynı anda da pinekteki yumurtaları da toplar. Çünkü yumurta parası Nurayın çeyizi için biriktirilir. Haftada bir çarşıya Annesi ile Nuray gider. Rüstem emmi ile Mustafa Yaylaya giderken Nuray ve annesi de çarşıya gider. Ortanca kız Hacer de evdeki diğer kardeşlerine bakar. Cuma günü ise Ana-Kız yaylaya, Rüstem Emmi ile Mustafa çarşıya gider.

Rüstem Emmi, Cuma günü ve kar yağan kış ayları hariç haftanın her günü oğluyla yaylaya gider. Yaylaya gidiş ap ayrı bir zevktir Rüstem Emmi için. Kuzuların melemesi, büyük baş hayvanların tempolu yürüyüşünden çıkan zil ve çan sesleri, boz renkli Yaman’ın rüzgarıyla hizaya giren hayvanların kaçışmaları, arada bir atın homurtusu, öküzlere koşulmuş ağır ağır ilerleyen öküz arabanın tekerinin gıcırtısı…

Rüstem Emmi yol alır ağır ağır yaylaya doğru. Yükseklere çıktıkça hava soğumaya, duman artmaya nem çiseye dönmeye başlar. Üstündeki kepe, yoğunlaşan çisenin etkisiyle mos mos kokmaya başlar. En güzeli de, yaylaya varıldığında hayvanlar salınır salınmaz  ateş yakılır. Öküz arabası dikleştirilerek üzeri örtülür. Bu da yağmura karşı altına girmek için barınak olarak kullanılır. Ateşin dumanı tüterken bir yandan da yaylada çalışılır. Mustafa çoğunlukla hayvanların ve ateşin yanında oyalanırken Rüstem Emmi toprakta çalışır.

Vakit öğlen olduğunda öküz arabasının altına gelinir. Ateşe evden getirilen kerpiç demlik ile çay koyulur. Bazen de patatesler çiğ getirilmiş ise, külün içine patates gömülür. Köz üzerinde kerpiç demlikte demlenen biraz da is kokan çay, bardağa doldurulur. Serin havada o çayın dumanı, ateşin dumanı, uzaktan gelen hayvanların zil ve çan seslerinin tıngırtısı birbirine karışır. Mustafa babasının yamacına oturur ve erkek erkeğe içmekte oldukları çayın tadıyla keyiflenirler.

Alıp başını gider Rüstem emmi, uzar yayla yollarına.

Yıllar geçtikçe mutluluğu da uzar Rüstem emminin saf ve yalın bakışlarında.

* * * * * *

Şimdilerde ne Rüstem Emmi kaldıı, ne onun gözünün içine bakan Mustafa.

Ne  öküz arabası kaldıı, ne koyunların bekçisi boz  Yaman’ın  arşınladığı yayla…

Ne Zarife Bacı kaldııı, ne Nuray kaldı süzme gözleriyle ve sırma saçlarıyla…

* * * * * *

Sütüne kattığı suyu süzmüş gibi,

Ahrete bıraktığı keyfi sezmiş gibi,

Umudunu cıgarasıyla ezmiş gibi,

* * * * * *

Dua dua el açmış Rüstem Emmi çaresiz gibi,

Her haline çöreklenmiş şeytanı tavizsiz gibi,

Bir kış  boyu yetecek nevaleyi düzmüş gibi,

Hayalini bile kuramadığı rüyayı yazmış gibi,

Bütün dünyanın çarkını bozmuş gibi.

Alıp başını gider durmaz Rüstem Emmi…

* * * * * *

Sevgili pazar dostları, bu gün de bir öykücük paylaştım sizlerle. Ardından Rüstem Emminin saflığına da su katıştırdık dizelerimizle. Yer yer kendimin yer yer komşumun yer yer emmimin veya dayımın yaşadıklarını yazdım aslında. Çok ta eskilerde değildi bunlar inanın. En fazla 30 sene öncesinin isli yapraklarında kalmış kesitlerdi sadece. Oysa ki, bu gün okurken, sanki yüz yılı geride bırakmış gibi hissederseniz çok ta şaşırmam.

Pazar kahvenizin lezzeti, ömrünüzce sürsün dileklerimle…

Yazı Sözlüğü:

Kuzine: Soba yerine kullanılan, yaklaşık bir metre uzunluğunda yarım metre genişliğinde bir kaç iç bölme ve fırını olan teneke veya kalın sacdan yapılmış dikdörtgen görünümlü ısınma aracı. Sobanın içinde ekmek pişirilen şekli.

Alemiyon: Alüminyum

Azık: Evden dış ortama, tarlaya veya pikniğe veya çalışmaya çıkıldığında, eve dönene değin yetecek kadar yanına alınan yiyecek ve içecek.

Tam: Ahır

Yaman: Rüstem Emmi’lerin boz renkli koyun köpeği

Kepe (Kepenek): Çobanların üzerine giydiği, omuzu geniş, koyun veya keçi kılından yapılmşı su geçirmez aba.

Mos mos: Buram buram

Not:

Bu yazı, http://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.ahmetfidan.com ile, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Paylaş
Etiketler: günceköyköylüöyküpazar yazısıyaşam
Önceki Yazı

Çözüm ve Çözülme

Sonraki Yazı

Kimisi Kaçar, Kimisi de Kovalar!

Dr. Ahmet FİDAN

Dr. Ahmet FİDAN

İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004). Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi. ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir. Eserleri: Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.

İlişkili Yazılar

Bilim & Teknoloji

Kültür Araştırma Doğa ve Çevre Dernekleri Federasyonu Kuruluyor

15 Kasım 2024
5k
Dr. Ahmet FİDAN

Kişisel Gelişim ve Öz Motivasyon Teknikleri Açısından Toksik Kişilerden Uzaklaşma Yöntemleri

12 Kasım 2024
5k
Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies
Çocuk Gelişimi

Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies

11 Kasım 2024
5k
Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler
Dr. Ahmet FİDAN

Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler

06 Ekim 2024
5k
Sonraki Yazı

Kimisi Kaçar, Kimisi de Kovalar!

Yorumlar 5

  1. incitanesi says:
    15 yıl önce

    Evet sevgili Ahmet beyciğim çok güzel dile getirmişsiniz geçmiş yıları. O
    rüzgarın sesini dinlemek, külün içinde pişem patatesin lezeti, kerpiç demlik ile Köz üzerinde demlenen çayın lezeti, uzaktan gelen hayvanların zil ve çan seslerinin tıngırtısı bir başka oluyor insan özlüyor o güzelim yıları evet çok ta eskilerde değildi her şey doğaldı saf ve tertemizdi o yıların özlemi var halen Ahmet bey beni çok eskilere götürdünüz sağolun, varolun o mis kokan Köz üzerinde demlenen çayın lezeti,buram buram kokan kokusu bir başkadır ve her şey doğaldı. sevgili Ahmet beyciğim mutlu pazarlar size de bol köpüklü kahveler kalemine, yüreğine sağlık sağlıcakla kal..

  2. Çapar Kanat says:
    15 yıl önce

    Ahmet Bey
    Bizi Çocukluğumuza götürdün.
    Biz bilemedik, göremedik sarı oküzü Çukurovamız’ da. Önümüze sığırları kattıkları yaşımızda, köyde ne sarı öküz ne döven ne kağnı kalmıştı. Demir tekerlekli traktörlerin yerini lastik tekerleklilere bırakmak üzere olduğu yıllardı.
    Cer dişlili, paletli, arkasına 50 cm toprağın derinliğine inebilen pulluklarla Çukurova’ da son kalan makileri kökünden söken traktörlere yaşımız yetişebildi. Biz sarı öküzle, at ile toprağın karıştırıldığını, çifçilik yapıldığını İlerleyen yıllarda, başka illerde görür olduk
    Yazınızı zevk ile okurken:
    Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum
    Bekçileri gibi ebenced buraların,
    Bu tenha derelerin,
    Bu vahşi kayaların,
    Görmediği gün yoktur bizi
    Her gün doldurup testimizi.
    Kırlara açılırız çıngıraklarımızla
    Okuma yok yazma yok,
    Bilmeyiz eski yeni kuzular bize söyler
    Yılların geçtiğini
    arzu başlarımızından yıldızlar kadar yüksek
    Önümüzde bir sürü yanımızda bir köpek.
    (K.K)
    Çapar Kanat
    Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi

  3. Nurdan says:
    15 yıl önce

    Öykü çok güzeldi okurken bir köy canlanıyor insanın gözünde… Şatafatın, gösterişin, reklâm ve palavraların hiç geçmediği bir diyardır anlatılanlar ve oralar… Anadolu insanı doğasının saflığı kadar temiz, toprağının verimliliği kadar vericidir. Sahip olduğu tek somun ekmeğini paylaşacak kadar toktur. Misafirperverliği ile tanınan tevazu sahibi gelenekler…
    Kaleminize, yüreğinize sağlık…

  4. Aysun GÜL says:
    15 yıl önce

    Ahmet Hocam güzel konuya değindiğiniz içten ve samimi cümlelerle. Eskiye dair herşeyi kırdık geçirdik artık. Kadına ve erkeğe verilen görevlerin izleri bile şimdilerde kaybolmak üzere. köylerde yaşayan insanları keşke bu kadar kolay hayatları olsaydı.
    Atatürk köylü milletin efendisi dediği zamanlarda o köylü savaşın kanayan tarafı oldu elinde tırmıkla kürekle.
    Şimdilerde zamanın, köydeki insanları da erittiğini söylemeden geçemeyeceğim. Dışarıdan bakmak kolay ama içinde yaşamak çok ayrı bir durum.Tv denilen iletişim aracının amaca döndüğü zamanlarda yaşıyoruz artık ve köydeki insanın gözüne soka soka şehirde ki hayatın çileli gösterisini sanki herkese altın kaplarda sunulacakmış gibi anlatılması yüzünden köydeler de yaşayanlar kentlere göç etmeye başladılar.
    O sıcacık ilişkiler de kendiliğinden yok olmaya başladı. Efendi olan köylüde kentlerde köle olmaya mahkum edildi. Köle olmayanlarda ne oldumlarla karganın ördek misali yürümesini taklit ederken kendi olmayı unuttu.
    Kör kalabalıkların ahuzarında o saf ve temiz sınırlardaki insanları da, değişim kaftanını zoraki olarak giydirip, saldık hayatın zor anlarına.
    Ama şuda varki devletimizden Allah razı olsun. Çocuklar okusun diye elinden geleni yapıyor. Belki şehrdeki çocukların ellerindeki imkanlar yine yok ama hiç değilse köylünün eğitime harcadığı parayı kendi cebine koymasını kolaylaştırdı.
    evet emmiler, ezeler, bibiler ve neneler artık yerlerini farklı kelimelere bırakarak aramızdan yavaş yavaş ayrılıyorlar. Elimizde kalanlarında kıymetini bilerek yaşamak bizlere kalmış.
    TEŞEKKÜRLER HOCAM YÜREĞİNİZE VE KALEMİNİZE SAĞLIK. bu anımsatmalarla gönülümüze yağmur yağdırdınız.

  5. ahmet fidan says:
    15 yıl önce

    Sevgili incitanesi, Kıymetli Çapar Kanat, Sevgili Nurdan ve Değerli editörümüz, can dostumuz Aysun,
    Her birinize yorumlarınızdan dolayı ben teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap