Ali Emre DEDEOĞLU… Habertürk Tv Spor Spikeri… Beykent Üniversitesi mezunu… Sporla yaşayan bir güzel adam… Basketbolun gönlündeki yeri ayrı olan… Tüm bunlar ve daha fazlası için buyurun sohbetimize, sükut ile katılın muhabbetimize… Ali Bey öncelikle çok ama çok teşekkür ederiz, lütfettiniz köşemizin, Seyir Defteri’nin misafiri oldunuz…
Ben teşekkür ederim.
– SPORUN İÇİNDE OLMAK TERCİHİMDİ –
Öncelikle şunu sormak istiyorum. Spor gazeteciliği sizin tercihiniz miydi yoksa öyle mi rastgeldi ?
Spor gazeteciliği olarak değil de sporun içinde olmak tercihimdi. 5 yaşımdan beri sporla iç içe oldum, hayatımın bir yerinde hep oldu. Yaklaşık 10 yıl kulüp 4 yıl da üniversite dönemiyle beraber 14 yıllık basketbol hayatım oldu. Basketbolu bıraktıktan sonra yine içinde olmak istedim. Spor gazeteciliği de bunun için bir yoldu. Nitekim sadece basketbol değil hemen hemen tüm sporlara ilgim olduğu için bu sektörde bulunmak benim için kaçınılmaz oldu denilebilir.
Üniversitede hangi bölümü okudunuz ?
Beykent Üniversitesi, Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık bölümünü okudum. Çok alakalı bir bölüm değil hatta hiç değil ama ailevi yönlendirme o bölümü okumama neden oldu.
İşte bir ülke gerçeği daha. Bu ülkede bu tür nedenler ve çarpık eğitim sistemi dolayısıyla insanlar istediğini okuyamıyor. Üniversite yıllarınızı kaybolan ve boşa giden yıllar olarak görüyor musunuz ?
Ben üniversite çok konsantre olmadım açıkçası. Çünkü 1. sınıftan itibaren devamlı çalışma halindeydim nitekim okulum bu nedenle uzadı. Ailevi yönlendirme önemli ama bilinçli olarak yönlendirmek gerekli. Yapabilecekleri doğrultuda meslekler önüne sunulmalı. Lojistik konusunda sıkıntı yaşamadım çünkü hayatın her alanında lojistik mecburi olan bir şey. Öyle ki şu an çalıştığım işte bile aslında lojistik yapıyoruz yani operasyon yönetimi yapıyoruz. Haberlerin planlanması, yazılması, montajlanması ve sunulması da bir süreç. Kısacası ben bu dezavantajı biraz kendime uyarlayarak atlattım ama dediğin gibi ülkenin en büyük sorunlarından biri olan çarpık eğitim düzenine en azından ben uymadım diyelim.
– ULUSLARARASI LOJİSTİK VE TAŞIMACILIK OKUDUM –
Arzuladığınız işi yapıyorsunuz şu an. Mutlu musunuz hayatınızdan ?
Bazı noktalara çok hızlı geldim. 5 sene içinde küçük bir internet sitesi açarak girdiğim spor gazeteciliği mesleğinde spor spikerliğine kadar geldim. Evet mutluyum ama hedefler bitmiyor, devamlı bir heyecan gerekiyor. Dürüst olmak gerekirse bu işe girdikten sonra spora olan sempatim azaldı ama şu an tekrar aynı arzu ve heyecanla bakabiliyorum. Haber hazırlamak, yazmak ve sunmak telaşından maç izleyemez olmuştum. Eve gittiğimde televizyon açamaz duruma gelmiştim ama şu an oldukça rahat ve mutluyum denilebilir.
– OKAY KARACAN ÖĞRETMENİM OLACAK TI –
Spor spikerliğine nasıl başladınız ?
İlginç bir hikayesi var denilebilir. 2003 yılında İletişim Sanatları Akademi’sinde ” Spor Spikerliği Sertifika Programı ” açılacaktı. Mülakat yapılarak 6 kişi alınacağı belirtildi. Mülakatı geçtim, kaydımı yaptırdım ama geri kalan 5 kişiyi bulamadılar daha doğrusu kayıt alamadılar. Bende dedim, bu işin peşini bırakmam, bana yardım edin. Sağolsunlar yardımcı oldular ve ülkenin bilinen isimlerinden Ümit Aktan’dan özel ders aldım ama sonra çevrem olmadığı için pek peşinden koşmadım. O kurs açılmış olsaydı şu an Kanal 24’ün Spor Müdürlüğünü yapan Okay Karacan öğretmenimiz olacaktı ama olmadı.
2007 yılında HaberTürk Spor Müdürlüğüne başladığı zaman yollarımız kesişti ve Euro 2008 öncesi bana ekrana çıkma şansı verdi.
Okay Karacan ekrandan gözlemlediğim kadarıyla benim için spor yayıncılığının en baba iki üç isminden biri. Siz O’nu tanıyan biri olarak bize biraz anlatır mısınız ? Daha fazla bilgi sahibi olalım.
Katılıyorum senin de dediğin gibi tırnak içinde ‘ spor yayıncılığının ‘ önde gelen isimlerinden biri. Bir kere karşısındaki kişinin ne özellikte olduğuna bakmaz yani hümanist birisidir ki bizim gibi gençlere çoğu kişinin dediği gibi ‘ çocuk ‘ demeden şans verdi ki bu büyük cesaret isteyen bir iştir. Şöyle söyleyelim, karşı bahçenizde oluşan gelişmeleri bile sizlere tüm detayı ile aktarabilir. Bunu çok konuşmak anlamında değil en sade ve akıcı şekilde anlatmak anlamında söylüyorum. O kadar yaptığı işlere, başardığı şeylere rağmen hep mütevazi kalmıştır ki çoğu insan bunu başaramaz.
( DEVAM EDECEK… )
* 2. bölümde ağırlıklı olarak futbol konuşacağız…
