Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ERKAN

Aksu Öğretmen Okulu (LI) Ne Değerli Öğretmenlermiş Onlar!

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
13 Ağustos 2023
Hüseyin ERKAN, Öykü Tefrikaları
0
411
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

olgunlaşan hiçbir meyve                                                                                                                                           

durmak istemez dalında                                                                                                                 

güle güle sana canım                                                                                                                                                

herkes kendi yolunda.            

H.E.

Güya Antalyalıyım ben ama denizi 12 yaşımda gördüm ilk kez. Uzaktan uzaktan o da… Hayran hayran baktım maviliğine. Aksu Köy Enstitüsü iken sonradan adı Aksu İlköğretmen Okulu olan okulumuzda 5. sınıftan 6. sınıfa geçtiğimiz yaz, temmuz ortalarına dek uzaktan bakıp durduk birbirimize. 

Ben korktum nedense, yanına yaklaşmaya o devin. Beş yıl boyunca elim eline değmedi hiç, deniz denen o güzelin. Vapura da binmedim hiç; kayığa, sandala da… “Deniz engin bir sudur; mavi, yeşil, dalgalı” der ya bir şairimiz, bilgim o kadardı işte!

Kaş, Alanya, Tarsus, Silifke gibi ilçelerde deniz kıyısında doğup büyüyen arkadaşlarımız deniz suyunun çok tuzlu olduğunu söylüyorlardı ya aklım pek almıyordu bunu. Niçin mi?

Denize dökülen ırmakların, derelerin suyu tuzlu olmadığına göre, onca geniş alanları kaplayan suyu kim, nasıl tuzlayabilirdi ki? Dünyamızın üçte ikisi deniz olduğuna göre onca suya tuz mu yeter? Üstelik yağmur da tuzlu değil, kar da, dolu da… Dahası yeraltı suları da… 

Gel de anlat sen bunu, 1958’de henüz 16 yaşında olan benim kafama!

Ne iyi etmiş de Musa Okay öğretmenimiz, 10 günlük bir deniz kampı düşünmüş bizim için. Ve ne iyi etmiş de okul müdürümüz Enis Türköz, uygun görüp onaylamış bu öneriyi. 

35 mevcutlu sınıfımızda birçok arkadaşım da benim gibi ilk kez tanışacaktı denizle. Bu yüzden sevinç ve heyecanla beklemeye başladık; Antalya’ya, Konyaaltı Plajı’na gideceğimiz günü. ”Bir iki atlet, külot, gömlek almayı unutmayın. Bir de beden eğitimi derslerinde giydiğiniz şortları… Onsuz denize girmek de yok, dışarıda gezmek de…” diye uyarmıştı öğretmenimiz.

Evet, şort önemliydi. Başka şeyimiz olmazsa olurdu da şort yoksa eğer, yandı gülüm keten helva!  Para yok ki, gidip bir şort ya da mayo alıversek Antalya’dan. Ve beklenen gün geldi işte! Okulun otobüsü, en çok yarım saatte alıp götürdü bizi kamp yerine. Oldukça geniş bir kumsaldı indiğimiz yer. Antalya’nın batısından başlayıp uzanıp gidiyordu Beydağları’na doğru. Ve önü masmavi deniz… Hemen yakınımızdan küçük bir çay akıyordu denize. Neden bilmem, Arapsuyu imiş adı.  Ne işi varsa Arap’ın buralarda!

Yılın en sıcak günleriydi ama yine de tenhaydı plaj. Bizden başka kimse yoktu çevremizde. Tüm sahil boyunca otel de yoktu görünen, motel de… Turistik bir kent değildi; o yıllarda Antalya. Birkaç yıl önce yapılan nüfus sayımında yaklaşık 60 bindi kentin nüfusu. Yabancı olmadığı gibi yerli turist de yoktu. Antalya’nın yerlileri de yaylalara çıkardı bu mevsimde. Aynen benim gibi, henüz barışık değildi; halkımızın çoğu denizle. Bir kahve, bir balıkçı lokantasını bırakın, bir bakkal, bir büfe bile yoktu yakınlarda.

Kullanma suyumuzu yandaki çaydan alıyorduk da içme suyumuzu nereden karşılıyorduk? “Akarsu pislik tutmaz” anlayışıyla o da mı Arapsuyu’ndandı acaba? Düşünüyorum da şimdi,  hiç de kolay bir iş değilmiş, 35 kişilik 10 günlük bir öğrenci kampını yönetmek.  Nasıl cesaret edip de göze almış bunu, Musa Okay öğretmenimiz? Üstelik tek başına…

Gerçekten de böyle bir sorumluluğu almak, üstelik hiçbir mecburiyeti yokken gönül rızasıyla almak, her babayiğidin harcı olmasa gerek. En başta o bir köy çocuğu olmasaydı, bir Köy Enstitüsünde okuyup zorlu engelleri aşarak başarıya ulaşmanın doyumsuz mutluluğunu tatmasaydı, göze almaya cesaret edebilir miydi; böyle bir sorumluluğu?

Onu iyi bir insan, sevilen bir öğretmen, başarılı bir eğitimci yapan en önemli özelliği neydi, biliyor musunuz? Sevgi… Evet, sevgi… Mesleğini de seviyordu o, öğrencilerini de… Üstelik yapmacık bir sevgi değildi onunkisi. İçten mi içten… Candan yürekten… Hatalı da olsak, bizleri sabırla, anlayışla dinlerken bile eksik etmezdi; yüzünden gülümsemeyi. 

Olduğumuz gibi kabul ediyordu o bizleri. Nasıl ki her birimizin boyu, kilosu farklı; saç, göz ve ten rengimiz farklı ise yeteneklerimizin de farklı olduğunun bilincindeydi. İş bilgisi derslerinde kimimiz ağaç işlerinde daha başarılıydık, kimimiz metal işlerinde… Kimi arkadaşlarım öyle güzel kitap ciltlerdi ki, bakmaya doyamazdık.

Ben mi? Benim öne çıkmış bir yeteneğim yoktu; iş bilgisi derslerinde. Dahası resim de de, beden eğitimde de… Ama biliyordum ki, en yetenekli arkadaşlarım kadar beni de severdi öğretmenimiz. Her öğrencisine olduğu gibi benden de esirgemedi hiç güler yüzünü, tatlı dilini.  

Asıl branşı iş bilgisi dersiydi ama beden eğitimi dersimize de girmişti; iki yıl boyunca. Ve o, asıl branşı beden eğitimi olan öğretmenlerden de daha başarılıydı bence. Neden diyeceksiniz. Biliyorduk ki çünkü biz, seviyordu o bizim hepimizi. Söylediklerini anlamamış, gösterdiklerini yanlış anlamış olsak bile kızmadan bir daha anlatır, bir daha gösterirdi. Kızmaz, bağırmaz, bizi üzecek kötü bir söz çıkmazdı ağzından hiç.

Sevilmez mi böyle bir öğretmen? Koşa koşa, coşkuyla gidilmez mi dersine onun?

İşte bu tatlı mı tatlı öğretmenin gözetiminde ilk kez 10 gün deniz kıyısında yaşadık Antalya’da. Dolayısıyla birçok arkadaşım gibi yüzmeyi de o kampta Musa Okay öğretmenim sayesinde öğrendim ben. Birçok öğretmenim gibi onu da, önerisini onaylayıp bize bu olanağı sağlayan okul müdürümüz Enis Türköz’ü de sevgiyle, saygıyla anarım hep.

Paylaş
Etiketler: AksuHüseyin Erkanöğretmen okulu
Önceki Yazı

Atatürk ve Çağdaş Türk Kadını

Sonraki Yazı

Erkin Koray

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Yaşlı Adam Yanıyor
Hasan TANRIVERDİ

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
5k
Boğazımızın Sisi
Hasan TANRIVERDİ

Boğazımızın Sisi

04 Aralık 2025
5k
Göz Gördü Gönül Katlanmadı
Hasan TANRIVERDİ

Yavrularım Yanmasın

03 Aralık 2025
5k
Çiftçinin Çocuğu
Doğa-Çevre

Çiftçinin Çocuğu

02 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Erkin Koray

Erkin Koray

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap