Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Öykü Tefrikaları

Aksu Köy Enstitüsü (XIII)

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
11 Ağustos 2022
Öykü Tefrikaları
0
407
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI

BİLDİRİM – 1

Darılsanız da fark etmez

Kızıp bağırsanız da

Alay edip gülseniz de fark etmez

Tehdit savursanız da

Görevimdir söylemek düşüncemi.

H.E.

1954 Haziranında, babamla birlikte Manavgat’tan çıkıp dağ yollarından geçerek ikinci günün sonunda köyümüze, ailemize kavuşmuştum.  Tabana kuvvet yürüyerek elbette, yürüyerek…

Oh be, ne güzel şeymiş meğer ,ailesiyle birlikte olması insanın! Hele hele bir çocuğun…

En yakın komşumuz, ilkokulda aynı sınıfta beş yıl birlikte okuduğumuz arkadaşım Mustafa Dönmez‘in ailesiydi. Bitişikti evlerimiz. Çardaklarımız yanyana… Evlerimize girip çıkarken de görürdük birbirimizi, çardaklarımızdayken de…

Annesi Azime Aba, babası Tahir Usta idi. Benim gibi Mustafa’nın da üç kardeşi vardı. İki abisi, bir ablası… Yaklaşık üç yaş büyüktü benden Mustafa. Ben bir yıl erken, o da iki yıl geç gidince okula, beş yıl aynı sınıfta okumuş olduk.

Aynı sınıftaydık ama belki bu yaş farkından dolayı, sıkı fıkı olmadı hiç arkadaşlığımız. Kapı komşu olmamıza karşın ne o bize gelir, ne ben onların evine giderdim. Ailelerimiz de öyleydi. Dargın değillerdi ama mesafeli idiler.

Tahir Amcanın da, aynı babam gibi her iş gelir de elinden. Çardakları eskimişti de yıkıp yeniden yapmıştı; yakını bir yardımcısı ile birlikte. Eskisine göre, gerçekten güzel olmuştu yenisi.

Sınıfımızın en başarılı öğrencilerinden biriydi Mustafa. Özellikle matematikte…

İki gün süren yaya yolculuktan sonra, evimizin salonunda oturup annem, ablam ve kardeşlerimle bir süre sohbet edip özlem giderdikten sonra üstü açık çardağımıza çıktım.

Köyümüzde tüm evler iki katlıydı. Moda deyimle dubleks… Alt kat eşek, katır, koyun, keçi, inek gibi hayvanlarımız içindi, üst kat da bizim…

Vakit ikindiyi geçtiğinden, akşam yemeğini hazırlamak için mutfağa girmişti annem. Ablam da yardımcı oluyordu ona.

Güneye bakan çardağımız gölgelenmeye başlamıştı. Doğudan batıya uzanan o muhteşem dağımız Tepedağöyle hoş görünüyordu ki bizim evimizden! Doya doya izlemeye dalmışken o güzel manzarayı, “Hüseyin! Hoş geldin abam.” diye seslenen komşumuz Azime Aba idi. Hemen o yana gidip, “Hoşbulduk Azime Aba. Nasılsınız?” diye hal hatır sordum. Sonra da, sınıf arkadaşım Mustafa’yı göremediğimi söyleyince:

“Ah abaam!.. Sen Karanlık Sokak’a gittikten sonra o da âbisiAbbı ile Kasaba’ya gitti. Yedi, sekiz aydır yüzünü görmem, sesini duymam. Koynumda sakladığım mektuplarıyla avunurum. Sizler mecbur kalıp çekip gidersiniz gurbete ama acınızı biz anneler çekeriz burda. Sen ne iyi edip geldin de sevindirdin anneni. Darısı gelemeyenlerin başına!” dediğinde çoktan sulanmıştı gözleri.

“Üzülme, üzülme Azime Aba. Mustafa da gelecek bir gün, o da sevindirecek seni.” diye teselli etmeye çalıştım; en yakın komşumuzu.

Ablamdan birkaç yaş büyük olan kızı Emine Abla’yı da yüz metre kadar ötedeki Fadime Hala’nın oğlu Hasan Sarıata ile evlendirmiş. İlk göz ağrısı oğlu Mehmet, askerde iken vereme yakalanmış, kurtarılamamıştı. O yüzden yanıktı zaten ciğeri Azime Aba’nın.

Baba olmak neyse ne de, anne olmak kolay değil…  Hele hele köy yerinde… Hele hele ekilip biçilecek arazisi pek az olan Akseki köylerinde…

Cumhuriyet öncesi kadılardan kalma birkaç konak dışında, yapı olarak, üç aşağı beş yukarı, aynı plan ve aynı görünümdeydi; köyümüzün evleri. Dahasıkadın, erkek köyümüzün tüm insanları da…Çok zengin de yoktu, çok yoksul da…

Sularımızı, mahallemizdeki evlerimize yakın çeşmelerden güğüm, ibrik ve testilere doldurarak getirirdik. Bu iş de kadınlara ve kızlara yüklenmişti genellikle.

Babamın, köylülerimizin hep Kasaba dedikleri Turgutlu’da pamuk çapası yaparak kazandığı para ile köy muhtarlığından satın aldığı ve birkaç yıl gece gündüz çalışarak yoktan var ettiği alın teri ürünü evimize bitişik bahçemizi seyrettim bir süre.

Çatılarımız, yongayla örtülüydü o yıllarda. “Yonga ne demek” mi dediniz? Haklısınız tabii. Nereden bileceksiniz, yonganın ne olduğunu! Yonga, yarım metreden biraz uzun, altı-yedi santim genişliğinde ağaç yontularıydı. İlkokul üçüncü sınıfa kadar kiremitle örtülü çatı yoktu hiç. Köylümüzün imece yöntemiyle yaptığı, benim de dördüncü, beşinci sınıfı okuduğum yeni okulumuza kadar.

Evimizin önündeki incir ağaçlarının çardağımıza uzanıyordu dalları. Doğu yönündeki dut ağacının da… İncir ağaçlarının hemen önü, üç yıl okuduğum eski ilkokulumun oyun bahçesi iidi. Okulun önünden geçen yola bitişik Kandilli Rasathanesi’nin kurucusu Fatin Gökmen’in kardeşi  Antalya Müftüsü Mustafa Gökmen’in, yani köylülerimizin söylemiyle Mustâfendi’nin evi…  Bakımlı bir ev…  Ve hemen yanında bir virane… Çok kibar bir hanım olan Zühre ya da yaygın söylenişiyle ZohreHala’nın eviydi; o virane.

O da güzel bir evdi aslında. Niçin mi böyleydi şimdi? Çocukluğumun iz bırakan anılarından biridir o:

Bir kış günü, gece yarısı, korkulu bir telaşla uyandım. “Tanrım bizi koru ateşinden! Tanrım bizi koru!” diye yalvarıyordu annem… Yatak odamızdan salona bir çıktım ki, bağırıp çağırışmalar geliyordu her yerden ve apaydınlıktı evin içi. Çardağa çıkınca anladım ki, Müftü Dayı’nın evinin iki, üç metre yanındaki ZohreHala’nınevi yanıyordu.

Köylülerimiz, caminin girişinde bulunan tulumbayı getirmişlerdi hemen. Kadınlar, erkekler çeşmelerden güğümlerle, kovalarla su taşıyordu harıl harıl. Karşılıklı iki kişi tulumbayı pompalıyor, bir köylümüz de hortumla yangına su sıkıyordu.

Babam evimizin çatısına çıkmıştı. Komşumuz Tahir Amca da… Yanan evden fırlayan kor haline gelmiş çiviler, mıhlar çatılarımıza mermi gibi iniyor, indikleri yer de yanmaya başlıyordu hemen. Tahir Amca ve babam, neresi yanmaya başlarsa, ellerinde ibriklerle oraya koşuyordu. Okulun damına da çıkmıştı iki-üç kişi. Okul bir tutuşursa, önü alınamazdı bir daha. Bizim ev de yanardı, Tahir Amca’larınki de…

Hele hele Mustâfendi’ninevi  birtutuşursa, yanmadık ev kalmazdı yukarı mahallede. Onun için kadın, erkek, yaşlı, genç demeden herkes elinden geleni yapıp yangının yandaki evlere sıçramasını önlemeye çalışıyordu.

Bu özverili çabalar sonucu, rüzgârın da biraz hafiflemesiyle kontrol altına alındı yangın. Alındı, alındı da, yangın çıkan evden eser kalmadı geriye.

O güne dek gördüğüm en büyük ve en korkunç yangındı bu.

Hüseyin Erkan

Paylaş
Etiketler: AksuEnstitüköy
Önceki Yazı

Yozgat ve Yöresi Tarihi Ören Yerleriyle Dikkat Çekiyor

Sonraki Yazı

Şafak Sökerken

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Yaşlı Adam Yanıyor
Hasan TANRIVERDİ

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
5k
Boğazımızın Sisi
Hasan TANRIVERDİ

Boğazımızın Sisi

04 Aralık 2025
5k
Göz Gördü Gönül Katlanmadı
Hasan TANRIVERDİ

Yavrularım Yanmasın

03 Aralık 2025
5k
Çiftçinin Çocuğu
Doğa-Çevre

Çiftçinin Çocuğu

02 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Şafak Sökerken

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap