Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ERKAN

Aksu Köy Enstitüsü (VI)

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
22 Mayıs 2022
Hüseyin ERKAN, Öykü Tefrikaları
0
414
Paylaşma
5.2k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

DÖNERSEM KAHPEYİM!

Aşarsın tüm engelleri

yenersin her güçlüğü sen

göklerden değil ama

candan yürekten istersen.

H.E.

“Aksu Köy Enstitüsü olmasaydı ne yapardın?” diye sorsanız, verecek hiçbir yanıtım yok. Yok gerçekten… “Bu olmazsa şu olur” gibi hiçbir düşünce geçmedi aklımdan çünkü.

Niçin mi geçmedi?

Geçemezdi ki!..

Dardı ufkum. Başka bir yol, sokak bilmiyor, görmüyordum. Onun için yoktu benim, ikinci bir seçeneğim.

Evinizin önündeki incir bahçesine bitişikti, köyün ilkokulu. O yüzden, tatil günleri dışında her gün, İhsan Özel öğretmendi; benim gördüğüm. Dimdik yürüyüşü, güzel giyinişi, kibar konuşması ile oydu benim kendisine hayran olduğum insan.

Köyümüzün çocuğu idi o da. Ve köylülerimizin genellikle “Karanlık Sokak” dediği “Aksu Köy Enstitüsü” idi, onu böyle farklı kılan…

Öyleyse?..

Öyleyse başka bir yol yoktu; İhsan Öğretmen gibi olabilmek için Aksu Köy Enstitüsü’ne gitmekten başka.

“Ya sınavı kazanamazsam?” gibi olumsuz bir düşünce geçmedi hiç aklımdan.

Oysa Akseki’de yazılı sınava girenlerin sayısı bile 100 öğrenciden fazlaydı. O zamanlar 52 köyü olduğuna göre Akseki’nin ve her köyden 2 çocuk girse bile sınava, 104 yapmaz mıydı?

Antalya ve Aksu’ya en uzak ilçelerden biri olan Akseki’den bile 100’den fazla öğrenci girdiyse sınava Serik, Manavgat, Alanya, Finike gibi yakın ilçelerden ve Antalya’nın merkez köylerinden, ayrıca Mersin il ve ilçelerinden girenlerin sayısı kaçtı, kim bilir?

Hayrettir, bunların hiçbiri ilgilendirmiyordu beni.

Girecektim o okula. Mecburdum. Başka çarem yoktu çünkü.

Haziran geçti, temmuz bitti; gelmedi hiçbir haber.

Güzel bir haber bekleyip gözleri yollarda olanların işleri ne zormuş meğer!

Ağustos da yarıya gelmek üzere iken:

“Hüseyin! İhsan Öğretmen seni çağırıyor.” demesin mi köyün bekçisi.

Koşarak gittim elbet, niçin çağırdığını bilmeden.

Yüzü gülüyordu öğretmenimin. Bize uzak olmayan evlerinin önünde, “Gel bakalım Erkan” deyip bir zarf çıkardı cebinden. Ve içinden, kitap harfleriyle yazılmış bir kâğıt…

“Bu kâğıtta ne yazıyor biliyor musun?”

“Hayır öğretmenim, bilmiyorum.”

“Ben söyleyeyim: Akseki’de girdiğin yazılı sınavı kazanmışsın. Önce tebrik ederim seni. Sana güveniyordum. Aferin! Yüzümü kara çıkarmadın benim. Ancak iş bitmedi. Yaklaşık bir ay sonra Aksu’da bir de sözlü sınav var. İnanıyorum ki, onu da başarıp okula girebileceksin sen. Haydi bakalım, bu ikinci sınav için de hazırlan. Sormak istediğin bir şey olursa, hiç çekinmeden gel.” demeyi de unutmadı; sevgili öğretmenim.

İyi de neye, nasıl çalışacaktım ki ben?

Türkçe ise okuyup yazıyor, okuduğumu anlayıp anlatıyordum. Daha ne?

Matematikse konu, çarpmayı çıkarmayı da biliyordum; toplayıp bölmeyi de… Orantıyı da biliyordum, bayağı kesri de…

Tarihse Malazgirt Zaferini de sorsalar anlatırdım; İstanbul’un Fethini, Tanzimatı, Meşrutiyeti, Cumhuriyeti de…

Coğrafyada da teklemezdim, tabiat bilgisinde de…

Başka ne sorarlardı acaba?

Köyümüzde Aksu’da okuyan dörtten beşinci sınıfa geçmiş bir ağabey vardı. Mevlüt Öztemel ile öğretmen Ârif Öztemel ve İstanbul’da olduğunu bildiğim Ahmet Âbi’nin kardeşi Tevfik Öztemel…

Yaz tatili olduğu için köydeydi. Ona gittim:

“Tevfik Âbi! Ben Aksu’nun yazılı sınavını kazanmışım. Eylül ayında sözlü sınava çağırıyorlar. Siz bilirsiniz. Daha çok ne sorarlar? Neye, nasıl çalışayım?” diye sordum.

“Sen, bizim eski okulun yanındaki Osman Erkan’ın oğlusun, değil mi?”

“Evet âbi.”

“Bak sana ne diyeceğim: Yazılı sınavı kazandığına göre, bildiğin sana yeter de artar bile. Boş ver ders kitaplarını şimdi. Kafanı hiç karıştırma onlarla. Sözlü sınavda sana bir parça okuturlar. Güzel okuyabiliyor musun, okuduğunu doğru anlayıp doğru anlatabiliyor musun, ona bakarlar.” deyip ayağa kalktı.

Konuşma bitti diye ben de kalktım elbette.

“Otur, otur. Sana bir kitap vereyim.” deyip odalardan birine girdi.

Elinde küçük bir kitapla geldi biraz sonra.

“Al, bunu oku. Yararlı olur. Acelesi yok ama okuduktan sonra yine bana getir, olur mu?”

“Tabi âbi, getiririm. Sağ olun!” deyip küçük boy kitabı alarak geldim eve.

Nâmık Kemal idi, kitabın adı.

O günlerden bu yana çok sevdiğim, bu şairle ilk kez böyle tanışmış oldum ben. İlkokulu yeni bitirmiş bir çocuk için şairimizin dili oldukça ağırdı ama şiirlerindeki o yiğit sesi çok sevmiştim. Merakla okudum kitabı. Yazdığı Vatan Yahut Silistre adlı eseri İstanbul Gedikpaşa Tiyatrosu’nda oynanınca seyircilerin çok beğenip çılgınca alkışlamaları, “Yaşa milletin Kemâl’i!”  diye bağırarak sokaklarda gösteri yapmaları günün yöneticilerini korkutuvermiş.

Arkasından yasak getirilir hemen. Tiyatro kapatılır. Yetmez ama. Halkı coşturup memnun ettiğine göre bir ceza vermek gerekmez mi bu haddini bilmez yazara! Göstermelik bir mahkeme kuruluverir hemen. Ve karar: “Vatan ve milletin saadet ve selâmeti için, Kıbrıs’taki Magosa zindanında hapsine…”

“Vatan, millet, hürriyet, hak, hukuk, eşitlik, adalet” diyen eli kalem tutanları atacaksınız ki hapse, başkaları da yeltenmesin, bu tür bir edepsizliğe! Değil mi ya? Ama Nâmık Kemal korkup da “Padişahım çok yaşa” diye bağıracağına:

Felek her türlü esbâb-ı cefâsın toplasın gelsin;

Dönersem kahpeyim, millet yolunda bir azîmetten.                                                                                      demesin mi?

O günkü çocuk aklımla, yüksek yerden aldıkları emirle Nâmık Kemal’e ceza veren hâkimlerin zavallılığına ne kadar üzülmüşsem, aslan yürekli şairimizin eğilmeden dik duruşuna da o kadar sevinmiştim.

O günlerden bu yana hep sevdim bu şairi.

Sesini de, sözünü de, özünü de…

Beynini de, yüreğini de…

Ve hâlâ da seviyorum!

Paylaş
Etiketler: AksuAntalya ve Aksu’Köy Enstitüsü
Önceki Yazı

Bir Bahar Günü

Sonraki Yazı

Allahın Ahlakıyla Ahlaklanmak Ne mi…

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Güvenlik Görevlisi
Hasan TANRIVERDİ

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
5k
Yaşlı Adam Yanıyor
Hasan TANRIVERDİ

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
5k
Boğazımızın Sisi
Hasan TANRIVERDİ

Boğazımızın Sisi

04 Aralık 2025
5k
Göz Gördü Gönül Katlanmadı
Hasan TANRIVERDİ

Yavrularım Yanmasın

03 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Allahın Ahlakıyla Ahlaklanmak Ne mi...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap