Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Akıl ve Bilimden Korkanlar…

Prof.Dr. Levent SEÇER Yazar Prof.Dr. Levent SEÇER
28 Eylül 2010
Levent SEÇER (Prof.Dr.)
16
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kültür okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek, anlama yeteneğini eğitmektir. İşte böyle bir toplum olmanın mücadelesini verdi. Atatürk ve o Atatürk ” Benim mirasım akıl ve bilimdir ” demişti. Şimdi bu mirastan akıl ve bilimden, aydınlıktan çağdaşlıktan korkanlar, kendi yarattıkları topluma kolay baktıklarından. Akıllı okumuş aydın kültürlü eğitimli bir toplumun çoğalmasından da rahatsızlık duymaktadırlar.  Zaman zaman yapılan talihsiz açıklamalar söylemler, akıl ve bilimden korkanları cesaretlendirmiş ve hala acı izlerini unutamadığımız, bir çok aydın, yazar, şair, müzik adamının diri diri yakıldığı Sivas olayları gibi, yeni senaryoların yazılmasınada göz yumulmuştur.

Son tophane baskını olayları bunun bir örneği değilmi? Allah korusun daha vahim olaylar yaşanabilirdi. İşte akıllı, eğitimli, çağdaş kültürlü, toplumların oluşmasından kenetlenmesinden rahatsızlık duymak bu değilmi? Siz şimdi milli irade diyeceksiniz, benim arkamda şu kadar sayı var, bana evet dedi diyeceksiniz, bundan cesaret alarak, ” ne olmuş yani, kimse karıştırmasın kaşımasın olayı, mahalle baskısı falan yok büyütmeyin ” diyeceksiniz.

Olmaz böyle şey, ne demek ” Ben tophane de büyüdüm iyi bilirim oraları ” açıklaması bir Başbakana yakışan bir açıklamamı? Peki oraya gidip, hala korkuyu içinden atamayanlara üzülmeyin bir daha olmayacak diyebildinizmi? Yarın çok daha tehlikeli olayların yaşanmamasını garanti edebilirmisiniz? Ben böyle bir olayın sonunda, Başbakandan çok daha sağduyulu ve yapıcı açıklamalar beklerdim. Ama onun sahip olduğu yarattığı sesiz halk, nasılsa eğitimden kültürden çağdaş değişimden rahatsızlık duymaktadır. Nesine gerek kültür, eğitim, aydınlık ve çağdaş değerler. Kendi sanatçısına ve sanatına bile saygı duymayan bir milletiz biz, dün ” Biz batı’nın ahlaksızlıklarını aldık ” diyen bir Başbakan şimdi nasıl sanata bilime karşı duyarlı olabilir acaba? Batı’nın çağdaş değerlerinden çok uzakta kalan bir Türkiye yaratmadık mı? Batı’dan uzaklaştırılıp sonrada Ortadoğunun kabile kültürüne teslim edilen bir Türkiye yaratmadık mı?.
Sürekli üniversiteler açmak önemli değil, asıl önemi olan burada verilen eğitim ve topluma yansımaları. Bu gün Türkiye tüm üniversitelerinde yılda ürettiği bilimsel makalelerle acaba. Dünya üniversiteleriyle kaçıncı sırada ve kaç bilimsel makale üretiyor? Birileri bunun açıklamasını yapabilirmi. Televizyonlara bakıyorsunuz, insanın içini karartan mistik diziler, anlamsız kadın proğramları, bacım edebiyatının yansımalarını gösteren proğramlar, ardı arkası kesilmeyen içi boş ve topluma bir tek sanatsal bilimsel eğitimsel mesaj vermeyen sayısız diziler. Kültürel sanatsal değerler burada yok edilmiyormu?. Ama birilerinin bu sergileniş işine geliyor, zira okumayan eğitilmemiş uyuyan kültürsüz bir toplumu, istediği yönde kullanabilmesi işine geliyor. Böyle bir toplum gerçeğinin vereceği kararda, nasıl olur da benim arkamda şu kadar bir halk kararı var dersiniz? Şimdi kendi yarattığınız sayının verdiği yetkiyi kullanarak, tek adam olmanın hırsı içindeyseniz işte asıl tehlikede burada başlayacaktır. İnanç siyasetinin verdiği sonuçlarda bu karamsar tabloyu siz yarattınız.

KONUŞAN TEK ADAM:

Başbakan RTE, ülkede bu güne kadar konuşan tek adam. Batı demokrasilerinde Başbakandan çok, açıklamalar yapan konuşan bir politik anlayış var. Ama Türkiye’ye baktığımızda sadece RTE konuşuyor, başka konuşan bir milletvekili yada onun haberi olmadan açıklama yapan bir bakan varmı? Kendi bakanlığıyla ilgili bir kararda, Başbakanın talimatı yada bilgisi olmadan karar alabiliyormu? Bir bakan. Siyaset yapmak, sadece her şeye parmak kaldırarak ses çıkarmadan oturmakmıdır?. Türkiyede siyasetin adı, Başbakanın iki dudağının arasında kalan bir anlayıştan öteye gidemeyecektir. Kültürlü, eğitimli, okumuş, aydın çağdaş bir toplum olmak, bu kadar önemli değil sanırım. ” yapacak çok işimiz var” diyen Başbakan, yapılacak çok önemli işlere baktığımızda, ” Küçük Amerika ve Başbaklık ” önce bu hayalini süslüyor Başbakanın. Şimdi aldığı yüz 58 oyla buna bir adım daha yaklaştı. Bağımsız yargıyı, tüm çağdaş kurumları, kendi anlayışına karşı olan her düşünceyi, tek adam anayasasıyla değiştirmeye daha yakın artık. İstediğide buydu Başbakanın, neye evet dediklerini bile bilmeyenlerden aldığı yetkiyi milli irade olarak ve adına ” İleri demokrasi ” koydukları masalla şimdi daha da yaklaştılar aslında.

İNANMIYORUM:

Evet Başbakana inanmıyorum. Dün söylediklerini hatırladığımda inanmıyorum sözlerine. ” Laik değil ümmetcilik asıl olandır, geliyoruz sindire sindire geliyoruz, kıyam başlayacak ” diyen kendisi değilmi?. Şimdi bunları söyleyen bir Başbakan nasıl olurda inandırıcı olabilir? Geçen seçimlerde ” Düşünen yazan herkes düşündüğünü çekinmeden açıklar, yazar söyler eleştirir, bunda serbest olacaktır ” diyen kendisi değilmi? Peki bu güne kadar bu sözlerinde durdumu dersiniz? Şimdi de aynı söylemler ve açıklamalar, ben bir Başbakanı eleştirmeliyim, yaptıklarının yanlış olduğunu yazmalıyım, korkmamalıyım, işte asıl demokrasi budur. Ama Başbakanın medyaya verdiği yemekte, tek konuşan yine kendisiydi, soru sormaya bile korkan gazeteci yokmuydu? Ya da Başbakan hoşnut olsun, ona yalakalık yapayım diyerek sorulan sorulardan da keyiflenen bir Başbakan.

Gazetelere yandaş basına baktığımızda Başbakan istediğini almıştı ve mesajınıda vermişti. Ben gazetem varsa yapılanlarda yanlışsa, bunu toplumu bilgilendirmek adına yazarım arkadaş, sen beni bunu yazma şunu yaz diye korkutamazsın, bunun adı demokrasi olamaz, şimdi de kendileri bir demokrasi adı çıkardılar, adı ileri demokrasi. Peki özde dolaysız çağdaş demokrasi nerede kaldı? Vigtor Hugo ‘ ‘Bir ülkede güzelliklerin aydınlığın çağdaş değişim anlayışının önüne, yalakalık ve dalkavukluk getirisini koyarsanız, işte o zaman o ülkeyi bitirirsiniz ” demiştir. Şimdi Türkiye’de bir tek adama karşı bu siyaset getirisinin yalakalığını yapmıyormuyuz, sadece bir kaç gazete ve televizyon kanalı kaldı bu anlayışa teslim olmayan, onurlu duruşlarını gösteren. Türkiye nereye gidiyor diye bağıran. Başbakanı sevmiyorum diye, yaptığı güzel şeyleride yazmamak, benim inandığım değerler adına haksızlık olduğunu da burada söylemekten çekinmem. Ama kendi siyasal geleceği adına da, ülkeyi çarklar arasında bırakmaya kimsenin hakkı yok bu ülkede. Şimdi her zamankinden daha çok, duyarlı olmalıyız. Kültürlü, eğitimli, aydın, okuyan araştıran, çağdaş bir toplum olmanın önemini unutmamalıyız ve yeniden Sivas’lar Tophaneler böylesi tehlikeli vahim olayların yaşandığı yerler olmasın. Bu taktirde. Atatürk devrimlerinin, onun miras olarak bıraktığı ” Akıl ve bilimi ” düşünen bir toplum gerçeğinin yaşandığı. Türkiye modelini tüm dünyaya göstermiş oluruz. Türkiye bu değişimi hakediyor.

Paylaş
Etiketler: bilinçlenmedemokrasidevletEğitiminsanSiyasetyönetim
Önceki Yazı

Minik Dostum

Sonraki Yazı

«Referandum Öncesi ve Sonrası» Diye Yeni Bir Kavram

Prof.Dr. Levent SEÇER

Prof.Dr. Levent SEÇER

İlişkili Yazılar

Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Emeğe Dayalı Evrensel Demokrasi

09 Ağustos 2023
5k
Tükenişin Tek Sorumlusu CHP
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Tükenişin Tek Sorumlusu CHP

09 Temmuz 2023
5k
Umuda Yolculuk
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Umuda Yolculuk

22 Haziran 2023
5k
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Aydınlık Özgürlük Şarkının Adı Bu Olmalı

19 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

«Referandum Öncesi ve Sonrası» Diye Yeni Bir Kavram

Yorumlar 16

  1. ibrahimi Feyzullah says:
    15 yıl önce

    1. Başbakan çok mu konuşuyor? konuşsun. Siyasiler konuşsun,sanatçılar konuşsun(Fazıl dahil),fiskobirlik Başkanı da konuşsun. Ama or’uyla, kor’uyla, ast’ıyla, üst’üyle asker ikide bir konuşmasın. Size soru: hangi demokratik bir ülkede asker bu kadar konuşur? Ona da bir şey söyleyin.

  2. ibrahimi Feyzullah says:
    15 yıl önce

    Başbakan tek adam oluyor demişsiniz. Yani ayan beyan ifade etmeseniz de diktatörlüğe doğru yelken açmış demeye getiriyorsunuz. başbakanı olduğu ülkede kızını, başının örtüsünden dolayı okutamayan bir diktatör! Eşini GATA’ya götüremeyen bir diktatör!

  3. ibrahimi Feyzullah says:
    15 yıl önce

    Sivas olayları; sanatçılara, farklılıklara, kültürlere hazımsızlığın tezahürü değildi. Maraş, Çorum Ve Gazi olayları gibi psikolojik harbin bir taktiğiydi. Asıl hazımsız olanlar, Sazına tel almak için çarşıya giden Aşık Veysel’i, kılık kıyafeti kifayetsizdir diye alana bırakmayanlardır. Asıl hazımsızlar, kendi dilinde şarkı söyleyen bir sanatçıyı çatal-kaşık yağmuruna tutanlardır. Asıl hazımsızlar, Nazım Hikmet’e hayatı zindan edenlerdir.

  4. ibrahimi Feyzullah says:
    15 yıl önce

    Tophanedeki olaylar üzücü. Ama daha henüz neyin ne olduğu net değil. Doğan Medyasının şahini Özdil bile, organizasyonların kiraları ciddi bir şekilde arttırdığını ve esnafın buna fiili bir tepki verdiğini düşünürken(ki Özdil hükümete çakmak için her an apartta bekleyen biridir) siz, olayı tam net çözdünüz de bu kadar kendinden emin, cevval ifadeler kuruyorsunuz?

  5. ibrahimi Feyzullah says:
    15 yıl önce

    bağımsız yargıya da değinmişsiniz. Kitapevini bombalama teşebbüsünde bulunmuş, suçüstü yakalanmış askerleri “tanırım,iyi çocuklardır” demiş GK Başkanı hakkında iddianame hazırlayan Ferhat Sarıkaya’yı meslekten atıp,avukatlık yapmasına bile müsaade etmeyip aç,susuz bırakan HSYK mı bağımsız?
    Yıllar önce adalet bakanlığı yapmış birinden direktip alan Anayasa Mahkemesi’nin ferdi mi bağımsız? Referandum sürecinde “Öcalan’a ihtiyaç var” diyenler mi bağımsız? Ergenekoncularla dağlarda,bağlarda buluşanlar mı bağımsız? Kenan Evren Hakkında İddianame hazırlayan Sacit Kayasu’yu Görevden atan, İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurup kararı durdurduğu halde Sacit Kayasu’ya görevini iade etmeyen yargı mı bağımsız?

  6. ibrahimi Feyzullah says:
    15 yıl önce

    Üniversitelerden de bahsetmişsiniz. Doğrudur, binaları arttırarak bilimi genişletemeyiz. Ama, “ordu göreve” pankarları altında meclise ayar vermeye çalışan rektörleri de görmelisiniz. İşi gücü bilim olması gerekirken, Gece gündüz darbe hayaliyle yaşayan rektörlere de bir şeyler söylemelisiniz.

  7. ibrahimi Feyzullah says:
    15 yıl önce

    Niçin evet dediğini bilmeyen insanlar diyerek 20 milyonu aşkın seçmeni töhmet altında bıraktığınızın farkında değilsiniz sanırım. Anketlerde, evet diyenlerin kahir ekseriyesi daha özgür bir Türkiye için evet diyeceğini ifade etmiş. Hayır diyenlerin çoğu niçin hayır diyeceğini ifade etmiş? Tayyip’ten gıcık kaptığı için. Evet kimin neyi bilinçli/bilinçsiz tercih ettiği ortada.

  8. ibrahimi Feyzullah says:
    15 yıl önce

    Herşeye rağmen, size teşekkür ederim. Muhalif bir konumda olsanız bile, aşağılamıyorsunuz(evet diyenler hakkındaki ifadelerinizi hakaret kasdıyla yazmadığınızı düşünüyorum), lakap takmıyorsunuz, kaygı ve korkularınızı dile getirirken, ayan beyan birilerini hıyanetle suçlamıyorsunuz. Hakkaniyet ölçülerime göre size teşekkür edilmelidir. Ben de teşekkür ettim.
    hürmetler!

  9. Ahmet Ay says:
    15 yıl önce

    Sayın İbrahimi Feyzullah’a,
    İbrahim bey katkılarınız için teşekkür ederiz. Aramıza hoş geldiniz. Ancak yazarlarımızın yazılarına yazdığınız değerli yorumlarınızı birleştirip yazmanız daha makbule geçeecektir.
    Elinize sağlık, tekrar hoş gelmişsiniz.

  10. İbrahimî Feyzullah YALÇIN says:
    15 yıl önce

    Ahmet Ağabey, hepsini tek kalemde yazmıştım ama herhalde kader, Levent Bey’e kıymamı istemedi. Ama, insaf ve vicdan insana sorumluluk yükler, ki bu sorumluluğun bir gereği olarak ve kaderin rağmına bir daha yazmayı düşündüm. Hepsini bir daha baştan yazmak, zoruma gitti. Ben de parça parça yazdım. Uyarınız için teşekkür ederim! Ayrıca, kanın durması için yazılarınızla sarfettiğiniz çabanın şahidiyim ki Allah ta Şahid olsun! Levent Bey’e ait bu yorum kısmını sizden-bizden mektuplara çevirdiğim için de ayrıca Levent Bey’in beni affını rica ediyorum.
    hürmetler!

  11. Pervin Kalender says:
    15 yıl önce

    Sayın feyzullah beye açık yürekliliğinden dolayıo teşekkür ederim.Allah aşkına Üstadın yazdığı yazıda eleştirilecek neresi var,her bir kelimesine katılıyorum.Bu ülkede ümetcilik anlayışı asıldır diyen,sindire sindire geliyoruz diyen bu başbakan değilmi?Cumhuriyet yok artık diyen bu Cumhurbaşkanı değilmi?.bana söylermisiniz acaba?20 gün lüks bir otekdegibi askerlik yapan,ve sonrada nizamiyeden çıktığında şhov yapan başbakanın oğlu değilmi.Sivasta diri diri yakılanlara sevinen bu zihniyuet değilmi?Tophane olaylarına bakınca,allah korusun ya başka korkunç sonuçları yaşasaydık,dünyaya nasıl bunu açıklardık.yapmayın allahaşkına birazdaha duyarlı olun akil olun.Ben prof.Dr.levent beye burada binlerce teşekkür ederim böyle duygularını yansıttığı için.hala NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE Diyemeyenlere bu yazı ithaf olunur.yarın kendimiz süsleyip puslayıp yücelttiğim bir imparator başkan diktatör ne derseniz deyin yaratırsak vay haline bu ülkenin.

  12. Davut Çetindor says:
    15 yıl önce

    Değerli hocanın tüm sözlerine katılıyot ayakta alkışilıyorum.sağolasın değerli Prof.Levent Seçer hocam.Bizleri değerli fikirlerinizle aydınlattığınız için,sağlıklar başarılar dilerim.

  13. İbrahimî Feyzullah YALÇIN says:
    15 yıl önce

    Pervin Kalender Hanım u Davut Çetindor Bey;
    Ben yorumlarımda kalem kalem eleştirilerimi yazdım.
    siz de kalem kalem eleştirilerinizi yazın. Mesela yargıdan bahsedin. Mesela ordudan bahsedin. Ben Türkleri severim,ki bâhusus bir Türk hanımefendisiyle evlendim. Ama ne yazık ki “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” Diyemiyorum. Dersem,Allah’ın ayetini inkar etmiş,günahkar olmuş olurum. yani böyle bir durum olmasaydı, sizin hatırınız için bir kerecikten bir şey olmaz deyip göğsümü gere gere derdim. Bir ikinci husus; insanların giyimi, tutumu, yazı karakteri, cümle kurgusu onları ele verir. ezcümle,sizin de kelime seçimlerinizi,cümle kurgularınızı ölçüp tartıyorum. Bari benim Türkçe’yi sevdiğim kadar ve düzgün kullandığım kadar Türk olun!

  14. Davut Çetindor says:
    15 yıl önce

    Tüyler ürperten bir açıklama,yazınızı okuduğumda şok oldum feyzullah bey şok oldum.Nasıl ne demek,”Ne mutlu Türküm diyene”demenin Allaha inkar,ve günah olduğu anlayışını savunmak.Tüylerim diken diken oldu,korkunçbir şey,fazla söze gerek yok sayın feyzullah bey,size kolay gelsin artık yazmaya gerek görmüyorum,vahki vahlar olsun.

  15. İbrahimî Feyzullah YALÇIN says:
    15 yıl önce

    “Ne Mutlu Türküm Diyene!” demenin Allah’ı inkar değil, Allah’ın ayetini inkar etmek olduğunu beyan etmiştim. Bu şeklen küçük, mânen büyük nüans gözünüzden kaçmış. Hucurat ve Rum Surelerini inceleyin bana hak vereceksiniz. Mesela bir İngiliz size gel, ne mutlu İngilizim diyene derse, bu sizi perişan eder. neden mi? çünki fıtri değildir. Kaldı ki ben bir Türk olsaydım bile ne mutlu..! demezdim. İnsanın iradesiyle seçmediği,Allah’ın insan için takdir ettiği bir şey,üstünlük veya aşağılıklık sebebi değildir. Allah, dileseydi sizi Ermeni ırkından yaratabilirdi mesela. Aslında boş şeyler tartışıyoruz. daha doğrusu sizin küp çok boş.

  16. Pınar Bilgin says:
    15 yıl önce

    Boş şeyler hakkında konuşmak… Bana bu cümle çok doğru geliyor. Her ne kadar ırk, dil, din ayrımı yapmak yanlış olsada, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” artık bir kalıptır. Sırf din için değil, artık “Türk”lüğünden utananlar var olduğu için, bu kalıp kullanılmadığında dinci, ayrımcı oluyoruz. Levent Bey’e bir çok yönden katılıyorum, evet, haklı. Ancak Feyzullah Bey’de hatalı değildir. Dikkatli okuyup iki ayrı düşünceyi harmanlarsak belki anlarız. Çünkü nedense bu ülkenin gündeminde bazı şahısların bir sözü, bir hareketi, milleti çileden çıkarıp başa oturuyor. Pire için yorgan yakıp tüm ülkenin sorunlarını elimizin tersiyle itip de yok şu bunu demiş, o böyle karşılık vermiş yapmak, alışılagelmiş ya da kulaktan dolma bilgileri savunmak, halkın en büyük hatalarından biri. Ben bir Türk olarak, ülkemi elbet korumak isterim. Diktatörlüğe karşı, laiklik yerine ümmetçilik getirmek isteyenlere karşı. Laiklik eğer bir ülkede yanlış anlatılmış, anlaşılmışsa zaten, o ülkenin insanı cahil kalmış, faşist bir toplumda olabileceği gibi içi doldurulmuş korkan bebeklerse eğer, o toplum halk tabiriyle “hapı yutmuştur.” Çıkarabilene aşkolsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap