Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Akıl Ve Bilim Karşı Cehalet

Prof.Dr. Levent SEÇER Yazar Prof.Dr. Levent SEÇER
08 Ocak 2017
Levent SEÇER (Prof.Dr.)
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Memleketin böylesine siyasal bir tıkanmanın ortasında Anayasa değişimi ve adına Başkanlık denilen rejime sürüklenmesi zor yılların yaşanacağının habercisi bana göre. Parlamenter  sistemden otoriter bir rejim anlayışına dönme inadının içinde ben  cumhuriyetin yok edilmesinin yattığını düşünüyorum. Bundan 68 yıl önce 1948 yılında, altına Türkiye’nin de imza koyduğu İnsan hakları evrensel beyannamesinin kutlama yılı, bu her yıl olduğu gibi yaşanan bir süreç. İnsan hak ve özgürlüklerinin daha evrensel, daha insanca bir yaşam, özgürlük, hak ve hukuk  eşitliğin yaşanmasının yazıldığı yıl. Peki  benim ülkemde yaşanası bir özgürlük var mı?. Bundan sonrasında olacak mı? işte bunu söylemek mümkün değil. Fransa da tüm sistemi elinde tutan 14’luis ”Kanun benim, her şeyin başı benim, ben ne dersem ona uymak zorundasınız” dediği zaman Fransa da tüm hayat tükenmişti.

Fransa ki tüm dünyaya sekülerizm laikliği hediye eden bir ülke, ama 14’Luis kanunlarına teslim olması da kara bir dönem olarak asla silinmeden kalmıştır. Türkiye Parlamenter sistemin dışında kaldığı an, tüm insan hak ve özgürlükleri, demokrasi, Fransa da 14’luis dönemindeki yaşananların bir benzerine dönüşecek belki de. Düşüncesini toplumla paylaşmak adına yazar, sanatçı, gazeteci, bilim adamı, bugün düşüncelerinden dolayı tutsak sa, ve gerçekleri toplumun aydınlanması noktasında konuşamıyorsa yok edilmiş bir demokrasinin tekrar yaşaması mümkün olamayacak. Otoriter bir anlayışın ülkenin Batı çağdaşlığından uzaklaşmasını, ve bunun  getireceği sonuçları düşünmek istemiyorum. En önemlisi yargı bağımsızlığının bile tartışılır hale geldiği noktada halkın gerçeklerden habersiz olması, vahim sonuçların yaşanması olacaktır.

Bugün kendi yargı kararını kendisi veren bir toplum olmak korkunç sonuçlar doğuracaktır, toplum arasında korku sendromu yaşanması asıl tehlike değil mi?. Düşünce insanca bir yaşam özgürlükler yara alır yada hapsedilirse korkunun adını koymak zor olmayacak. Bir ülkede insanın yaşamsal korkular içinde olmasının adını koyamazsınız. Ülkenin bu kadar siyasal tıkanmanın ortasında kaldığı bir anda, Başkanlık rejiminden bahsetmek akıl işi değildir. Türkiye kısa zaman öncesinde bir kalkışma  darbe yaşadı, gerçekleşmiş olsaydı  sonuçları yıllar boyunca  unutulmayacaktı. Başkanlık adı verilen rejimle daha da karanlık bir dönemin başlayacağını söylemek korkutuyor beni. Tek seçenek  cumhuriyete bağlı kalmak laik  özde bir demokrasi çağdaş bir yaşam biçimi.

Başkanlık nedir?  bunun toplumla bile paylaşılmadan karar altına alıp oylanması demek, tüm çağdaş değerlerin otoriter bir anlayışa teslim edilmesidir. Türkiye Parlamenter sistemden asla ayrılamaz, toplumun sesinin yansımadığı bir sistemin getireceği sonuç ise son Osmanlı dır. Parlamento  halkın kendisini savunma hakkının, söz söyleme konuşma özgürlüğünün tek demokratik yeridir. Cehaletin hızla büyüdüğü körüklendiği bir ülkede, önce AKIL sonra insanlık ölür yok olur. İşte bunun adına da Başkanlık demek daha doğru olacak.

CEHALETİN GETİRDİĞİ TEHLİKE…

Okumayan ve araştırmayan sorgulamayan her yalana inanan bir toplum olmak, ve asıl korkunç olanı da DİN etkileşimin arasında bırakılıp  yok olmaya karşı biat edip korkarak yaşamak.  Bu noktada ”Cehalet ayrıcalıklı sınıfın elinde ustaca kullanıldığı bir silahtır” Karl Marx böyle demiş. Böyle bir durumda ne anayasa nede Başkanlık konusunda sağlıklı bir sonuç alınacağını sanmıyorum. Sadece birilerinin siyasal gelecekleri adına yazılmış bir senaryonun hayata geçirilmesi bunun adı.

Cehalet sorgulamaz öğrenmez hep inanır okumaz görmez duymaz ilkeldir. Cehalet sosyal yaşamı sevmez beceremez istemez anlamaz sosyalleşemez. 

Medeniyet kadın ve erkeğin birlikte yürümesidir, cehaletin korkusu daima kadındır. kadının aydınlanması öğrenmesini asla istemez. Abdullah Gül. Cumhuriyete inanmanın ve Ne Mutlu Türküm demenin ilkellik olduğunu söylemişti. Cehaletin asıl benimsediği ilkellik bu olmalı derim. Kitap ve okumaktan nefret eden korken bir toplum, kitabı elinde bir yük olarak görmesi kabul edilemez.

Oysa şimdi birilerinin ilkellik olarak tanımladığı cumhuriyete ne kadar muhtacız değil mi? Atatürk cumhuriyet akıl ve bilim çağdaşlık değerlerini miras olarak bırakmış. Biz şimdi bu mirası nasılda yok ediyoruz farkında mıyız. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir demek yerine, hakimiyet milletindir diyoruz, oysa millet anlayışının DİN olduğunu, ve toplumu din saygınlığından öteye geçirip siyasete odaklanmasının içinde göstermesini biliyoruz. Kısacası Türkiye’nin bu tıkanmadan kurtulup, adına çağdaş demokrasi dediğimiz aydınlık dönemi yaşaması için cehaletin yok edilmesi gerek.

Okuyan yazan gören neyi nasıl seçeceğini bilen, ve kendisini yönetenleri yargılama hakkının olduğunu bilen bir toplum olarak bunu başarmak mümkün olacaktır. Ama uyuduğu uykudan uyanmasını bilmeyen, din afyonuyla narkoz lanmış beyinlerin uyuşukluğu kaybolmadıkça sağlıklı karar verecek bir toplum olmak mümkün değil. Aptal, cahil, cühela sürü bir halkın uykudan ne zaman uyanacağını artık düşünmek istemiyorum. Medeniyet akıl ve bilim Atatürk ve cumhuriyet bir ülkede saklanmaya çalışılıyorsa, bu asıl insan ömrüne yaşamına özgürlüklere yapılan darbenin adıdır. Başkanlık denen senaryoda, bu çağdaş değerlerin her birinin yaşaması mümkün olmayacaktır, bölünmüş bir neslin dayanma gücü kalmayacaktır gidecek neresi kalacak belli olmayacaktır. Toplumsal değerlerin yansımasını yazan bir anayasa değil, tüm çağdaş değerlerin cumhuriyetin yok edilişinin resmini göreceğimiz bir anayasa yapılmak isteniyor. O zaman otoriter bir anlayışın yaşamsal olarak topluma neler getireceğini düşünmek istemiyorum. Ülkenin böylesine tıkandığı bir dönemde inadına Başkanlık demek bana anlamsız geliyor. Batı’dan çoktan uzaklaşmış bir Türkiye, Orta doğunun kabile demokrasisine teslim edilmesi, ve bu bataklığın ortasına sürüklenmesinin tehlikelerini düşünmek bile istemiyorum. 

KANDAN BESLENEN TERÖR…

Bir memlekette insanların korkudan yaşar hale gelmesi getirilmesi ve geleceğinden kaygı duyması önlenemiyorsa, bunun adına Terör demek daha doğru olacak. Yıllardır bir türlü önlenemeyen Terör, daima yanlış siyasetin politikaların bir ürünü değil mi? Hitlere  yardımcısı ”asker göz göre göre ölüyor artık savaşın bir anlamı kalmadı” dediğinde. Hitler ” Bu, onların tercihi. Bizi onlar seçti, elbette ölecekler!” sözü aslında açıklanmayan bir gerçeğin altını çizmiyor mu? ve savaşla terörün bir birinden ne farkı var, her ikisinde de insanlar birilerinin farklı amaçları yüzünden ölmüyor mu? Vatan için ölmek şahit olmanın en anlamlısı bana göre, ama biz her sefer ölenlerin ardından rahmet diliyor  yakınlarına baş sağlığı diyoruz, ama daha sonra  yaşananlarda aynı söylemler devam ediyor acı tablo daha da artıyor.

Dünyanın bir çok ülkesinde terör var, ama benim ülkemde Türk düşmanlarına cesaret vermek yerine etkin siyasetin gereği yapılmalı. Batı dan kopmaya çalışan Türkiye, aksine yakışık olmayan söylemlerin açıklamaların yerine iş birliğinin önemine bakılmalı. Şimdi bırakalım başkanlık yada başka senaryoları, bu terör belasından nasıl kurtulabiliriz ve memleketin huzuru için ne yapılmalı bunları paylaşmak gerek. Ölen tüm insanlarımıza bende rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Bir daha memleket bu acıları yaşamaz.  Türkiye karanlıklarla değil, aydınlıklar la laik cumhuriyetle  Atatürk’ün miras olarak bıraktığı akıl ve bilimle  yönetilmeye layıktır.

Prof.Dr.Levent Seçer

Paylaş
Etiketler: akılbilimcehalethakhukukKANDAN BESLENEN TERÖRözgürlükyaşam
Önceki Yazı

Sevgide, Hoşgörüde, Adalette Birleşmek

Sonraki Yazı

Ordu İnşaat Sektörünün Durumu

Prof.Dr. Levent SEÇER

Prof.Dr. Levent SEÇER

İlişkili Yazılar

Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Emeğe Dayalı Evrensel Demokrasi

09 Ağustos 2023
5k
Tükenişin Tek Sorumlusu CHP
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Tükenişin Tek Sorumlusu CHP

09 Temmuz 2023
5k
Umuda Yolculuk
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Umuda Yolculuk

22 Haziran 2023
5k
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Aydınlık Özgürlük Şarkının Adı Bu Olmalı

19 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

Ordu İnşaat Sektörünün Durumu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap