Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

Akıl Özgürleşirse

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.) Yazar Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)
27 Mart 2021
Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)
0
403
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Pandemi sürecinde zaman zor geçiyor, yeni bir yazı yazayım dedim. Aşı dünyaya umut olsa da bir belirsizlik hakim.

Aristoteles’in dediği gibi “insan, insani varoluş gereği bilmek istiyor.” İnsanlık birçok şeyin üstesinden gelmiş, bu da geçer diyelim. Hacı Bektaş Veli “Keramet baştadır taç da değil. Her ne arasan kendinde ara” diyor. Bizim kültürümüzde akıl, mantık deyince akan sular durulur, neler söylemişler neler. Bunlar ö Henüz bu konuda doyurucu bir bilimsel açıklama yapılmadı. yle anlamlı, öyle derin sözler ki insan düşündükçe her birinden bir ders çıkarabilir. Hiç unutamam büyüklerimiz, “akılsız baştan sefil taban çok çeker” diyerek sitem ederlerdi. Düşünmeden bir şey yapıldığında “sen aklını kiraya mı verdin?” diye öğüt verirlerdi. Yaşanmışlıklar işte, tecrübe denilen şey ne kadar değerli değil mi? Bilge kişiler onlar, yerden göğe kadar haklılar. İşte, akıl deneyimle birleştiğinde böyle anlamlı sözler kendiliğinden ortaya çıkıyor ve bir toplumun ortak değerleri oluyor. Zaman onları hiç eskitemiyor, üstelik daha çok anlam kazanıyorlar. Bizler de yapıp ettiklerimizle yüzleşiyoruz onlarla ve doğruluğunu ispat ediyoruz defalarca. “Aklını kiraya vermek” deyimi öyle hemen geçilecek bir şey değil. Üzerine bir kitap bile yazılabilir. Nasıl olur da kişinin kendisinin yerine başkası düşünebilir ? Ya da bir başkasının yapıp ettiğini kişi hiç düşünmeden nasıl kabul eder ?

Hadi biraz felsefe diyelim. Büyük filozof Immanuel Kant, 1724’de Königsberg’de bir Alman zanaatkâr ailenin yoksulca ortamında doğar. Erken yaşta anne ve babasını kaybetmesi büyük bir şanssızlık. Maddi ve manevi desteği olmayan bu dahi adam yoksulluk içinde eğitimine devam etmiş. Öğrenciliğinin ilk yıllarında teoloji, Latince, matematik ve doğa bilimleriyle tanışır. Daha sonra fizik, mantık ve felsefe derslerine daha çok ilgi gösterir. Königsberg Üniversitesi felsefe bölümünde doktora yapar, 1770’de mantık ve metafizik profesörü olur. Kant deyip geçmeyin. Kant çağdaş felsefenin öncüsüdür, o büyük bir düşünür ve aşılamayan bir dünya filozofudur. Büyük filozof ama ne fayda, birçok büyük insanın kaderi gibi onun yaşamı da hep hastalıklarla, sıkıtılarla geçer ve 1804 yılında da hayata gözlerini yumar.

Kant “aydınlanma nedir? ” sorusunu “aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu ergin olmayış durumundan, yani kendi aklını bir başkasının kılavuzluğu olmadan kullanamayışı durumundan kurtulmasıdır” biçiminde yanıtlıyor. Ergin olmayı, kişinin kendi aklıyla gerçeği kavraması, eğriyi doğruyu bilmesi, ayırt edebilmesi ve böyle davranabilecek yetkinliğe ulaşması anlamında söylüyor. Aslında insan yaradılışında bağımsız düşünme imkanına sahiptir. “Demek ki ergin olmayışının nedeni, aklın kendisinde değil, aklı kendisi kullanmayı göze alamayan, kullanma kararını veremeyen insandır”. Kant devam ediyor. “İnsanların çoğu ömürleri boyunca erginliğe erişmemiş kalırlar. Çünkü ergin olmayış çok rahattır” diyor. Daha ileri giderek; “insanların büyük çoğunluğu erginliğe doğru bir adım atmayı sıkıntılı hatta tehlikeli bulurlar. Çünkü tembel ve korkaktırlar. Bütün bu nedenlerden dolayı ergin olmayıştan kurtulup kendi başına güvenle yürüyebilen pek az kişi vardır. Ancak bağımsız düşünen birkaç kişi her zaman bulunacaktır. Bunlar, önce kendi boyunduruklarını atacak, sonra da insanın değeri ile bağımsız düşünmenin insan için bir ödev olduğu düşüncesini çevrelerine yayacaklardır.” diyerek aydınlanmanın kapsamlı bir tanımını yapıyor Kant. Gel de işin içinden çık, çıkabilirsen. İnsan herhangi bir rehbere gereksinim duymadan kendi aklını kullanma cesaretine sahip olacakmış, öğrenme ve bilme cesareti gösterecekmiş sonra da bunu bir ödev olarak çevresine yayacakmış. Böylelikle insan “kendisi aydınlanacak” ve “insan hayatının anlamını ve düzenini” aydınlatacakmış. İş yine dönüp dolaşıp eğitime geliyor. Çocuğu bir birey olarak gören eğitim anlayışıyla ve kişinin insansal olanaklarını gerçekleştirmesine imkan veren insan odaklı bir kültür ortamında kişi kendisini ve çevresini aydınlatabilir. Başka bir anlatımla; kişi aklın, bilimin, sanatın, sporun, edebiyatın ışığında insan gerçeğine yöneldiğinde doğa, insan ve hayatla ilgili bütün konuları aklın bir ürünü olan bilgiyle aydınlattığında insan doğasına uygun bir yaşamı geliştirebilir.

Örnek vermek gerekirse; eğitimde gençleri yeteri kadar edebiyata, felsefeye, sanata, spora yönlendirebilseydik estetik anlayışımız daha iyi olurdu. Estetik anlayışımız şehir planlamacılığımıza yansırdı, bununla övünebilirdik. Tarihi dokuyu iyi koruduğumuzu söyleyemeyiz. Çarpık yapılaşma ve rant hırsı tarihi değerlerimize çok zarar verdi. Şehirlerimize yeterli sayıda meydanlar ve parklar kazandırabilseydik gençler orada sanat ve spor yaparlardı, kendilerini ifade ederlerdi, ne güzel olurdu. Keşke bisiklet yolları yaygınlaştırılsaydı, az da olsa nefes alabilirdik. Kitap okuma alışkanlığımızla dünya sıralamasında neredeyiz? Tarımda yerli tohumu bilimle geliştirebilirdik, yazık oldu ninelerimizin emeklerine ve Anadolu’nun verimli topraklarına. Doğayı, denizleri yeterince koruyabildiğimiz söylenebilir mi? Şiddet hiç durmuyor, üstelik artıyor. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, hayvanlar,…fiziken zayıf olan kim, ne varsa hepsi bu şiddetten nasibini alıyorlar. Yaşamın bir değer olduğunu yeterince öğretebildik mi? Aklın özgürleşmesi vicdanın özgürleşmesinin de yolunu açıyor, kişiye yuttaşlık bilinci kazandırıyor. Düzgün ahlak, adalet duygusu aklın vicdanın özgürleştiği bir zeminde ve değer bilgisiyle birlikte var oluyor. Yani, insanı araç olarak değil amaç olarak gören bir anlayışla. Temel bilimlere daha çok önem verebilseydik, bu alanlarda yetenekli gençlerimiz geleceğini burada görebilirdi. O zaman daha fazla bilimsel buluşlara imza atabilirdik. Bunlar büyük kazanım olurdu bizim için. Mars’a gitme hayallerimiz olabilirdi belki. Aşıyı ilk biz bulabilirdik, dünya kapımızda kuyruğa girebilirdi. Buradan aldığımız katma değeri insanımızın hayatına yansıtabilirdik. İşte bütün bunlar; özgür düşünebilen, aklın sınırlarını zorlayan, bilim yapabilen, bilimsel bilginin, sanatın, edebiyatın, sporun insan hayatına anlam kattığını bilen, insanı ve doğayı bir değer olarak gören bir anlayışla mümkün. Bilime gönül vermiş insanlar çalıştılar, çabaladılar birçok alanda buluşlar yaptılar ve hayatımızı kolaylaştırdılar. Belki geçmiş uzak bize, Almanya’da Türk bilim insanları bilim aklıyla çalışarak ilk aşıyı buldular, gururumuz oldular ve Almanya’ın en büyük ödüllerinden birini aldılar. Keşke ülkemizde yapabilselerdi bu büyük buluşlarını. Bilim tarihi böyle başarı hikayelerinden oluşuyor. Bu sıkıntılı günleri de aklın ve bilimin dediklerini yaparak aşacağız elbette.


Alıntının Yapıldığı Kaynak:
Macit Gökberk. Aydınlanma Felsefesi, Devrimler ve Atatürk. İstanbul: Kırmızı Kedi Yayınevi. (s.25-27).

Paylaş
Etiketler: Aristotaleskerametpandemi süreci
Önceki Yazı

“Ölülere Duyuramazsınız…” Yani Duymazlar Demek midir… Hayır…

Sonraki Yazı

Berat Gecesini Nasıl Geçirmeli?

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

İlişkili Yazılar

”Ah Şu Önyargı Ah Şu Toptancı Bakış”
Eğitim

”Ah Şu Önyargı Ah Şu Toptancı Bakış”

14 Şubat 2023
5k
Anma

Yaşasın Cumhuriyet

31 Ekim 2022
5k
Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

Neden Laiklik…

20 Eylül 2022
5k
Neden Karma Eğitim?
Eğitim & Kültür

Neden Karma Eğitim?

15 Ağustos 2022
5k
Sonraki Yazı

Berat Gecesini Nasıl Geçirmeli?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap