Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Akıl Oyunları ve Kirlenmiş Siyaset

Prof.Dr. Levent SEÇER Yazar Prof.Dr. Levent SEÇER
19 Haziran 2019
Levent SEÇER (Prof.Dr.)
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Dahi seviyesindeki unutulmaz matematik profesörü  John Nash,  bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Hava limanından evine gitmek için bindiği taksi, hatalı sollama yapınca, bariyerlere çarptı.

Profesör John Nash, tarihinde 72 adet Nobel ödülü bulunan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde çalışmıştı. 35 adet Nobel ödülü bulunan ve Einstein’ın da ölene kadar çalıştığı Princeton Üniversitesi’ne geçmişti.  Oyun Teorisi’ne yaptığı katkıyla, 1994 yılında Nobel ödülü kazanmıştı. John Nash İstatistikten felsefeye, biyolojiden yapay zakaya kadar, neredeyse tüm bilim dallarında çığır açmıştı. Matematiğin Nobeli kabul edilen Abel Ödülü’nün de sahibiydi.

Taksiye biniyordu!

Bütçesi 20 milyar dolar olan Princeton Üniversitesi’nin Ekonomi Nobelli  profesörü, gayet mütevazi şekilde taksiye binerken. Türkiye’de imam 4 milyon  liralık  zırhlı Mercedese biniyor.

Bunu sağlayanlar ne diyor ?

” Ne hikmetse matematik, fizik, kimya, dersleri tartışılmıyor da, zorunlu din dersi tartışılıyor” diyor.  Peki dünyanın hangi ülkesinde bilim tartışıldı bu güne kadar? İnançlara olan saygınlık, toplumsal duyarlılığını kaybetti, biz hala kendi toplumumuzu ötekileştirmeye çalışıyoruz. Dünyanın  önemle sarıldığı bu değerlerin ve yaratıcılarının adına olan saygınlık artarak devam ediyor. Ama benim ülkemde sanat ve bilime yön verenlerin hiç değeri yok, aslında aklın yok edildiği bir ülke desek daha doğru olacak. Şimdi uğraştığımız tek şey, kirlenmiş siyasetin adı, işte tek bildiğimiz budur, siyasetin aklın ve bilimin önünde durmasını sağlamak. Prof Nash gibi kendi değerlerimizi biz yok sayıyoruz, Prof Nash aklın ve bilimsel değerlerin toplumsal kalkınma da ne kadar önemli olduğunu yazmış. Ama biz akıl ve bilimi değil dini neden tartışıyoruz diye birilerinin öfkesine maruz kalıyoruz neden?   John Nash, 2012 senesinde İstanbul’a gelmişti. Oyun teorisi Dünya Kongresi’ne katılmıştı. 44 ülkeden 800 seçkin bilim adamının  katıldığı ” akıl oyunları ” nın açılış konuşmasını Türkiye Cumhuriyeti adına kim yapmıştı biliyor musunuz ? Egemen Bağış! Prof Nash ”din ve siyaset anlayışının, akıl ve bilim değerlerinin önünde durduğu zaman, laik, çağdaş,  dünya düzeninin, özgür  demokrasinin tüketildiğini görmek kaçınılmaz olur” demişti. Biz şimdi akıl oyunlarının bilimsel anlamda değerlerini görmemiz yerine, bunun siyasete ayarlanmış kurnazlığını kirliliğini yaşıyoruz. Aydınlığın, sevginin, cumhuriyetin, akıl ve bilim değerlerinin, özgür olmanın, demokrasinin çizilmiş resminin üzerine siyasetin kirini çizmek istiyoruz. Özgür yaşamak ve insan hakları yerine düşünceyi inadına hapsediyor sesini kısıyoruz, 396 cezaevi içinde 260 bin den fazla  insan özgürlüğünden mahrum bırakılmış, ama biz insanların özgür olmasını sağlamak yerine, şimdi 48 cezaevi daha açmak için çalışıyoruz. Yani konuşamayan bir Türkiye istenen bu aslında. Biz akıl oyunları teorisini bilimsel anlamda göremiyoruz artık. Birileri inanç saygınlığını da siyasetin içinde kirletip manevi değerleri yok ediyor, ama bu bizim millet olarak  suçumuz değil mi? okumayan, gerçekleri göremeyen, konuşamayan, mutsuz korkan bir dünyanın içinde, çarkın ortasına sıkışıp kalmaktan memnun bir toplumsak, o zaman kimseden şikayetçi olmamalıyız, yani uyanmamız gerektiğinde uyanmak, uyumak istediğimizde uyumak birileri buna alıştırmış bir kere. Buna kör duyarsız bir toplum demek daha doğru olacak.

Kirletilen siyasetin Türkiyeyi nasıl bir sona sürüklediğini hala göremeyen bu toplum, sonunda mutsuz ve kör kalmaya mahkum dur. Bu gün hala inanmadıkları kendi adını koydukları ılımlı İslam cumhuriyetinin yansımasının eseri olacak Demokrasiyi anlatmaya çalışanlar. Ne yazık ki tüm dünya da adı tartışmasız konulan kabul edilen  14 Mayıs 1950 tarihini nedense unuttular.

İnsan hak ve özgürlüklerinin yaşanası tek teminatı olan demokrasi adı birilerine göre sözde olmalı, ama gerçeğinin adının dolaysız özde demokrasi olan bu tarihin anlamı nerede kaldı?

Bunca kirlenmişliğin içinde  tüm çağdaş değerlerin yaşaması mümkün mü?

Kirlenmiş siyasetin içinden gerçek anlamda bir aydınlığın çıkması mümkün olabilir mi?

Siyaset bir ülkenin geleceği açısından da önemli,  ülke yararına yapılan siyasetin kirletildiğini görmek kaygı veriyor insana. Bugün siyaset yaptıklarını söyleyenler bu resim içinde kendileri de kirleniyorlar. Toplumsal kalkınmadan yana yapılan tek bir çalışma yok, ekonomi gittikçe tükenmekte, ama bu kimsenin umurunda değil, açlık sınırında kalan 30 milyon insan var bu ülkede. Bugün biz bu gerçeklerin aksine, millet iradesinin bile kirlenmiş siyasetin içinde tüketildiğini görüyoruz. Eleştiri kültüründen nedense rahatsız olanların ortaya çıkaramadıkları ama kendi bildikleri bir gerçek var. Toplumun duyarlı yanının din saygınlığı olduğunu biliyorlar, ama din saygınlığının da kirlettikleri siyasetin içinde tükenmesine sebep oluyorlar. Bugün cumhuriyetten rahatsız olanların istedikleri sadece kaybetmemek sisteme hakim olmaya devam etmek, bunu yaparken de tüm çağdaş değerlerin yok olmasına sebep olduklarının farkındalar. Her yerde hayatımızın içinde olmalı camiler diyorlar, Türk halkı inançlarına duyarlı bir toplum, ama bugün dünya  sürekli değişen dengeler küresel savaşların gölgesine sürükleniyor, ama biz kendi toplumumuza karşı ne mesaj veriyoruz. ”Her yerde camilerle yaşamak zorundayız buna alışmalıyız” diyorlar. Dünyanın arasına tıkanıp kaldığı çarkın ortasında Türkiye de sarılmış durumda, ama biz uluslararası saygınlığımızın ve bu değişimin neresinde kaldığımızı hala kendi toplumumuza anlatamıyoruz. Camiler açın buna kimse karşı çıkmaz, ama bir ülke de akıl ve bilimsel değerlerin tüketildiğini görmemek kaygı verici değil mi? Bilimden söz ediyorsanız bunun önünü açmalısınız, sanal sadece oy alabilmek adına bu söylemleri ederseniz inandırıcılığınız kalmaz. Sanatçının sanatı adına yargılandığı bir ülke olmak Batı’dan uzaklaşmak demektir. Bugün ne yazık ki birilerine hala yalakalık dalkavukluk edenler var, sanatı anlatamayanların kendilerine sanatçı adını takmaları düşündürücü değil mi? Hülya Koçyiğit ve Orhan Gencebay kültür danışmanları yapılmış, insan merak ediyor acaba bu güne kadar hangi projede ve kendi tasarladıkları bir çalışmada etkin biçimde yer aldılar? Kirlenmiş siyasetin adını koyarken, bu siyasetin ülke adına her geçen zaman mutsuz bir toplum yarattığının kim farkında acaba?

Sonuç olarak bu ülkenin siyasetin kirlenmişliğinden kurtulup parlamenter sisteme dönmesiyle özgür olabileceğine inanıyorum. Kurtuluşun başka bir adı yoktur.

Paylaş
Etiketler: Kirlenmiş SiyasetpolitikaSiyasettoplumtürkiye
Önceki Yazı

Kriptoya Dikkat!

Sonraki Yazı

Türkiye Neden Hedef Tahtasına Konuluyor?

Prof.Dr. Levent SEÇER

Prof.Dr. Levent SEÇER

İlişkili Yazılar

Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Emeğe Dayalı Evrensel Demokrasi

09 Ağustos 2023
5k
Tükenişin Tek Sorumlusu CHP
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Tükenişin Tek Sorumlusu CHP

09 Temmuz 2023
5k
Umuda Yolculuk
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Umuda Yolculuk

22 Haziran 2023
5k
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Aydınlık Özgürlük Şarkının Adı Bu Olmalı

19 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

Türkiye Neden Hedef Tahtasına Konuluyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap