Pazartesi günü Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’ün basın toplantısına katıldık. Başkan Akgün, gölün tabanını temizlemekle neyi amaçladığını anlattığı basın toplantısında, meslektaşlarımız ilçe ilgili akıllarına ne geliyorsa sordular. Akgün’de tüm samimiyetiyle sorulara yanıt verdi. Haberin ayrıntıları Büyükçekmece Koordinatörümüz Salih Mert’in imzasıyla dün gazetemizde çıktı. Basın toplantısında Dr. Hasan Akgün’e üç soru sorduk.
Göl zeminini temizleme işinde Büyükşehir Belediyesi’nin yetkilerine müdahale edip etmediğini, ihale yapıp yapmadığını, Albatros’u ısrarla neden imara açmak istediğini ve Yat Limanı’na ortak olup olmadığını…
Özellikle Albatros ile ilgili söyleği şu cümlenin altını çizmek gerekiyor: Devlet gerekirse otoritesini ortaya koyar. Gezi Parkı örneğidir. Orda biz yeşili tahrip ediyorsak, halkta ayaklanır, millette ayaklanır. O zaman gereğini yaparsınız.
****
Akgün, Albatros’da eylemler büyürse, Devlet gereğini yapmalı mı demek istiyor… Bence oldukça tartışmalı bir ifade… bakalım kamuoyu bu açıklamalara ve Albatros eylemini yapan “5 kadrolu Akgün muhalefeti” ne diyecek?
Büyükşehir’i bekleyemeyiz!
Gölde balçık temizliyorsunuz.Yasalar size halktan topladığınız vergileri nasıl harcağınızı madde madde belirtmiş. Sorum şu:
1. Göl İBB’nin sorumluluk ve yetki alanı içersinde değil mi?
2. Gölün bu bölgesini temizlemek için ihale yaptınız mı?
3. İhale yaptıysanız, İBB’nin yetki ve sorumluluk alanına müdahale mi ediyorsunuz?
4. Yasalar size harcayacağınız paraların alanını belirlemişse, siz yetkinizin dışında bir yetki mi kullanıyorsunuz?
Göl tamamıyla Büyükşehir ve Büyükçekmece’nin uktesindedir.
Büyükşehir, ‘sen orayı yapamazsın’ demez. Büyükşehir’in yapması gereken işi siz yaptınız ve para harcadınız diyorsanız; bütün Büyükçekmece sahilini, yapmakta olduğumuz 5 km’lik Mimarsinan sahilini Büyükşehir yapması lazımdı. 10 defa gittim, talep ettim. Dediler ki, ‘çivi çakamayız. Başkan bizi beklemeyin’ demişlerdir.
Göl balçık temizleme işini ihale yapmadık. Kaynağını Mimarsinan ihalesinde sağlıyoruz.
Buradaki kokuyu, Büyükçekmece Dizdariye Mahalesi’nde yaşayanlar başta olmak üzere bütün vatandaşlar iyi bilir. 1996 yılına kadar Dizdariye Mahallesi’nin foseptiği buraya akmış, aşağıda yarım metre foseptik tabakası oluşmuştur. Büyükşehir yapsın diye beklersek daha 50 yıl bekleriz. Büyükşehir’in de haklı olduğu taraflar vardır. Bu lokal işlere İBB eğilmedi. Burasının temizliğini İBB’de, biz de yapabiliriz. Bu makineleri bulsaydık, imkanımız olsaydı da, keşke 5-6 yıl önce yapabilseydik.
Akgün fobili 5 adam mı, kentin rantı mı?
Konuşmanız da Hyde Park örneği verdiniz. Dediniz ki; “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne İkitelli bölgesindeki büyük arazileri “Hyde, Stel park yapalım. Bütün İstanbul çoluk çocuğu ile hayatını orada sürdürsün. Niye bizim bir Hyde parkımız olmasın.. Orada katrilyonlar yaratılacak, 15 bin konut yapılacak. 25 milyon nüfus için, ben çıktım o kürsüde kayda aldırttım. İtibar mı gördüm? Şöyle demişlerdir: ‘Bakmayın o’na. Ne anlar ranttan paradan.’
Benim gibi düşünselerdi, Tekstil Kent’in karşısında ki araziden söz ediyorum. Küçükçekmece ve Büyükşehir Belediyesi birbirlerini yediler. O yeri ben mi alayım, sen mi alasın diye…”
Büyükçekmece’nin içersinde 5. döneminizde, böyle bir yer yarattınız mı? Albatros böyle bir yer için aday iken, ısrarla Büyükçekmeceliler’in imara açılmamasına yönelik taleplerine rağmen neden imar ısrarı. Ve belediye meclisinde gelir paylaşımıyla imara açacağınızı söylediniz. Belediye başkanları millete rağmen belediyecilik yapmaları doğru mu? Temel görevleri milleten taleplerini de dikkate almak değil mi?
Albatros, zaten turistik tesislerdi. Ben orada büyüdüm. Moteller de yattık kalktık.
Büyükçekmece halkı çok iyi bilir. Hasan Akgün fobisinden kurtulamayan 5 CHP’li. Akgün’ün kadrolu 5 muhalifi. Ben, Büyükçekmece halkının rantını mı düşüneceğim, şehrin rantını mı düşüneceğim? Burdan girer burdan çıkar kardeşim. Devlet gerekirse otoritesini ortaya koyar. Gezi Parkı örnektir. Orda biz yeşili tahrip ediyorsak, halkta ayaklanır, millette ayaklanır. O zaman gereğini yaparsınız. Siz, bütün zamanlar içerisinde önünde 150 bin m2 yeşil saha olmasına rağmen, dört tane ne yaptığını bilmeyen adamların talepleri doğrultusunda, bu şehirin rantını onlara heba edersiniz, bu makamı işgal etmeyeceksiniz. Oradan kalkıp gideceksiniz.
Devlet, devlet adabıyla, belediye belediye adabıyla yönetilir. Dört tane Akgün fobisinden kurtulamayan adamın taleplerine bakarak, boyun eğerek, şehrin bir tane turizm bölgesi olan, Bakanlıkça onaylı olan yeri, içersinde yıllarca turizm yapılmış olan ve benimde içersinde oturduğum yer… Burası Büyükçekmece’ye değer katacağı için… En az 1000 gencimizi iş sahibi yapacağı için… TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’ni destekleyeceği için… Ve bu yerin burda yapılmasıyla bölgenin bundan rant elde edeceği için… Ve mevcut yeşili 3 kat büyüterek yapacağımız tesisler, bu kentin bir değeri olacaktır.
Burada yapacağımız tesislerden utanmazlar. Ama ‘tüh ben yanlış yaptım’ derlerse de bu bir olumluluktur.
Büyükçekmece’nin nüfusu 250 bin. 255 bin m2 parkımız bitmek üzere. Bizim sahilde Baba Burnu’ndan Gürpınar’a kadar 1 milyon km2 yeşil sahamız var. 170 bin m2 yeni yer oluşturduk. 200 bin m2 yeni aktif yeri düzenliyoruz. 500 bin m2 yeşil alanı Büyükçekmece’ye kazandıracağız. Bizim boyutlarımızda, İstanbul’da olmayan imkanlara sahibiz.
Yat limanına hepimiz ortağız!
Yat Limanı ile ilgili AK Parti yetkilileri ısrarla, yat limanına itiraz etmediklerini asıl meselenin yat limanı içersinden geçen yol olduğunu belirtiyorlar. Bir siyasi partinin eski bir ilçe başkanı Yat Limanı’nın ortakları arasında aile fertlerinizin olduğunu iddia etmişti. Büyükçekmece kamuoyunda bu iddia hala geçerliliğini koruyor. Yat Limanı konusunda ısrarınızın da, aile fertlerinizin ortaklığı olduğundan dolayı kaynaklandığına yönelik bir algı var. Bu konularda ne diyeceksiniz?
Hepimiz ortağız(!) Yarısı abimin, yarısı eşimin, yarısı çocuğumun(!) Ve bunlara yanıt vermem… MİT de dahil ne kadar istihbarat kuruluşu varsa 7 sülalemi araştırdı. Her yerden girdiler. Ve bu iddialardan vazgeçtiler. Küçük birşey çıkmış olsaydı çoktan beni oymuşlardı. Ve biz buna tenezzül edecek bir aile değiliz. Mali Müşavir Alaattin Akgün’e liman inşaatını yapmak isteyenler, 10 sene önce belediyenin karşısındaki yere gitmişler, demişler ki: Şirket kurmak istiyoruz.
Bizi yardımcı olur musunuz?
Ve şirketin kurulmasında büroda bulunan mali müşavir bayan yardımcı oluyor.
Yol dediler. Kıyı kenar çizgisinin, deniz tarafında yol olur mu? Bizim yaptığımız patikayı yol olarak dayattılar. Ve biz onu da değiştirdik, kaldırdık. Yat Limanı’nın rantı; Büyükçekmece’nin, İstanbul’un ve Türkiye’nin rantıdır.
