Hemen heyecanlanmayın. Ortada bir savaş var ve her savaşın bir kazananı bir de kaybedeni olur.
Türkiye “yurtta sulh cihanda sulh” masalıyla bir asır uyutuldu. Rahmetli Erbakan hocanın hükümet ortağı olmasıyla 1974’de Kıbrıs’ta zulmün her nev’ine maruz kalan halkımız askeri çıkartma ile kurtarılmıştı.
Rum zulmüne sessiz kalmak değil, cevap vermek getirmişti sulhu.
O gün Başbakan Ecevit değil de Erbakan, yani MSP tek başına iktidarda olmuş olaydı bugün “Kıbrıs meselesi” diye bir sorun olmaz, Türkü de Rum’u da huzur içinde yaşıyor olurdu.
Tarih bilen bir kimse sulhun ancak güçle sağlanabileceğini bilir. Gücünüz yoksa siz ne kadar sulh isterseniz isteyiniz belasını arayan biri gelir çatar.
Kendi milletinin değerlerine, inancına, tarihine ve münevverlerine savaş aç, ardından da kalk “yurtta sulh cihanda sulh” cümlesiyle ninni söyle.
Erbakan hocanın 1974 Kıbrıs zaferini istisna kabul edersek, bir millet bu ninniyle bir asır uyutuldu. NATO’ya girdikten sonrada adeta görünmez bir işgale maruz bırakıldı.
Bu işgali 15 Temmuz 2016’da taçlandırmak isteyenlere mille öyle bir sille vurdu ki, bu sille hem bir milletin uyanışı, hem de küfrün bu diyardaki umudunun tükenişine yol açtı.
Hemen o günlerin en zor şartlarında “Fırat Kalkanı” harekâtını başlatıp, zaferle neticelendiren Mehmetçik, bugün Afrin’e, yarın Mümbiç, Rakka, Haseke, Deyrez Zor’da olacak.
Gerekirse Musul’da Kerkük’de, Tel Aviv’de…
Türkiye’nin son askeri hamleleri ile nus ile uslanmayanları kötekle terbiye edilecek.
Böylece de ABD, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, İsrail, İran, Belçika, Hollanda gibi ülkelerin aralıksız desteklediği terör örgütü PKK ve uzantıları tarihin çöplüğündeki yerini alacak.
Aslında çöpe atılan bu pisliklerin bedenleri değil, bu teröristleri destekleyen ülkelerin Türkiye’ye ve Türk milletin biçtikleri kefenin de kendi başlarına giydirilmesi olacak.
1974’de Erbakan hazır ise de devlet hazır değildi.
2018’de ise güçlü, dirayetli ve kararlı bir lidere sahip…
Savunma sanayiini millileştirmiş…
Ordusundaki NATO’cuları önemli ölçüde temizlemiş…
Lideri, devleti ve Mehmetciğinin ardında sapa sağlam duran bir millet var.
Şimdi bu iman cevherinin önünde durabilecek bir güç var mı dünyada?
Her türlü silaha sahip olmayı güç için yeterli sayan, buna rağmen terör örgütlerinin ardına saklanan ABD ve Rusya mı duracak?
Gücü ancak silahsız Filistinlilere yeten ve savunmasız bir kişiye suikast düzenlemekten başka bir gücü olmayan İsrail mi?
Mezhepçilik ve sosyal fesat çıkarmak ile Suriye’de masumları katletmeyi savaş sanan İran mı?
Avrupa’nın ortasına sıkışmış ve hükümet kurmayı bile beceremez hale gelmiş Almanya’ mı?
Sömüremeyince nefes alamayan Hollanda mı?
Afrika olmasa açlıktan nefesi koçacak olan Fransa mı?
Türkiye’nin önüne yiğitçe çıkabilecek cesareti bile kalmayan bu terör hamilerinin devri bitti.
Şimdi güneş sadece Türkiye için doğuyor.
Çünkü önce Allah sonra, Allah’ın izni ile zalime karşı mazlumun yanında saf tutan, ekmekleri çalan değil ekmeğini paylaşan Türkiye, mazlumların umudu, sömürülenlerin güvencesi, evsiz yurtsuzların sığınağıdır.
Ah almakla dua almak, korkulmakla sevilmek arasındaki farkı görmek isteyen Türkiye’ye baksın…
Bugünleri gösteren Allah (c.c.)’a hamd olsun!
Vesselam!
