Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Arzu KÖK

Af!…

Arzu KÖK Yazar Arzu KÖK
10 Ekim 2018
Arzu KÖK
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Geçenlerde MHP’nin sunduğu af teklifi TBMM’ye geldi. Meclis de açıldığına göre, hakkında ilk karar verilecek tekliflerden biri olacağı da kesin. Teklif “af” olarak anılıyor fakat bu bir genel af değil, bir nevi özel af. Mayıs 2018 öncesi bir kısım suçlar için cezadan beş yıl indirim yapılmasını öngörüyor. Genel af ilanı için Anayasa gereği Meclis’in 5’te 3 çoğunluğunun onayı gerektiğinden teklif infaz yasası değişikliği olarak getirilmiş ki bu yasa çoğunluğa ihtiyaç duyulmaksızın yasalaşabilsin. Son günlerin nedense en önemli sorunu gibi lanse ediliyor. Ne yazık!…

Af, barış, el sıkışma vb. terimlerin altında yasaların kişilere ve zamana göre esnetilmesi, gerekçesi ne olursa olsun yanlıştır. Aydınlanma devriminin önde gelen düşünürlerinden Jean Jacques Rousseau da bu şekilde düşünenlerden. 1762 tarihinde basılmış olan “Toplum Sözleşmesi” kitabında, “Genel istem, gerçekten genel olabilmek için, özünde olduğu kadar konusunda da genel olmalı; herkese uygulanmak üzere herkesten çıkmalıdır… genel istem kişisel ve belirli bir konuya yönelirse, elbette doğruluğunu yitirir” diye yazarak, niçin böyle düşündüğünü açıklamaya çalışan Jean Jacques Rousseau’ya göre, toplumun ortak yararı üzerine kurulu olması gereken anayasa/yasalar, şu ya da bu gerekçeyle özel konuların/çıkarların aracı haline geldiğinde yani kurallar kişilere, zamana ve zemine göre değiştirilip esnetildiğinde, bırakın doğru olmamayı, toplumsal yapıyı/devleti bütünüyle parçalayacak kadar tehlikeli bir nitelik kazanırlar.

Cumhuriyet’i kuran kadroların düşüncesi de bu yöndeydi. Kuralların zamana, zemine ve tabii ki kişiye göre esnetilip değiştirilmesinin toplumsal bütünlüğü bozacağının, cumhuriyetin üzerine inşa edildiği toplumsal değerleri yok edeceğinin, devlet yapısını çürüteceğinin farkında olarak bu konuda son derece özenli davrandılar. Tam da bu yüzden, kendilerine ayrıcalıklı davranılmasına alışmış toprak ağaları, aşiret reisleri, ticaret burjuvazisi, din tüccarları yani çıkar gurupları tarafından çok da fazla sevilmedi, benimsenmediler. Sadece kendileri benimsememekle de kalmadı, Cumhuriyet’i kuran kadroların, Atatürk’ün ölümü sonrasında, devrimlere sahip çıkma ve devrimleri sürdürme konusundaki isteksizliğinin/cesaretsizliğinin de etkisiyle, kural tanımazlığı “demokrasi” olarak lanse edip yüceltirken, kurala uymayı, cumhuriyet değerlerini savunmayı demokrasi karşıtlığı olarak sunarak toplumun gözünde değersizleştirmeye çalıştılar.

Turgut Özal’ın “Anayasayı bir kez delmekten bir şey olmaz” sözleriyle tanımlayabileceğimiz, günümüzde siyasi parti ayrımı olmaksızın çok geniş kesimlerce benimsendiğini düşündüğüm bu “demokrasi anlayışının”, içinde bulunduğumuz an itibarıyla ülkeyi ekonomik ve siyasi olarak getirdiği noktayı herkes net olarak görebiliyor sanırım.
Aslında bir organize suç liderinin adını söylemek istemesek de teklif “Çakıcı Affı” olarak adlandırıldı. Kendisi ise büyük bir meziyetle “Şahsım hariç tutulsun ama af çıksın” deyip durmaktaydı, sanki koskoca yasada bir tek Çakıcı ayrı tutulabilirmiş gibi. Artık nasıl bir kendini önemseme ya da bir suç liderinin nasıl birilerince önemsenmesiyse, siz düşünün.

Bildiğimiz kadarıyla Çakıcı eşini öldürmekten yargılandı ve 19 yıl ceza aldı. Yani kadın cinayeti işlemiş biri. Bir affın kadın cinayeti işlemiş birinin adıyla anılması dahi tek başına sansasyonel. Tevekkeli değil, af kapsamındaki suçların nitelikli dolandırıcılık, sahtecilik, hırsızlık, organize suçlar vs. olduğunu düşününce anlamı daha çok anlaşılıyor. Bu suçların hepsi topluma karşı işlenmiş adi suçlar. Erdoğan vakti zamanında “Devlet ancak kendisine karşı işlenmiş suçları affedebilir” demişse de şu an MHP’nin teklifini değerlendirmek zorunda.

Teklif devlete karşı işlenen suçları kapsam dışı tutuyor. Kendini milliyetçi olarak tanımlayan, milliyetçilik ülküsü çatısında birleşen bir partinin topluma karşı işlenmiş suçları durduk yere affetmeye çalışmasını tutarlı bulmak mümkün değil açıkçası. Neticede devlet toplum için var olan bir mekanizma. Devleti koruyalım korumasına da toplumu koruyamadıktan sonra devleti korumak ne derece anlamlı, üzerine düşünmek gerekir. Biz acaba toplumun canını yakmış herkesi affederek cezasızlık algısı mı yaratıyoruz, acaba yalnızca pisliği halının altına mı süpürüyoruz, suçun kökünü kazımak bir yana suç oranının artmasına mı vesile oluyoruz, diye bir sormak gerekir.
Bu yasanın çıkarılması için üç gerekçe ileri sürülmüş: FETÖ Savcısı ve yargısı tarafından mağdur olan insanların mağduriyetlerinin giderilmesi, cezaevlerinin doluluğu ve ıslah. İlk gerekçe ile yasa arasında bağlantı kurmak pek mümkün değil, zira devlete karşı işlenen suçların neredeyse tamamı kapsam dışı. İkinci gerekçe gerçeklik payı olan bir gerekçe olmasına rağmen doluluğun çözümüne bakış yanlış. Af bu konuda kısa süreli bir çözüm. Eğer suçun kökünü kazıyacak önlemler almazsanız bir ay sonra cezaevleri tekrar dolar.
Suçun kökünü kazımak ise uzun vadeli bir düşünme biçimini gerekli kılar ki bu da insan haklarının oturtulması demektir. Ancak bu da iktidarın intiharı anlamı taşır. Bu nedenle de yapamazlar. Kaldı ki, illa doluluk problemi ise söz konu olan öncelikle suçsuz yere tutuklananları, aylardır bir iddianamesi dahi olmayanları, ne için tutuklandığını bilmeyenleri, bebeği olanları, çok hasta olanları ve daha nicesini salıvermiyorsunuz?  Üçüncü gerekçe ise gülünç. Islah, kimin ıslahı? Bu şekilde sadece ‘bazılarının’ ıslahı mı? Madem ıslahı bu derece önemsiyordunuz, niçin idam çığırtkanlığı yaptınız/yapıyorsunuz? İdam tartışmalarında “ceza hukukunun amacı suçluyu topluma kazandırmaktır” diyenler neden taşlandı?
Geçenlerde çocuğuna pantolon alamadığı için utancından kendi hayatına son veren bir baba …

Kaçırılan, kirletilen ve belli bir zaman sonra cesedi bulunan ‘minik kızlar’ ve mezarları başında feryat eden anneler…

Yüksek puanlar aldığı halde -torpili olmadığı için- bir kuruma yerleştirilmeyen ‘psikolojisi bozuk’gençler…

Sokak başlarında, kendilerine ulaştırılacak esrar ve uyuşturucuları ‘baygın gözler, kararmış yüzler, kemiğe dönüşmüş cansız bedenleriyle’bekleyenler…

Başını sokacak bir evi olmadığı için sokaklarda, parklarda, köprü altlarında sabahlayan vatandaşlar…

Harama el uzatmama ve kimseye köpek olmamak adına -alın teriyle- sokaklarda bir şeyler satarak geçimini sağlayanlar…

Ülkemizde bu bir sürü acının içinde yaşamak zorunda yüzlerce insan var. Ancak yazıktır ki bunların hiçbirisi cezaevinde tutuklu bulunan bir mafya lideri kadar önemli değil.

Hele ki onu serbest bırakmak adına yukarıda saydığım pek çok acıya sebep olan; Zehir tacirleri, hırsızlar, arsızlar, katiller ve sapıklar için deG çıkacak.

Ne diyeyim ben şimdi?… Yazıklar olsun sessiz kalanlara!…

Paylaş
Etiketler: : AF!... - Arzu KÖKatatürkcumhuriyetJean Jacques RousseauMHPŞair-Yazar_Eğitimci Arzu KÖKtbmmToplum Sözleşmesi
Önceki Yazı

Akar Terörü

Sonraki Yazı

TBB’den Tavsiye Niteliğinde Vadelendirme Kararı

Arzu KÖK

Arzu KÖK

İlişkili Yazılar

Arzu KÖK

Kökleri Unutmak.

07 Aralık 2021
5k
Anı / Günce

Kökleri Unutmak…

11 Eylül 2021
5k
Arzu KÖK

Gençlerden Mesaj!

18 Mayıs 2021
5k
Arzu KÖK

Şaşırmak…

09 Mayıs 2021
5k
Sonraki Yazı

TBB'den Tavsiye Niteliğinde Vadelendirme Kararı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap