Beylikdüzü’nün göbeğinde 29 dönüm üzerinde 30 bin m2 yükselen Avalon Projesi… İçersinde yok yok…
Türkiye’de bir benzeri de yokmuş bu projenin…
C ve D blokları arasında bulunan bodrum kat arasında tünel açılmış.
Bloklar arasında açık olması gereken (baş sayfadaki fotoğraftan daha iyi görülüyor) alan ise çelik konstrüksiyon ile kapatılmış. C ve D blokları arasında tünel açılarak inşaatlar birleştirilmiş.
Yaklaşık 4 bin m2 kaçak imalat gerçekleştirilmiş.
Büyükçekmece Belediyesi yet-kilileri tarafından yerinde yapılan tespit sonrasında kaçak inşaat zaptı tutulmuş.
Belediye Encümen’i 11 Ocak ve 22 Şubat 2011 toplantılarında kaçak imalatların yıkılmasına ve iki ayrı para cezası uygulanmasına karar vermiş.
Alınan yıkım kararına ve para cezalarına Beykent Üniversitesi’nin sahibi olan Adem Çelik’e ait olan Doğa Turizm ve İnşaat AŞ, karşı davalar açmış.
Kaçak inşaatın cezası: HAPİS!
Düşünün kaçak belli. Kaçak imalatlar belli. Bu suçun yasada karşılığı da belli.
Sadece projenin sahibine değil, yapana ve göz yuman belediye yönetimine de…
Şubat ayında kaçak yapının yıkılması için Encümen kararı var.
Ve açıkça yazıyorum: Şubat ayından beri projede çalışmalar aynen devam ediyor. Ya devameden inşaatın çalışmaları görülemiyor ya da görülmüyor!
Eresin’de tutuklama, Avalon’da ‘tık’ yok!
Eresin İnşaat’ta tutuklanmalar neden gerçekleşti?
Kamuoyuna nasıl yansıdı?
Yıkım kararının uygulanmadığı, para cezasının az olduğu, inşaattın mühürlenmesine rağmen imalatın devam etmesinden dolayı.
Şimdi hukukta çifte standart olur mu? Olmaz.
Eresin’de uygulanan inşaat sahi-bine tutuklama kararı, Avalon Projesi’nde neden uygulanmaz?
Hey adaletin terazisini taşıyan gözü bağlı kız, sesimi duyumuyorsun?
Neden böyle?
Haberi yazarken bir şey daha dikkatimi çekti.
Bölgemizde 2.5 dönümlük arazi-lerde yaklaşık 30 m2 inşaat izini verilirken, 29 dönüm olduğu iddia edilen 440 ada 4 sayılı paftada 30 bin m2 inşaat izini verilmiş.
Biz ölümlülerin anlayabileceği bir şey değil bu.
Anlayabilen de var mı?
Bilmiyorum.
Tahmin ediyorum bu inşaatların alanlarını, dönen rüşvet çarkları ya da başka çıkarlar belirliyor. Örnek; yapılan inşaattan daireler ve dükkan almak gibi…
Üniversitenin mühendislik bölümüne kötü örnek
Neyse konumuza dönelim.
Üniversite sahibi olan, çok büyük ihtimalle mühendislik bölümü de bulunan Beykent Üniversitesi’nin sahibinin kaçak yapıya tenezzül etmesi ibretlik bir durum.
Üniversitesinden mezun olan mühendis, mimar çocuklar sizce nasıl olurlar?
Çelik efendi, çocuklara nasıl örnek olur?
Üniversite sahipleri ahlaki eroz-yona sahipse, okulunda okuyan çocukları bu durumu nasıl okurlar?
Kaçak imalatın değeri 5 milyon dolar
Bir projeye 60 milyon dolar harca, sonra da kaçak yapıya tenezzül et.
Binaları alttan birleştir. Statik değerlerini yerle bir et.
Açık olması gereken blok içersini, avluyu kapa…
Açık olması gereken mazgalları, kapalı alana dahil et.
30 bin m2’lik inşaat alanının yetmediğini sonradan anla ya da kimse görmez, göremez diyerek yaklaşık 4 bin m2 kaçak imalat gerçekleştir.
M2 birim fiyatının o projede yaklaşık 4 bin Tl olduğunu düşünün, ortaya çıkan rakam yaklaşık 8 mil-yon TL; yaklaşık 5 milyon dolar.
Buna kapatılan avluyu, iki blok arasında açılan tüneli dahil etmiyorum. Basit hesap; siz rakamı ikiye katlayın…
Kesilen para cezası ise 221 bin TL. Oh ne ala…
Zaman kazanmak için karşı dava aç
Yaptığı kaçakları görme, yıkım kararını uygulama; zaman kazan.
Hani zaman içersinde bir yöntem bulunur diye, zamana yay…
Belediyenin aldığı yıkım ve para cezasına karşı yürütmeyi durdurma davası aç.
Buradan soruyorum, Büyükçekmece Belediyesi yetkilileri-ne: Kaçak inşaat yapan Adem Çelik için neden hapis cezası verilmesi için suç duyurusunda bulunmuyorsunuz?
Diğer kaçak yapılar için neden aynı işlemi yapmıyorsunuz?
Son söz: Buradan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’e sesleniyorum. Suç duyurusunda bulunsanız, kaçak imalat yapılabilir mi? Lütfen Başkan, bu ilki gerçekleştirin. Ve Türkiye’ye örnek olun. Konunun takipçisi olun. Hukukta uygulanan çifte standardı da yerle bir edin.
Suç duyurusunda bulunun… Sizin için yapılanı siz yapın… Hadi başkan…
Not: Dünkü köşe yazımda sayfa sekreteri arkadaşımın hatasından dolayı, önceki yazımın başlığı çıkmış. Yazımın başlığı ‘CHP’de yeni politika, eski yapının üzerinden hayat bulamaz’ olacaktı, okurlarımızdan özür dilerim.
