“Adalet” kelimesi tek başına ne ifade eder? “Adalet istiyorum / istiyoruz!!!” denildiğinde veyahut “iilahi adalet ” dediğimiz vakit ADALET kelimesinin ne kadar kendi başına bir anlamı olsa da tek başına yeterli olmamaktadır.
Adaletin var olması için, ikinci ya da üçüncü şahısların varlığı şart mıdır? Sorusuna cevap vermek için o vakit önce kendimize dönüp kendimize ne kadar adaletli davrandığımızı sorgulamanın gereğikendiliğinden doğar mı? Kendi başına adalet kavramının anlamının yeterli olmadığı gibi, kendimize adaletli davranıp/ davranmadığımızı sorgulamadan adalet beklememiz ne kadar anlamlı olur?
Adalet ilk önce kelime olarak kendi içinde sorgulanırken, kendi adaletimizi sağlamak/ sorgulamak önceliğimiz olmalı mıdır?
Toplum bilimiyle çeşitli konu dalları başlığında ilgilenen yine insan faktörü yetişkin olgunluğa erişmeden, insanları sorgular hale geldiğinde düşününüz ki, ne büyük bir kepazeliktir.
Bu kepazelik bir süre sonra alışkanlık haline gelir / getirilirse, normalleşmesi sonucu kepazeliği sorgulamanın/ sorgulayanın vay haline …
Sıfat/ unvanların bir kazanım sonrası, şahsın bizzat kendisi tarafından isminin önüne konularak, kendi şahsi kimliğinin ikinci planda dışlanıyor olduğu toplumda , kimliğini/ kişiliğini unutmuş aydın güruhu yaşadığı topluma ne katabilecektir?
Adalet, talebinde bulunmak kepazelik içinde yüzen bir toplumun küllen talebi dahi olsa… Kişiliksiz/ kimliksiz aydınların bu kepaze toplulukla top yekun talebi olsa, ışte o vakit tek başına duran ADALET kelimesi bir anlam kazanır.
Ve cevabı oldukça kesin / keskindir. “ilahi adalet”
Buradan geçit beklemek ancak saflık olur ki, böyle toplumlarda adalet tecellisi göz yaşı/ kayıp/ acı/ keder olarak topluma yansır…/ yansitilir… Bu ne kadar doğrudur?
ORPARS





















