Cumhurbaşkanı, 13 Kasım’da, ABD’ye gitmeye karar vermiş gibidir. Ve bence bu karar çok hatalıdır. Mutlaka vazgeçilmesi şarttır.
1-Ahlâki değerlerden yoksun, ikiyüzlü, güvenilmez Trump’un davranışları, söyledikleri ve mesajları, tam anlamı ile mide bulandırıcıdır. Bize olmadık hakaretleri ihtiva etmektedir. Hele, yolladığı mektubun hazmedilebilecek tarafı yoktur. Ne yazık ki, gereken ağır cevap halâ verilmemiştir.
a) Bu tablo içinde; yapılacak ABD seyahati hakaretleri kabul etmek, milli gurur ve haysiyetimizi çiğnetmek, Trump’u şımartmak, baskılara boyun eğmek; anlamına gelecektir.
b) Bu seyahat vesilesi ile Türk düşmanı grupların ve lobilerin, bizi incitecek gösteriler yapmasına da fırsat verilecektir. ABD’nin yönettiği ve şımarttığı, teröristlerin / bölücülerin / Türk ve Türkiye düşmanlarının/Haçlı Siyonist ve Evanjelist gürûhlarının / Ermeni fanatiklerinin, kendilerini göstermelerine zemin hazırlanacaktır. Ayrıca; Siyonist maşası ABD medyasının da saldırıları artacaktır. Soykırım kararı gitmemek için çok ciddi bir gerekçedir.
2– ABD’nin, (asırlardır) en kalleş, ikiyüzlü, karaktersiz düşmanımız olduğu gerçeğini, ne zaman idrak edeceğiz? Bu ülkenin yöneticilerine asla güvenilmeyeceğini ne zaman kabul edeceğiz?
a) Gördük ki; AB topluluğu / İslâm Ülkeleri / NATO / Birleşmiş Milletler / Afrika Birliği ülkeleri ve özellikle de İsrail (kesinlikle) Türk ve Türkiye düşmanıdırlar. Biz yalnız bir ülkeyiz. Sadece kendimize güvenmek, milli birlik ve beraberliğimize sarılmak ve güçlü olmak zorundayız.
b) ABD ve Rusya daima danışıklı dövüş içindedirler. Yaptıkları, kayıkçı kavgasıdır. Aralarında ciddi bir ittifak mevcuttur. (İt iti ısırmaz.)
c) İkide bir yapılan telefon görüşmelerinin hiçbir anlamı ve yararı yoktur. Zira ABD/AB/Rusya ve diğerleri tüm terör gruplarının patronudurlar. Bunları kullanarak Dünyayı sömürmektedirler. Özellikle silah ve enerji sanayilerine astronomik çıkarlar sağlamaktadırlar. Bunların lügatinde hak / hukuk / insan hakları / vicdan / namus / ahde vefa / dürüstlük vb. kavramların yeri yoktur. Özellikle AB şu an fiilen harp halinde olduğumuz, gerçek anlamda düşman bir ülkedir.
d) Bu ahlâksızların; terör liderlerine kol-kanat germesi; muhatap olarak kabul etmesi; payeler vermesi; astronomik silâh ve para yardımı yapması; her sıkıştıklarında kurtarması; buna mukabil; devamlı olarak Türkiye’nin önünü kesmeleri, çeşitli ambargoları uygulamaları, tehditleri, hakaretleri ikiyüzlülük ve kalleşlikleri, yalanları bizi halâ uyandırmayacak mıdır?
e) Karşı tedbirleri ne zaman almaya başlayacağız? Dışişleri teşkilâtımızı ne zaman güçlendirecek, ehliyetli kişileri göreve getirecek, politik gerekçeli büyükelçi tayinlerinden vazgeçeceğiz? THY, CNN’e kaynak aktarmayı ne zaman durduracak ve Boeing siparişlerini iptal edecektir? Fransa’dan yaptığımız siparişleri, ne zaman iptal edeceğiz? Üsleri ne zaman kapatacağız?
f) Ne zaman, Tek Adam yönetimini terk edecek, liyakat sahipleri ile istişare etmeye başlayacağız? (Çok sayıda emekli büyükelçimiz vardır. Şükrü Elekdağ / Onur Öymen / Yaşar Yakış / Uluç Özülker, Fikret Uçcan vs. vs. Hepsi değerli ve tecrübeli insanlardır. Bunlardan ve benzeri değerlerden, niçin yararlanılma-maktadır?)
3– Cumhurbaşkanı ve Ailesi ile ilgili iddialar, devamlı olarak ileri sürülmektedir. (Özellikle ABD tarafından. )Bu konu, şantaj aracı yapılmaktan çıkartılmalı; gerekli açıklamalar tüm detayları ile yapılmalı, kamuoyu bilgilendirilmelidir.
4- CHP/ SP ve İYİ Parti’nin, dış politika konusundaki davranışları ve destekleri takdire şayandır. (Ancak CHP içindeki Sezgin Tanrıkulu gibi tipleri, teröre destek verenleri temizlemelidir.) HDP, zaten her zaman olduğu gibi, bölücülük yapmayı ve terör destekçiliğini sürdürmektedir.
5– Ülkesinden kaçanlar, daha fazla şımartılmamalı; Ekmek elden-su gölden dönemi bitirilmeli; Gönüllü veya gönülsüz, ülkelerine geri döndürülmelidir. (Sırtımızdaki bu kamburu daha fazla taşımamalıyız.) Sağlanan tüm avantajlar sona erdirilmelidir.
6– Yeni yerleşim birimleri için gerekli olan, asgari 25 Milyar doları biz yüklenmemeliyiz. Batı’nın bu konuda destek vereceğine de inanmamalıyız. Suriye’nin petrol gelirleri, teröristlere akıtılacağına, bu işe aktarılmalıdır. ABD / Rusya / Çin / Fransa / İngiltere / İran vb. ülkelerin tümü Suriye’dedir. Biraz da, onlar yükü üstlerine almalıdırlar…