Abdullah Gül’ün Yonuşması Yeni Şeylerin Habercisi

Pazar günü AK Parti kongresi… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşması…
Pazartesi günü TBMM'nin yeni yasama döneminde Abdullah Gül'ün konuşması..İki farklı konuşma… Ancak AK Parti'nin 63 maddelik yol haritası ile Gül'ün konuşmasının örtüşmesi…
Geçen yıl Abdullah Gül Meclis’e gelirken ayağa kalkmayan muhalefet, dün ise birkaç istinai milletvekilinin dışında ayağa kalkan muhalefet…
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanacak taktiklerin de bugünden    habercisidir.

 

****
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile aralarında bir sorun olmadığını ifade ederken, Gül'ün konuşmasına bakınca temel ve üslup farklılıklarının ortaya    çıkması. 
Ve görülen o ki, cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça, aralarındaki farkların daha da fazla seslendirilebileceğini görmek için, kahin olmaya da gerek    yoktur.
Başbakan Erdoğan ile Gül arasında kardeşlik bağı olduğu, Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olduğunda Gül'ün aday olmayacağı söylese de önümüzdeki süreçte; tutuklu milletvekilleri, gazeteci-ler, demokrasi, ekonomik uygulamalar ve anayasa gibi konularda farklılıkların ortaya çıkacağı, adaylık konusunda sorunlar yaşanacağı görülmektedir.

 

****
Ortaya çıkan farklılığı Başbakan Erdoğan'ın dünkü demecinde açıkça görmekteyiz. Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül'ün "tutuklu vekillerle" ilgili sözlerini "Cumhurbaşkanımız ile bir polemiğin içerisine girmek istemem, bizim bu düşünceyi paylaşmadığımız ortada zaten" demesi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun ise "Cumhurbaşkanı'nı kutluyorum" diye konuşması önümüzdeki sürecin değerlendirilmesi açısından oldukça önemlidir.

 

****
Geçtiğimiz günlerde Taraf Gazetesi'nde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı ile ilgili yapılan anketin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yaptırıldığı iddia edilmişti.
Ankette, Erdoğan ve Gül ile arasında cumhurbaşkanlığı yarışı yapıldığında ibrenin Gül'den yana olduğu görülüyordu.
O ankette CHP'lilerin yüzde 40'dan fazlası, cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdullah Gül'e oy verebilecekleri belirtiliyordu.
Türkiye'de ortaya çıkacak bir muhalefetin ancak AK Parti içersinden çıkacağını iddia eden siyasi çevreler, Gül'ün meclis konuşmasını görünce yeniden yorum yapmaya başlayacaklar… 'Demiştik' diye…
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dünkü konuşmasında satır başları ile ifade ettiği görüşler, önümüzdeki süreçte yaşanacak tartışmaların ve yol ayrımlarının da habercisidir.

 

****
Cumhurbaşkanı Gül'ün “Bu yasama yılı öncekilerden daha hassas bir dönemden geçiyoruz. Daha geniş istişare ve her düzeyde daha yakın çalışmaya ihtiyacımız var.. Birbirimizin düşünce ve kaygılarına empati ile yaklaşalım ama dışlayıcı bir üslup kullanmaktan kaçınalım. Bir yasama yılı nasıl başlarsa öyle oluyor. Seçildikleri halde bu yıl da yasama salonunda olmayan vekillerin bu yasama yılında burada olmaması bir eksikliktir” cümlesinden sonra CHP ve MHP milletvekillerinin alkışlaması, yeni dönemin ve yapılan anketinde bir yansımasıdır.  
“Yeni anayasa sürecinde alternatif anayasa sistemlerinin tartışılması önemlidir. Köklü anayasal tecrübemizin yanında halkımızın birlik ve beraberliğini pekiştirek anayasa elzemdir” diyen Gül, açıkça yeni idari yapı ile ilgili tartışmalar yapılmasını ama, birlik ve beraberliği pekiştirecek anayasanın da bir zorunluluk olduğunu dillendirmektedir ki, bu tespit Erdoğan ile aralarındaki en önemli yol ayrımını ortaya koymaktadır.

 

****
Gül'ün iktidar tarafından ortaya çıkan uygulamalara yönelik “Ülkemizde bugün herkesin görüşlerini rahatlıkla ifade edebileceği bir özgürlük ortamı bulunuyor. Bu yolda eksikler veya yanlış uygulamalar, demokrasiyi zedeleyen görüntüler sözkonusu ise, bunların hepsi hiç gecikilmeden ortadan kaldırılmalıdır” cümlesi ise iktidarın anti demokratik uygulamalarına yönelik belki muhalefetin yapması gereken olumlu eleştirileri ortaya koyması ise dikkat çekicidir.

 

****
“Bir ülkede yazarların, düşünürlerin ve fikir adamlarının görüşlerini korkusuzca paylaşabilmeleri, o ülkeye itibar kazandırır. Aynı şekilde, gazeteciler, haberciler ve bir bütün olarak medya mensuplarının halkı haberdar etme görevlerini yerine getirirken hiçbir engelle karşılaşmamaları da temel esastır. Hiç kimse fikirleri ve fikirlerini medya yoluyla açıklaması yüzünden hapse düşmemelidir. Şiddeti teşvik eden ile görüş açıklayan arasında kesin bir ayrım gözetilmelidir.” Cumhurbaşkanı Adbullah Gül'ün yukarıda ki düşünceleri iktidar ile kesin yol ayrımının ve farklı düşündüğünün en önemli göstergesidir.

 

***
“Hukuk devleti, şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi temel demokratik ilkeler her ülkeyi güçlü kılar. Kritik dönemlerden geçerken bu konularda göstereceğimiz özen ve titizlik, mücadele gücümüze güç katar ve her türlü istismar ve kirli propagandaları defeder. Bu sebeple, kurumlarımızın da itibarını yüceltmek ve zedeletmemek için, tüm şüphe ve kuşkuları yok edecek cesaretle davranmalıyız. Hepimizi derinden üzen olayları ve talihsizlikleri asla iç polemik kısır döngüsüne sokmadan, sorgulama-hesap verebilirlik dengesinde tutmalıyız. Bu davranış tarzı asla bir zafiyet olmadığı gibi, tam tersine ülkemizin ve kurumlarımızın gücüne güç katacaktır.”Cumhurbaşkanı Gül'ün bu sözleri ise iktidara başka bir eleştirinin yönetilmesidir ki, doğru ve yerinde bir tespittir. Sorgulama ve hesap verebilirlik demokrasinin olmazsa olmazlarındandır. Son söz: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dünkü konuşması, pazar günü yapılan AK Parti kongresini ve Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını gölgede bırakmıştır. Bir anlamda Gül, rol çalmıştır. Tüm gelişmeler yeni Türkiye ve yeni demokrasi için olumluluktur.