Asrımızın son çeyreğinde ABD (Amerika Birleşik Devletleri) kendisini özellikle Ortadoğu devletleri topraklarının jandarması yerine koyarak Suudi Arabistan, Basra ülkeleri, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Irak, Kuveyt, Kadar, Yemen, Mısır, Libya, Suriye, Filistin, Tunus, Cezayir gibi halkı da Müslüman olan ülkeleri kontrolü altında tutmaya büyük önem veriyor.
Özellikle son yıllarda bu ülkelere daha büyük askeri ve siyasi yığınaklar yaparak bölgedeki etnik guruplara hatta terör örgütlerine dahi ayrı bir ehemmiyet vererek ”Düşmanımın düşmanı dostumdur” mantığı ile karakol olarak kullanmış olduğu 8 milyon nüfuslu İsrail devletine vermiş olduğu her türlü güçle bölgenin Müslüman halkını birbirine düşürmüş, iç karışıklıklar ve aşiret kavgaları çıkartarak çoğunluğu Müslüman Arap olan insanları öz vatanlarında yaşayamaz hatta başka ülkelere göç etmeye zorlayan mülteciler durumuna düşürmüş olduğuna şahit oluyoruz.
Olayın siyasi ve sosyolojik boyutlarını derinlemesine incelemiş olduğumuzda karşımıza ABD’nin bilinçli olarak yapmış olduğu ve temelleri 1800 lü yıllarda atılmış olan büyük petrol savaşlarının başlamış olduğu yılları ve bugün elindeki petrolü kullanmayı beceremeyen Arap ülkelerinin zengin petrol kaynaklarının başlarına bela edilmiş olduğuna ve dolayısı ile çekmiş oldukları tüm sıkıntıların temel kaynağınında Petrole dayalı olduğunu görüyoruz.
Peki ABD 327 milyonluk nüfusu ile dünyanın en çok nüfuslu ve güçlü görülen ülkesi 38 milyonluk Irak’tan, 18 milyonluk Suriye’den, 7 milyonluk Libya’dan, 80 milyonluk Mısır’dan, 32 milyon Suudi Arabistan’dan, hatta 28 Milyon gariban Yemen ülkelerinden Arap aşiretlerinden ne istiyor. Neden 18 Milyonluk İsrail devletini karakol olarak kullanıp, arkasına alarak Ortadoğu’nun Müslüman halkına kan kusturuyor, yetmemiş gibi Afganistan, Pakistan ve İran devletlerine de diş gıcırdatıyor dersiniz.
Bugün ABD devletinin 6. Filosu Saradoga, Lexington, Yorktown uçak gemileri ve yüzlerce savaş muhripleri, çıkartma gemileri ne amaçla Basra körfezinde, Hürmüz boğazında, Kızıl deniz ve Akdeniz açıklarında üstlerinde silah, top, torpido yüklü vaziyette devriye geziyorlar dersiniz. Yoksa Ortadoğu’yu ateş alanı yapmaya yeterli vahim silahları ile birilerinin dalga geçercesine söylemeye çalıştığı gibi Ortadoğu ülkelerine huzur refah mı getirecekler sanıyor zavallı Araplar.
ABD İRAN DEVLETİNE SAVAŞ AÇABİLİR Mİ?
ABD (Amerika Birleşik Devletleri) tarihinde insanlık ve barış açısından sicili bozuk olan, insanlar arasında Irk, renk ayrımı yaparak, Vietnam’da, Nikaragua’da, Japonya Hiroşima ve Nakazaki şehirlerine nükleer bombalar atmak sureti ile milyonlarca suçsuz insanları katletmiş, son 50 yılda ise Ortadoğu devletleri üzerinde topyekûn sadece petrol uğruna yine Müslümanların kanlarının dökülmesine, milyonlarca insanın öz vatanlarından kaçmalarına mülteci olmalarına bin bir müşkülat çekmelerine denizlerde boğulmalarına, sınırlarda vurulup ölmelerine baş neden olmuş bir ülkedir Amerika.
Amerika bugün İran devletini hedefine almış görülmekle aslında İran devletine İmam Humeyni’nin 1979 yılında batı yanlısı Şah yönetimini devirerek yerine İran İslam Cumhuriyetini kurduğu yıllardan beri 40 yıldır İran devletine hasmane tutumlarını her zaman belli etmiş hemen her konuda İran devletine karşı olumsuz yaklaşımlar sergilemiş ve çeşitli uygulamalarda yapmıştır. Halen İran devletine temel düşmanlıkları petrol ve doğal kaynaklar olmakla bu petrolü dış dünya pazarlarına kendilerinin pazarlamaları asıl düşmanlık nedeni olup İran devletinin nükleer çalışmaları bahane edilmiş olsa da asıl neden İran devletinin zengin petrol ve doğal kaynaklarının bizzat İran devleti tarafından işletilip dünya pazarında Rusya, Japonya, Çin, Türkiye gibi ülkelerde yer bulmuş olmaları İRAN-ABD düşmanlığının başlıca kaynağıdır.
ABD ‘nin donanma gemileri veya ordusu Ortadoğu ve Akdeniz üzerinde petrol kaynaklı devriye gezilerinin tamamı siyasi komplikasyonlarla dolu olup tamamen caydırma amaçlı askeri ve siyasi manevralardır. Başkan Trump’ın büyük kartonlara keçeli siyah kalemlerle atmış olduğu temsili imzalar ’da bu gösterişlerden birkaçıdır. ABD’nin basın yayın organları hatta birçok köşe yazarları dahi ABD’nin şişirilmiş büyük bir balon olduğunu ve İran devletine uzun vadede savaş açacak güçte olmadığını, Turmp döneminin se tamamlanmak üzere olduğunu yazıp çiziyorlar.
ABD’nin uzun vadede İSRAİL Devletini karakol ülke olarak kullanarak Ortadoğu’da Siyonizm’in büyük ideali olan ARZ-I MEVUD unu yani BÜYÜK İSRAİL devletini kurmak hayallerinin ayyuka çıkmış olduğunu bugün özellikle Filistin’de Kudüs sokaklarında Mescit-i Aksa çevresinde Müslüman halka yapılan işkenceleri açıkça görüyoruz.
ABD’nin Ortadoğu politikalarının çöküş aşamasına gelmiş olduğunu görmüş olduğumuz bu günlerde, Aylarda ve yıllarda Ortadoğu ülkelerinin biraz silkinerek kendilerine gelmeleri, bölge ülkeleri Rusya, Türkiye, Kafkas Türk’ü ülkeleri, Arap ülkeleri ve İran ülkesinin kendi iç sorunlarını tamamen çözerek birlik olmaları zorunluluğu vardır ’ki bugünkü gidişat ’da bu yöndedir.
Sonuç olarak Ortadoğu ülkelerinin ABD ve İSRAİL baskısından mutlaka kurtulacağı günlerin çokta uzak olmadığını görüyorum, çalışalım güzel günleri hep beraber görelim.
Cemal-aksoy@hotmail.com.tr.