Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Selami Saygın

AB Türkiye için Gerekli mi?

Selami SAYGIN Yazar Selami SAYGIN
26 Şubat 2011
Selami Saygın
4
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozi’nin 25 Şubat 2011’de yarım günlük Ankara ziyaretiyle birlikte, AB’nin Türkiye için ne kadar gerekli olabileceği tartışmaları da yeniden başlamış oldu. Türkiye’nin AB macerası 1963’te başlamıştı. 1978’de AB Türkiye ve Yunanistan’a birlikte “gelin sizi üye yapalım” diye teklifte bulunmuştu. Dönemin Başbakanı Ecevit, “Onlar ortak biz Pazar olacağız” diyerek bu daveti geri çevirmişti. AB’den benzeri bir davet daha gelmedi. Ancak 1987’de Başbakan T.Özal, tam üye olma isteği ile AB’ye müracaat etti. O günden beri de Türkiye, AB için çalmadık kapı bırakmadı ama hala kapıda bekletiliyor.

1963’ten beri gelen iktidarlar (belki N. Erbakan’ı istisna tutmak gerekir) hep AB yanlısı oldular. Değişik siyasi görüşlerine rağmen bütünüyle AB’ye hayır diyen olmadı. B.Ecevit 1978’de üye olmadığı için olacak ki duyduğu pişmanlıkla, son başbakanlık döneminde AB için çok uğraştı ama bir sonuç alamadı. Bütün iktidarlar Türkiye’yi AB’ye ortak etmek için yarışmaktadırlar. AB için Türkiye liderlerinin bu kadar hevesli olmalarını gerektirecek makul nedenleri var mıdır gerçekten?

Günümüzde 80 milyonluk Almanya’dan, 600 binlik Malta Cumhuriyetine kadar irili ufaklı 27 ülke AB üyesi olmuştur. Bunlardan dikkat çeken birisi de 750 binlik nüfusu ile bütün Kıbrıs’ı temsilen Güney Kıbrıs Rum yönetiminin 2004’te AB’ye üye olmasıdır. AB mevzuatına göre siyasi kararlar (yeni üye almak gibi) üye ülkelerinin ittifakı ile ancak alınabilmektedir. Bir ülke bile karara hayır derse, o karar geçersiz olmaktadır. Türkiye hakkında verilecek kararlar, Yunanistan’dan başka Kıbrıs Rum yönetiminin de onayına bağlanmıştır. Türkiye AB ile yaptığı antlaşmalara göre, bütün üye ülkelere limanlarını hava alanlarını açmak zorundadır. Bu antlaşma gereğince Kıbrıs Rum yönetimine de bütün Kıbrıs’ı temsilen limanlarını hava alanlarını açması icap etmektedir. Aynı Türkiye bir taraftan da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini koruma ve yaşatma görevini üzerine almıştır. Antlaşmayı uygularsa, Kıbrıs Türk bölgesi üzerinde Rumların egemenlik hakları olduğunu kabul etmiş olacak, anlaşmayı uygulamaz ise zaten AB’ye karşı üstlendiği görevlerini yapmamış sayılacaktır. Şimdi bu durumda Türkiye ne yapabilir ki? İşi çok zor.

AB’ye üye olan bütün ülkeler, referandum yaparak kendi halklarının onayını almış oldular. 1963’ten beri gelen hiçbir iktidar, AB üyeliği için halkın görüşünü almaya tenezzül etmemiştir. Avrupalıların Türk halkının görüşlerine metelik vermedikleri bilinmektedir ama, Türkiye’de iktidar olmak için halkın oyuna muhtaç olanlar da hiçbir zaman AB üyeliği için halkın görüşünü almadıkları gibi gündemlerinde bile böyle bir görüşleri de yoktur. Halbuki pek çok konuda AB karar organlarının aldığı kararlar, Türkiye için de bağlayıcı sayılmaktadır. AB Türkiye için bir üst kurum haline gelmektedir. Yani Türkiye’nin bazı alanlardaki egemenlik hakkını güle oynaya AB’ye devredenler, bunun için halkın onayını almayı akıllarına bile getirmemiştir. Acaba böyle bir şeye hakları var mıdır?

28 Şubat darbecilerinin tenekeden bir süngüsü olan Mesut Yılmaz bile son zamanlarında AB’ye can havliyle sarılmıştı. Cezbe halinde bir gün Diyarbakır’a giderek “AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” gibi en önemli vecizesini orada söylemişti. Belli ki zihinde, Diyarbakır için Türkiye’nin diğer bölgelerinden farklı bir statü kurgulamıştı. Hadi Diyarbakır için AB katkılı düşündüğü bu statüyü bir müjde olarak Diyarbakırlılara verdiğini ve onların gönlünü almaya çalıştığını düşünelim. Diyarbakırlı olmayanlar için bu müjdenin, müjdelik hali var mıdır? Nitekim bu açıklamanın Diyarbakırlılar için bile müjde değeri taşımadığı görüldü ve seçimlerde Mesut Yılmaz’lı ANAP oradan da barajın altında oy almıştı. Ancak Mesut Yılmaz’ın bu konuşması elbette onun densizliği ve siyasi cehaletiyle açıklanamaz. AB’nin Türkiye’de Hıristiyan azınlıkların ve bazı Müslüman unsurların beklentilerini önce tahrik ettiği ardından da bunların takipçisi olduğu görülmüştür. Türkiye’nin bundan bir kazancı olmuş mudur? Keşke Türkiye’nin bu konuda kazandıklarını bilen birileri açıklasa da herkes anlayıp müsterih olabilse.
Türkiye’nin AB ile müzakereden sorumlu bir Devlet Bakanı (Sayın Egemen Bağış) vardır. Türkiye’nin egemenlik hakkını AB’ye bağışlamak gibi bir misyonu olmalıdır. Tevafuka bakınız ki adı da Egemen Bağış’tır. Dört yıldır AB ile müzakereden sorumlu Bakandır. Ama dört yıldır da, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozi ve Alman Başbakanı Merkel iktidara geldikten sonra Türkiye ile müzakereler durmuştur. Yani Sayın Bağış’ın AB ile müzakere ettiği bir konu yoktur ama o müzakerenin Bakanı’dır. Müzakere etmeksizin, müzakere etmekte, örneği Türkiye’de görülen bir bakanlık olmalıdır. Dünyada başka örneği var mıdır? Sayın Bağış yurt dışına çok gidip geldiği için bildiği örnekler olabilir. Onları paylaşarak, halkımızın genel kültür seviyesinin artmasına bir katkıda bulunabilir.
Sayın Erdoğan, Türkiye AB’ye alınmazsa “Kopenhag kriterlerini Ankara kriterleri yaparak yola devam edeceğiz” demektedir. Oysa o kriterler uğruna kendileri, Kıbrıs için Annan Planı’nın kabulü için canla başla çalışmış ve hatta Ermenistan açılımını bile yapmışlardı. Annan Planı, Rumların hayır demesiyle yalnızca plan olarak ve anılarda kaldığı gibi Ermeni açılımı da bir kapana dönüştü. Sayın Erdoğan, AB hikayesinin halk için hiçbir anlam ifade etmediğini, halka bir şey kazandırmadığını kabul etmelidir. Türkiye reddedilmesine rağmen, Sarkozi vb beş para etmez adamlara yüz suyu dökmek yerine “dik durmak” dediği sözü hatırlamalıdır. AB’ye üye olmak uğruna yapılan anlaşma vb iptal edilmeli veya askıya alınmalıdır. Hiçbir AB üyesi ülke, AB’ye üye olmadan Gümrük Birliğine katılmamıştı. Ama Türkiye bu garabeti de yaşadı. Temsil edilmediği AB karar organlarına göre işleyen Gümrük birliğine 1995’te katıldı. Dönemin hükümet ortakları (Çiller ve Karayalçın) bunu bir meydan zaferi gibi davulla zurna ile halkımıza bir bayram olarak armağan etmişlerdi. 2004’te AB zirvesinde Türkiye’ye AB’ye üyelik için müzakere yapma gibi olağan üstü bir hak verilince Ak Parti Hükümeti de bu durumu bir bayram haline getirmişti. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı sayın M. Gökçek havai fişeklerle T.Erdoğan ve A. Gül ikilisini Ankara’da özel törenlerle karşılatmıştı. Ne oldu o büyük müzakere hakkımıza? Küçücük boyu ile Sarkozi bile “bu sayılmaz” dedi ve o gün bu gün hakkımız hak olmaktan çıktı.
Türkiye’yi tam üyeliğe kabul etmeyen AB, Türkiye tam üye imiş gibi her türlü denetimini yapmaktadır. Türkiye’nin her işine müdahil olmaktadır. AB fonlarından Türkiye’de hangi dernek, parti, vakıf, cemaat yardım almaktadır? AB bu tür kuruluşlara niçin yardım etmektedir? AB beslemesi bu çevreler oradan aldıkları güçle Türkiye’de farklı sesleri boğmaya çalışmaktadırlar.
İddiaya göre Nasrettin Hoca komşusundan aldığı borç parayı tedarik edip veremez. Günlerce uyuyamaz rahatsız olur. Çaresiz kalır. Bir gün gece vakti komşusunun kapısını çalarak ona, “Sana olan borcumu ödeyemeyeceğim, haberin olsun. Şimdiye kadar ben uyuyamıyordum bundan sonra da sen uyuyama” diye haber verir. Türkiye artık, AB’ye üye olamamaktan dolayı uyuyamayan borçlu adam durumundan çıkmalı, AB’nin küçücük patronları Sarkozi vb ne “artık ben üye olmayacağım” diyerek bundan sonra da onların uykusunun kaçmasına yol açabilir. İleri demokrasi vaad eden Sayın Erdoğan bu konuyu bile halkın oyuna sunmaya tenezzül etmeden, demokrasiyi nasıl ilerletecektir? Acaba halkımız gerçekten AB’ye üye olmak istiyor mu?
S E Ç İ L M İ Ş K A Y N A K Ç A:
1-Ali Bulaç, Avrupa Birliği ve Türkiye, Eylül Yayınları, İstanbul 2001.
2-Ali Arslan, Efendi ve Uşak, Paraf Yayınları, İstanbul 2010.
3-Cengiz Aktar, Avrupa Yol Ayrımında Türkiye, İletişim Yayınları, İstanbul 2001.
4-Erol Manisalı, Ortak Pazar’dan Avrupa Birliğine, İstanbul 2009.
5-Hasan Yıldız, Jeopolitik Yapılar Açısından AB, Türkiye ve Kürtler, Doz Yayınları, İstanbul 2004.
6-İlber Ortaylı, Avrupa ve Biz, Turhan Kitapevi, İstanbul 2007.
7-Jereyem Rifkin, Avrupa Rüyası, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2010.
8-Nevzat Yalçıntaş, Avrupa Birliği mi, Türk Birliği mi? 21. Asır Yayınevi, İstanbul 2010.
9-Suat İlhan, Avrupa Birliğine Neden Hayır, Ötüken Yayınları, İstanbul 2002.

Paylaş
Etiketler: ABkararlarmesut yılmaztürkiyeYunanistan
Önceki Yazı

Didim 75′inci Yıl Sanayide Değişen Bir Şey Yok…

Sonraki Yazı

Sen Kimsin?

Selami SAYGIN

Selami SAYGIN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Selami Saygın

Kadının Yeri Ne Oldu?

24 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

Kerbela Faciası

10 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

İç Savaşın Başlaması

26 Kasım 2012
5k
Selami Saygın

Kalpak

08 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

Sen Kimsin?

Yorumlar 4

  1. tuğba says:
    15 yıl önce

    ne zaman halka soruyorlar ki bir şey yaparken , amerika ne derse o , halk aç dursun işsiz kalsın ne önemi var ki , gençlere güzel bir gelecek niye yaratılmak istensin … ab ab ab … ne var kardeşim onlara bu kadar taviz vermeye ama biliyorum hiç kimse atatürk gibi bize yönetemeyecek çünkü o gerçekten halkının geleceğini düşündü o gerçekten biz gençlere güzellikler bırakmak için çok uğraştı … fakat ülkemizi her geçen gün mahvettiler böldüler ayırdılar yazık bunları yapan herkeze yazık acıyorum ama bir gün olup gelecek devran dönecek ozamn bizde hesap soracağız …

  2. tuğba says:
    15 yıl önce

    avrupa kim ya ki o nasıl türk halkına metelik vermiyormuşşş ya … çok sinir oluyorum böyle sözlre dayanamıyorum halkınızı yüceltsenize iktidar!!! oy istemek ne kolay ama demi

  3. tuğba says:
    15 yıl önce

    türk değil türkiye halkı var bunuda belirtmek isterim .. kimse iç karışıklık çıkartmak istemesin gül gibi geçinelim kardeş kardeş

  4. Selami SAYGIN says:
    15 yıl önce

    Tuğba hanım ilginize teşekkür ederim.
    Mustafa Kemal’in sıkça söylediği “muasır medeniyet seviyesine ulaşmakla” bu AB üyeliği arasında bir benzerlik aranabilir mi? AB taraftarlarına bakılırsa benzerlik değil bir devamlılık bile vardır. Mustafa Kemal, tek parti dneminde ki yönetimin kararlarını tümüyle bize göre aldığı görüşleri tashihe muhtaçtır. Türk Halkı denilmesinin ne sakıncası olabilir? Türk halkı demek, Türkiye’de yaşayan herkesin ırk bakımından Türk olduğu anlamına gelir mi? Bence gelmez. Türkiye’de ırk bakmından Türk olmayanlar da yaşıyor diye, Türk adının kullanılmaktan vaz geçilmesi hem doğru değil hem de gerçekçi değildir. Günümüz Türkiye’sinde yaşayan “Türk olmayanlar”, Türklerin tarihte yapıp ettikleri nedeniyle Türkiye’de yaşıyor değiller midir? işin bu tarafını da dikkate almak gerekir.
    Sağlık ve afiyet dileklerimle.
    Selamlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap