Son 10 yılda ekonomide bazı göstergeler elbette değişti.
Bir yaşındaki çocuk da 11 yaşına gelmiş oldu.
Bu doğaldır.
Zaman ilerledikçe çocuk büyür, ağaçlar uzar-gider..
Orta yaşlardakinin saçları da bir miktar kırlaşır.
Milli gelir 230 milyar dolardan 786 milyar dolara gelmiş.(www.sanayigazetesi.com.tr 19.6.2013)
Yurt içi hasıla 3, ihracat 4,ar ge harcamaları 5 kattan fazla artmış.
Kişi başı gelir 3500 dolardan 10.500 dolara yükselmiş.
Oysa, bu hesaplar hep cari kur üzerinden yapılmıştır.
6 yılda (2002-2008) milli gelir üç kat değil toplamda % 40, kişi başına % 31 artmıştır. (Ege Cansen, Hürriyet, 19.6.2013)
Ünlü iktisatçı Dani Rodrik, TÜİK tarafından “sabit TL’li” hesaplarda ilan edildiği üzere 10 yıllık (2002-2012) artışın toplamda % 63 kişi başına da ise % 43 olduğunu açıkladı.(Kyanak; Ege Cansen, 19.6.2013, Hürriyet)
Yani, hesabı doğru yapmak gerekir.
Doğru hesap sabit fiyatlı TL. üzerinden yapılıan hesaptır.
Bu yapılınca 10 yılda kişi başı gelir 3 kat değil, yani yüzde 300 değil, yüzde 43 artış göstermiştir.
Burada ciddi olarak iki yanlış yapılmaktadır:
1- Karşılaştırmalar cari dolar kuru üzerinden yapılmaktadır. Bu yanlıştır. Karşılaştırmalar enflasyonu dikkate alan sabit fiyatlı TL. üzerinden yapılmalıdır.
2- Bir ülkenin toplumun gelişmesini anlamak için büyüme rakamlarından önce kalkınma göstergelerine bakmak gerekir. Örneğin insani gelişme endeksi ne durumdadır.
Bugün Türkiye 190 ülke içinde 90.ncı sıradadır.
Eğitimde, rekabette, verimlilikte, kadın işgücünde,demokratik katılımda 190 ülke içinde “orta sıralarda”yız.
Yok, ihracat arttı, yok kişi başı gelir şurdan şuraya geldi, yok şu kadar AVM açıldı…
Bunlar hep nicelikle ilgilidir.
Nitelik ne durumda?
Yaşam standardı arttı mı, ne kadar?
Bölüşüm düzeldi mi, ne kadar?
Sokaklar ne kadar temiz?
Biz inşaatta, şunda bunda büyümüş olabiliriz.
Sen esas kalkınma göztergelerinden haber ver.
Var mı orada iyileşme?
Toplumumuza gerçek iktisat bilgilerini ve bilincini vermeye, aktarmaya devam edeceğiz.
