Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ahmet AY

Bu Subayları Kim Öldürdü?

Ahmet AY Yazar Ahmet AY
12 Haziran 2012
Ahmet AY
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bu ülke acayip bir ülke; orantısız güç kullanımından-orantısız cezalarına, denk olmayan düşmanlıklarından-denk olmayan sevgilerine kadar acayip.

Demek ki yüzyıla yakındır topluma mühendislik yapanlar gerçekten de işlerini amaçlarına uygun olarak sağlam yapmışlar.

Düşünebiliyor musunuz?

Bizler, hem “şaibeli” olduğu açık ve net ortada olan orgeneralleri, generalleri, albayları öldürüldüğü halde tepkisizliğimizle mühendislerimizin göğüslerini kabartmışız ve hem de orgeneralleri, generalleri, albayları darbe yaparak bizlerin iradesine tank koyunca da onları alkışlayarak avuçlarımızı kızartmışız.

Bize olanları “gör” dediler gördük, “görme" dediler görmez oluverdik. Yalnız en çok da “şaşı” görmemizi istediklerinde zorluk çektik.

Şöyle bir bakalım,

Bu ülkede kimin işine yaradığı belli olan üst düzey subayların öldürülmelerine/suikaste kurban gitmelerine “bazı askerlerin sebep oldukları”nı öğrenince ne hallere düşüyoruz? Ve zamanında bu suikastlerle ilgili söylenenlere, yazılanlara niçin itibar edilmediğinin sebeplerini öğrenince…

Bugüne kadar yaşadığımız toplumsal travmaların sebebi bu karanlık dönemin olumsuzluklarıdır. Askerler arasında hegemonya kurmuş birileri bütün TSK’yı adeta ele geçirmiş ve TSK öldürülen generallerine sahip çıkamayacak durumda bırakılmıştır. Vatandaş olarak "Jandarma Genel Komutanına TSK içinden birilerinin suikast düzenlediğini hissedebiliyoruz" ama koskoca devlet ve on yıllardır şişire şişire patlattığımız TSK’mız bunu bilmiyor veya biliyorsa generaline, subayına sahip çık(a)mıyordu.

İşte, Albay Çillioğlu ölümüyle ilgili neler söylendi, ortaya neler çıkıyor?

1994 yılında Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürütürken lojmanında intihar ettiği iddia edilen Albay Kazım Çillioğlu'nun ölümüne ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda olayın ''cinayet'' olduğu belirtilmişti.

Malatya Özel Yetkili Başsavcı Vekilliği'ne sunulan 62 sayfalık raporda, Çillioğlu'nun iddia edildiği gibi intihar sonucu değil, öldürülmüş olduğu kaydedildi. Albayın öldürülmesi kime nasıl bir yarar sağlayabilirdi? Öldürülen albayların ortak özelliklerine bakıldığında adres ve niyet belli oluyordu.

Olayla ilgili görevlendirilen bilirkişi heyeti, Çillioğlu'nun ölümünden önce darb edildiği ve öldürüldüğü görüşünü bildirdi.

“Soruşturmada, Albay Kazım Çillioğlu'na ait silahların ölümünden 3 yıl sonra ailesinden teslim alınmasına ilişkin Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı adına düzenlenen belgenin de sahte olduğu belirlenmişti.” Keza “Çillioğlu'nun intihar notu olduğu iddia edilen kâğıttaki imzanın da yapılan kriminal inceleme sonunda sahte olduğu ortaya çıkmıştı.”

Bütün her şey sahte, her şey planlı ve organize…

İşte böyle bir dönemde Albay Çillioğlu’nun ölümüne dair elde edilen bulgular, karanlık 90’lı yılların aydınlatılması yolunda bir ilk adım olmalıdır.

Aslında 1992 sonları itibariyle Türkiye ciddi bir yol ayırımına doğru sürüklendi. Bunun emarelerini 1993’ün hemen ilk ayından itibaren görebildik.

Ocak ayı sonlarında (23 Ocak 1993) Uğur Mumcu katledildi ve suç İslamcılara yüklendi. Bulunan birkaç piyonla olay kapatıldı.

5 Şubat 1993 Adnan Kahveci şaibeli bir trafik kazasında öldü.

Eşref Bitlis 17 Şubat,

Özal’ın projesi üzerine 20 Mart’ta PKK ateşkes ilan ediyor.

17 Nisan Özal şaibeli ölümle vefat ediyor.

24 Mayıs’ta PKK 33 askeri katletti.

2 Temmuz Madımak katliamı,

5 Temmuz Başbağlar katliamı,

22 Ekim 1993 Bahtiyar Aydın,

Ersever, 4 Kasım günü Elmadağ’da ölü bulundu.

Neden?

1991 milletvekili seçimlerinden sonra rahmetli Özal, Kürt sorununun mevcut güvenlikçi anlayışla çözüme kavuşturulamayacağı ve dolayısıyla yeni bir başlangıca ihtiyaç duyulduğunu yakın çevresiyle paylaşmıştı. Özal, Adnan Kahveci ve Eşref Bitlis ile konuyu her yönüyle masaya yatırıp belli bir mutabakata varmışlardı. Eşref Bitlis’in hazırladığı raporu Özal’a sunması ve büyük oranda kabul görmesi ise 1992’nin sonlarını bulmuştu.

Eşref Bitlis Paşa, sorunun mevcut askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini görmüş ve devletin içinde bu işten nemalanan tarafların tasfiyesini raporunun önemli bölümünde yer vermişti. Bu kapsamda Eşref Paşa tarafından ismi Özal'a verilen 28 kişi, bölgeden derhal uzaklaştırılmıştı. Öngörülen çözüm, bunların devlet kademesinden tasfiyesiydi. Bu tasfiyenin JİTEM ve Ergenekon'a kadar uzanması tasarlanmıştı. Asıl tehlikeli olan da buydu…

Sonra,

Trafik kazasında şaibeli bir şekilde ölen Adnan Kahveci,

Şaibeli uçak kazasından vefat eden Eşref Bitlis ve Turgut Ozal'ın ani ölümü…

Eşref Bitlis'in öldürülmesiyle birlikte PKK ve Kürt Sorunu konusunda kendisi gibi düşünen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın 1993'te Diyarbakır'da, yine faili meçhul cinayetlerden yola çıkarak JİTEM'e ve Ergenekon'a ulaşmaya çalışan Jandarma Albay Kazım Çillioğlu 1994'te Tunceli'de şaibeli ölümleri…

Bakın,

Orgeneral Eşref Bitlis olayıyla ilgili dönemin Genel Kurmay Başkanı Doğan Güreş bu karanlık oyuna boyun eğmiştir. Her şey bir tarafa silah arkadaşının hakkını dahi arayamamıştır. Güreş, “üretici firmanın ‘uçak satmayız’ tehdidi karşısında kazada uçak hatası ihtimalini araştırmadıklarını" söylemiş ve kazada, "pilotaj hatasına da rastlayamadıklarını" ifade ediyor. Güreş, "bunun üzerine 'buzlanma' gibi bir ara bir yol bulduklarını söylediği öğrenildi.” Yani buzlanma falan yok, başka çaremiz olmayınca biz buzlanmayı uydurduk…

Özal konuyu (Kürt Sorununu) bu kez aydınlarla konuşarak, Irak’lı Kürt liderleri de ikna ederek PKK’nın ateşkes ilan etmesini sağladı. PKK 20 Mart 1993 günü ateşkes ilan ettiğini duyurdu ve bu karara uymaya özen gösterdi.

Ne olduğunu biliyoruz, sadece 27 gün sonra Cumhurbaşkanı Turgut Özal herkesin (acaba) dediği bir ölüm şekliyle vefat etti. 16 Mayıs 1993 günü DEMİREL Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Sadece 8 gün sonra Bingöl yakınlarında komutanlarının istihbarat almalarına rağmen “korumasız yola koydukları 33 er PKK’ya servis edildi” ve katledildiler.

Ortalık tekrar kan gölüne döndü. Plan gereği bununla da yetinilmeyecekti. 2 Temmuz’da Sivas Madımak Oteli ateşe verildi ve 38 sanatçı yanarak öldürüldü.

3 gün sonra 5 Temmuz 1993’te Erzincan Başbağlar Köyünü PKK’lılar ateşe verip masum 35 vatandaşı katletti.

Ya Tuğgeneral Bahtiyar Aydın… Kürt Sorununun çözümünün önündeki en büyük engelin JİTEM olduğunu gören Tuğgeneral Bahtiyar Aydın inanılmaz bir şekilde katledildi.

Jandarma İstihbarat astsubayı Hüseyin Oğuz’un Diyarbakır DGM’ye ulaştırdığı ifade tutanağında;

“General Bahtiyar Aydın’ı vurmak için Yüksekova'dan Lice'ye kendilerini Albay Hamdi P.'nin helikopterle götürdüğünü söyledi." Evet, bunu söyleyen bir zamanlar PKK içinde tabur komutanlığına kadar yükselmiş K. B. adlı PKK itirafçısı, JİTEM için adam kaçırmış, öldürmüş, kaçakçılık yapmış biri.

Emekli Jandarma İstihbarat Astsubayı Hüseyin Oğuz bu süreçte yaşananları şöyle anlatıyor: "Yapılması gereken hiçbir şey yapılmadı. Konu ile ilgili yaptığımız toplantıda çok olumsuz ortam oluştu. 'Devlet zarar görür' dendi. İşin içinde devletin bir albayı var. O toplantıda işler koptu. Ve bu olayın kapatılarak, ifadelerin sil baştan yeniden alınmasına karar verildi… Beni de hemen anında soruşturmadan el çektirdiler, görevden aldılar."

Olayda kullanılan silahın daha sonra Diyarbakır DGM'ye kadar gittiğini ifade etti: "Sonra o silaha ne oldu bilmiyorum. İzini kaybettik. TSK'nın envanterinde olan bir silah değildi. Bu kaçakçılar kanalıyla alınmış bir kanas'tı."

Bir zamanlar PKK içinde 2 numaraya kadar yükselen ve şimdi Diyarbakır F tipi Cezaevinde bulunan Şemdin Sakık, General Bahtiyar Aydın'ın öldürülmesiyle ilgili Akit Gazetesine gönderdiği mektupta “Bahtiyar Aydın'ı ‘çatışma var' diyerek Lice'ye getirip orada, hemen helikopter pistinde vurdular. O zaman alandaydım. Anında kendilerini telsizden aramış, ‘Paşanızı vuracak kadar kudurdunuz' dediğimde küfrederek telsizi kapatmışlardı” diyor.

Daha enteresan olanı, olaylar sırasında Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Hasan Kundakçı’nın yardımcısı olarak Tümgeneral rütbesi ile görev yapan İlker Başbuğ şimdi Silivri’de ve bu cinayetle ilgili de ifade verecek olması…

Bunlar dört bilinmeyenli denklem değildi. Bölge halkı dezenformasyonlara rağmen en karanlık eylemin bile kimler tarafından tezgâhlandığını 1-2 gün içinde öğrenebiliyordu. Ama kime ne anlatabileceklerdi ki?

Bilinen şu ki Kürt sorununun şiddetle bitirilemeyeceğini ve bölge halkının kazanılması gerektiğini dile getiren Aydın, JİTEM’e de karşıydı. Bu sorunu kaçakçılık, silah ticareti, uyuşturucu trafiği sebebiyle sürdürmek isteyenler JİTEM’de kendilerine pay/yer buluyorlardı. Bu yapılanmaya karşı olanlar savaş isteyen tarafların plan ve menfaatlerine ters düşüyorlardı.

Öldürülen subayların ortak özelliği de bu karşıtlıktı;

“JİTEM olduğu sürece savaş sürer, Kürt Sorunu silaha mecbur bırakılır, o halde bu yapı çökertilmeli” düşüncesindeydiler.

Dur bakalım, daha neler çıkacak..?

Paylaş
Etiketler: bahtiyar aydıneşref bitliskazım çillioğlu
Önceki Yazı

Bir Dokun Bİn Âh İşit Aile Hekiminden

Sonraki Yazı

Güncel Siyaset, Meşruiyet ve Adalet

Ahmet AY

Ahmet AY

Ahmet Ay'ın Tüm Yazılarını Göster

İlişkili Yazılar

Ahmet AY

CHP Artık Milli Güvenlik Sorunu

06 Aralık 2020
5k
Ahmet AY

AB’nin ‘İRİNİ’ Akdeniz’e Aktı

29 Kasım 2020
5k
Ahmet AY

Başkan Erdoğan’dan Kıbrıs Çıkarması

22 Kasım 2020
5k
Ahmet AY

Biden’a Neden Sevindiler?

15 Kasım 2020
5k
Sonraki Yazı

Güncel Siyaset, Meşruiyet ve Adalet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap