“Akşam ezanıyla beraber açan çiçekler görenleri şaşkına çevirirken vatandaşların ilgi odağı oluyor. Sivas’ın Kangal ilçesinde Erdoğan Tuncer isimli şahsın evinin bahçesinde bulunan çiçekler akşam ezanı ile açıyor ertesi gün öğleden önce soluyor. Bahçesindeki çiçeklerin akşam ezanı ile tomurcuklarını açtığını söyleyen Tuncer, “Bahçemizde çok değişik türlerde çiçekler var. Fakat bu çiçek çok daha farklı. Akşam ezanının okunmasıyla açmaya başlayan çiçek bahçemizde adeta bir görsel şölen oluşturuyor. Gece boyu canlı kalan çiçek yeni günle birlikte soluyor ve akşam olunca tekrar ezanla birlikte açmaya başlıyor. Çiçeği merak edip görmeye gelenler şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar.”
Burada şaşılacak bir durum yoktur. Çünkü her canlının yaradılış gayesi vardır. Her yaratıkta yaradılış gayesine göre hizmet etmektedir. Burada ilgi çeken olay çiçeğin akşam ezanı ile birlikte açmış olmasıdır. Malum çiçek bir ot parçası, ama yaratana karşı görevini kusursuz ifa ediyor.
Burada bir kıssayı anlatmadan geçemeyeceğim. Cüneydi-Bağdadi Hz.leri Talebesinin birisini çok severmiş. Diğer talebelerde onu kıskanırlarmış. Hazret bu işin farkına varınca, talebelerini çağırıp kırdan çiçek toplayıp getirilmesini istemiş. Talebeler gitmiş ve birer tutam çiçekle gelmişler. Sevdiği talebesi ise kuru bir çiçek parçası ile gelmiş. Diğer talebeler içlerinden sevinmeye başlamışlar.
Hocanın en sevdiği talebesi bir çiçek dahi getiremedi diye, hocası sormuş evladım sen niye çiçek getirmedin, talebesi ise şu cevabı vermiş. Hocam hangi çiçeğin başına gittim ise hep Allah’ı zikrediyordu onun için koparamadım. Sadece zikretmeyen bu kurumuş çiçekti, ancak onu koparıp getirebildim demiş. Diğer talebeler bu durum karşısında mahcup olmuşlar. Hocaları, bakın evlatlarım. Niçin bu talebeyi çok sevdiğimi anladınız mı? Sakın bu arkadaşınıza buğuz etmeyin diye nasihatte bulunmuş.
Bazı köpeklerde, ezan okumaya başlayınca ulumaya başlıyorlar. Buradaki hikmette kendi lisanları ile yaratana niyazda bulunuyorlar. Ya biz insanlar bitkilerin ve hayvanların o hassasiyeti karşısında nasıl olmamız gerekir.
Cenabı Allah insanları ve diğer tüm canlıları kendisine kulluk yapmaları için yarattığını buyuruyor. Peki, kulluk nasıl olmalıdır. Herkes kendi başına bir buyruk olarak mı hareket etmeli yoksa yaratanın kendi koyduğu kurallara göre mi hareket etmelidir. Hiçbir insanın kendisi kural koyamaz. İnsanlar kural koymaya kalkıştığı zaman kargaşa oluşmaktadır. Bugün bunun sıkıntısı yaşamaktayız.
Üniversitede okumak isteyen kızlarımızın zorla başlarının açılmasına çalışılıyor. Açmayanlar okuldan uzaklaştırılıyor, eğitim hakları ellerinden alınıyor. Buna kimin ne hakkı var. Cenabı Allah Nur suresinin 31. ayetinde kadınların ve kızların nasıl örtüneceği emrediyor. Ya kural tanımaz kendilerince kural koymaya kalkışanların yaptıklarına ne demeli. Neye, kime hizmet etmeye çalışıyorlar. Onca masum kızların başlarını açmaları için ikna odaları kurarak girdikleri vebalin altında ezilmeyeceklerini mi zannediyorlar. Rabbimin hesabının çetin olduğunu hiçbir zaman unutmasınlar.
“Canlılar içinde en kutsal varlık
Sen insanoğlusun kıymetini bil
Akıbetin ölüm sonun mezarlık
Rabbine secde et ve ona eğil”
