‘Son bahar etkisi hafiften göstermeye başladı. Yazın o kavuran günleri tam anlamıyla bitmese bile geride kaldı. Değişen hava koşuları ve klimalı ortamlar insan sağlığını ciddi anlamda olumsuz etkilemeye başladı. Grip ve soğuk algınlığı arttı.’
Bugünlerde tüm uzmanlar hemen hemen bu cümleyi kuruyorlar. Oysa gribin artık mevsimi yok. Klimalı çıktı çıkalı insan sağlığı bozulmaya başladı. Yazın o deli sıcaklarında grip olan yatanların sayısı da az değildi. yaz olduğu için midir bilinmez grip olanlar normal grip olarak adlandırılıyorlardı. Yani ne domuz gribi oldular ne de kuş gribi. O zaman demek ki normal girip hepsinden çok iyi…
Gribin iyisi mi kötüsü mü olur anlamış değilim. Bir başında isim yok diye gribi önemsememek olur mu? Ama oluyor.
Halkımın o kendine güvenen tavırları beni çileden çıkartıyor. Ne hikmetse hepte benim gribim küçümseniyor.
Sonbahara etkisini gösterdi ve gribi karşılayanlardan biride benim. Normal gribim… Çevremde ki insanlar: ‘aa sen grip mi oldun bak bide bu hava da?, canım senin gribinden ne olacak kaba bakim ağzını sen, ben yanacığından bir kere öperim hiçbir şey olmaz.’ Madem o kadar cesursun gel ağzım dan öp o zaman diyemiyorum, gribin mevsimi olan diyene içimden geçen küfürleri yüzüne karşı söyleyemiyorum. Birde cesaret edip öpüp ardından sırtımı pış pışlayandan tam anlamıyla gıcık alıyorum. Zaten tenim acıyor, yeri geliyor üzerimde ki kıyafet bile acı veriyor sen nasıl kıyarda beni pış pışlarsın anlamıyorum ki!
Hani çizgi filmlerde bazı karakterler vardır. Başkaları tarafından küçümsenirler. Ama o küçümsenen kahramanların içlerinde gizli bir güçleri olur. İşte bende kendimi bu noktada o çizgi film kahramanlarından biri gibi hissediyor ve içimden: ‘ sen hafife al hastalığımı o hastalığı bir bulaştırırsam görürsün günü’ diyorum ve sinsice gülüyorum.
Bazen abartanlarda var. Grip olan kişilerle telefonda konuşmayanlar, vebalıymışsınız gibi yüzünüze tuaf tuaf bakıp çıkıp gidenler var. Onlarda kötü mü yapıyorlar yok bence yapmıyorlar. Büyük bir cesaretle grip insana yaklaşmaktan çok çok iyi yaptıkları.
Fakat yanıma gelenlerle bu konu açıldığında herkesin aklında bir soru beliriyor: ‘ bu yıl hangi grip bizi bekliyor?’ her yıl eksiksiz mutlaka bir gribimiz var. Bazı kişiler bunların uydurma bir hastalık olduğunu söylerken bazı kişiler ise tamamen gerçek olduğunu söylüyorlar. Doğrusu hangisi bilinmiyor. İnsanlar muallakta kalıyorlar. Bende inanmayanlardanım. Hani bir bilgin mi var derseniz hayır yok. Ama nedense içimden hiç bu tür isimli hastalıklara inanmak gelmiyor. Grip zaten başlı başına kötü bir hastalık. İnsan direncini alıp götürüyor. Grip bir kişi iyi bakılmadığında sonuç tabi ki de kötü olur. Buna bir isim vermek, insanları korkutmak belki de kandırmak neden? Eminim ki bu senede, fırlayıp giden et fiyatlarına bir çare bulmak adına: öküz, sığır, inek gibi gripler çıkacaktır. Olmadı deli danayı tekrar hortlatırlar.
Bu düşünceler içerisinde bende kendi gribime bir isim veriyorum. Tavşan gribi..
Ben hayvanları seven ama bir o kadarda onlardan korkan, ürken bir insanım. Kolay kolay hiçbir hayvanı yanıma yaklaştırmaz, elime alıp okşayamam. Uzaktan severim hepsini. Ya da illaki dokunup sevmek istiyorsam yanımda bir kişi o hayvanı tutacak ben onu öyle okşayıp seveceğim. Bu kuş bile olsa fark etmiyor. Bir tek tavşanlarda kendimi aşıyorum. Onların bana değmesinden, bana yaklaşmasından ürpermiyorum. Onları elime alıp okşamaktan çekinmiyorum. Belki de bu yüzden en sevdiğim hayvan o. İşte bu nedenle ‘ atın ölümü arpadan olsun’ hesabı bende tavşan gribini tercih ediyorum.
Sakın ha benim gribimi de hafife almayın.. Ağrı, sızı, ateş, ter, gibi rahatsızlıklar benim gribimde de var. Benim gribime yakalandığınızda, çevrenizdeki kişiler: ‘ ay şuna bak ne kadar sevimli ve masum görünüyorsun’ deseler bile içinizde bir şeytan barındırdığınızı bilemezler. Gribin verdiği etkiyle tüm vücudunuzda bir sinir hakim olur.Adınız söylense küfür ediyorlar gibi gelir. Aaa grip mi oldun diyene içinizden türlü küfürler savunursunuz, size iğne yapalım daha çabuk iyileşirsin diyenin kafasını pıt diye koparıp atmak istersiniz. Şunu yaparsan daha çabuk iyileşirsin, bunu yaparsan daha çabuk iyileşirsin diyenlere tıpkı bir ejderha gibi ağzınızdan alev çıkartıp cevap vermek istersiniz. Fakat gribim vücut direncinizi aldığından sinirlenmekle kalırsınız.
Sonra ilaçların etkisiyle az biraz kendinize gelir Klark Kent hesabı yatağınızdan yani kulübenizden bir Süpermen edası ile çıkar. Yapmak istediğiniz tüm her şeyi yaparsınız. İlaçların etkisi gitmeye başladığında ise yatağınıza yani kulübenize güç toplamaya geri dönersiniz.
Bunlar sizin griplerinizde de mi var? Olsun en azından benim kinin bir adı var: Tavşan gribi..
İşin şaka boyutu bir yana, gerçekten bu yıl bizleri ne tür rahatsızlıklar bekliyor merak ediyorum ve çok korkuyorum.
Geleceğimizden hiç umudum yok. Sanki hep karanlık günler, karanlık dönemler bizleri bekliyor gibi. Salgın hastalıklar, ismini cismini bilmediğimiz börtü böcekten geçecek rahatsızlıklar, ölümler vs… Bana kızanlar olacak ama ne yapayım bu düşüncelerden bir türlü sıyrılamıyorum Özellikle hasta iken…
Neyse Süpermen’in gücü tükenmeye başladı. Klark Kent olup yatağına yani kulübesine dönmek zorunda…
Güzel, sağlıklı günler dilerim…
