Çiçeklerini el arabasında çekiyordu. Çiçekler geniş plastik borulara yerleştirilmişti. Borular, saksı görevini üslenmişti. Çiçeklerim gönlümün güzelleri, diyerek satış yapıyordu. Çiçeklerinden bahsettiğinde, her sözü, güzelimle bitiyordu. Çiçeklerden bir dünya ve bu dünyada, büyüttüğünüz bir kır çiçeğini düşünsenize. Bundan daha büyük mutluluk olur mu? Çiçek ve insanoğlu, kötülükten uzak, güzelliktir, diyordu.
Çiçekler, sizin de peşinizde olabilir. Güzellerimi daha şirin, saksılarda yetiştirebilirsiniz. Bunu sizden bekliyorum, güzellerime doğal ortam hazırlayınız, diyordu.
Güzellerime erişmeniz için zorlanıyorum. Bahçeden güzellerimi çekiyor ve size kavuşturuyorum. Sizlere dostça tavsiyem; güzellerimi bir an önce, evinize götürmenizdir.
Çiçekçi, el arabası sayesinde en az beş yıldır, güzellerim, diyerek satış yapıyordu. Çiçekçi arabadan başlamak üzere, çektiği ip dahi renkliydi. Rengarenk ipliklerden demetlerdi çiçekleri.
Gömleği bile, çiçek desenliydi. Onu kolaylıkla sırtından çıkartmıyordu. Desendeki belirgin olan, gül çiçeği, ilk sırayı alıyordu.
Pazarcı, çiçeklerinin görselinde, her hafta bir yenilik yapıyordu. Bu hafta ayakkabıları da renkli boyalıydı. Çiçekçinin, boyun atkısı da dikkat çekiciydi. Çiçekçiye “renkli pazarcı,” diyen de çıkıyordu. Hiçbir problem bana ulaşamaz. Çiçeklerimle, çiçek dostlarına ulaşmak istiyorum. Çiçeklere olan eğiliminizi sevgi çerçevesinde bir araya getirmelisiniz, diyordu.
Dünya güzellerini evinizin her köşesine yerleştirin. Göreceksiniz cennetten bir mekân yaratmış olacaksınız. Kır çiçeği, misafirinizi en iyi dilekleriyle karşılasın ve gönüller fethedilsin. Düşünsenize gül, karanfil ve sardunya. Bunlardan başka güzellik olabilir mi? Bahçenin kıyısını sarmış olan hanımelinin renkliliğini düşünsenize. Sevgi çemberi genişler ve mutlu olursunuz.
Güzelleri görüyorsunuz, istediğinizi seçebilirsiniz. Tomurcuk çiçeklerim.
Çiçek demetiyle, renkli güne merhaba.
Hasan TANRIVERDİ























