3. bölüm ile sizlerleyiz. Bu ülkenin insanları ondan öğrendi pek çok şeyi. Başöğretmen dememiz de ondan, demiş, öğrettiklerinin hangisi kimin neresine battı da, bunca hain dikildi karşına diye sormuştuk. İşte devamı. (Bölüm III)
* Bizler de masum değiliz Ey Yüce Atam!…
Yıllarca ekildi bu uğursuz ayrık otları
Seyrettik ne yazık ki bunca aymazlıkları…
Hasat devri geldi, ekilen biçiliyor.
Cumhuriyet ilelebet yaşayacak demiştin.
İlk görevi güvendiğin gençliğine vermiştin.
Bilemedik, çözemedik sözlerin kerametini,
“Sahipsiz vatanın batması haktır;
Sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır!”
Hesapta yanıldık affeyle Atam.
*
Ne Lozan’ı bildik, ne de Sevr’i anladık..
Çözemedik Damat Ferit’lerin ihanetini.
Su uyurdu uyumadı “İhanet”
Ciddiye almalıydık irticanın ayak sesini!..
Hikmetyar’la dizdize dostluk sürerken,
Almalıydık geleceğe dair işaretini.
Atam!…
Ne büyük gaflet!…
Affet!…
Atam!…
Yine affet diyerek başladım sözlerime!.
Bir apansız serzenişti kalemimden dökülen!.
B i l i y o r u m ! . . .
Af dilemekle geçiştirilemez böylesi gafet’…
Bir vicdani çığlıktı feryadım.
Sanki ensemdeydi; nefesin.
Kulaklarımda çınladı öfkeli sesin,
“Uyuyandadır suçun büyüğü!… Uyuyup kalandadır!…
Bir su; bir de hain uyumaz!… Bunu nasıl b i l m e z s i niz !
Mazereti olmaz ki aymazlığı – ihanetin!”
Bu gürleyen öfkeli sesle u y a n d ı m!.
Kendim, kendimden u t a n d ı m.
Senin gençliğin af dilemez ki senden…
Gereğini yapar öyle çıkar karşına;
Daha iyi anladım!.
*
Hep umutlu oldun sen; yürekli gençliğinden!…
Yarınlardı hedefin; “Türk, Övün, Çalış, Güven!” derken.
*
Bugün sana Ey Atam, dünden daha muhtacız,
Başımız sıkışınca sana başvuracağız
And içerek işte söz;
İrticaya, aymaza, her türden yobazlığa,
Bilimle fenle, bedenimizle,
Hep karşı duracağız.
Çağdaş medeniyete elbet kavuşacağız!…
**
10 Kasım 2025
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci.
mehmethalilarik@gmail.com
0535 202 11 61























