Siyah Önlükten Yükselen Hüzün, Meşaleden Yayılan Gurur: En Güzel Anım 🇹🇷
Çocukluğumun 10 Kasımları… Takvimde yazan bir tarih değil, derin bir yasın, hissedilen bir sorumluluğun adresiydi. Henüz 7 yaşındaydım.
Saat tam dokuzu beş geçe… Hafif hafif kar taneleri kirpiklerime dokunuyordu. Bembeyaz kar hafifçe etrafa serpintiler sunuyordu.
Üzerimde, görevin sembolü olan İzci kıyafetim vardı. Altın rengi Atatürk büstünün önünde duruyordum. Ellerim soğuktan üşüse de, titremeyen avuçlarımda karanlığı delen bir meşale tutuyordum.
O an, sadece bir anma töreni değildi; adeta zamandan bağımsız bir yemin merasimiydi. O küçücük bedende, bize emanet edilen aydınlık geleceğin, bağımsızlığın ve çağdaşlığın sembolünü taşıyordum. İçim inanılmaz bir gururla doluydu. “Bu büyük vazife benim!” hissini, o yaşımda iliklerime kadar işledim.
O gün, o kar, o meşale… Siyah önlük döneminin masumiyetiyle, İzci kıyafetiyle hissedilen görev bilincinin, tarihin en ağır dersiyle en büyük umudunun kesiştiği andı.
Her 10 Kasım geldiğinde, o keskin hüzün ve onurlu vazife kalbimde yeniden canlanır. Ne yazık ki, o güne ait somut bir fotoğrafım yok; ama o an, hafızamın en net, en değerli karesi olarak duruyor.
Ulu Önderimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü; minnetin en derin duygusuyla, sonsuz saygıyla ve hiç dinmeyen bir özlemle anıyorum. Bıraktığın bu büyük emanet, daima başımızın üstündedir. Ruhun şad olsun.
O meşaleyi soğukta, sarsılmadan tutan küçük yüreğim: Sana ne kadar teşekkür etsem az. Bize verilen en büyük mirası, o yaşta anladığın ve hissettiğin için…
Hashtag’ler
#10Kasım #Atatürk #SiyahÖnlüktenVazifeye #GururlaGelenVazife #İzindeyiz #MustafaKemalAtatürk #10Kasım1938 #Emanetimiz
Nezahat Göçmen























