Karpuz, bereketiyle, heyecan yaratır ve üreticiyi, memnun ederdi. Yalnız geçen yıl, değer kaybetmesi, ailenin yıkımı olmuştu. Ferit’in oğlu, şehre çalışmaya gitmişti. Ferit, bu yıl da karpuzunu satamamıştı. Satamazsam, iflas ederim ve onlar gibi toprakta çürürüm, diyordu.
Evi ve tarlayı satsam ne yaparım. Oğlum kendini kurtardı, diye her şeyden vazgeçmem gerekmez. Önceki yılki kazada hanımını ve küçük oğlunu kaybetmişti. O günden beri Ferit, kendine gelememişti. Hiçbir şeye bakmıyordu. Oğlu geldiğin de biraz olsun dinçleşirdi.
Buna rağmen, Ferit, tarlaya gözü gibi bakıyordu. Çünkü bu yıl mahsulünü kesin satmalıydı. Hareket kabiliyetim kalmadı. Komşusunun, “krediye baş vurmalısın,” sözüne de aldırış etmiyordu. Çünkü kredi işi soygundur, diyordu.
Geçen yılın kredisini ödeyememişti. Onu hatırlayınca morali bozuluyor ve bu konuda, hiç konuşmuyordu.
Ferit’in tarlaya, gübre atmadığı için, karpuz hala olgunlaşmamıştı. Muhtar ve Ferit birlikte bankaya gittiler. Bakalım bir şey yapabilir miyiz? Dediler. Köyden iki genç, bir kamyon tuttular ve Ferit’in karpuzlarını toplattırıp Kasabada dağıttılar.
Şehirden gelen Muhtar ve azaları karşılayan iki genç, Ferit amcanın karpuzunu satın aldılar ve parasını Çavuş Ahmet’e bıraktılar, dediler. Ferit’in gözleri parladı. Her gün başındaydım, satıldı demek, dedi. Gözleri doldu ve muhtara bugün masraflarınız benden, dedi.
Gencin elini sıktı ve teşekkür etti. Benim adıma yemek yiyeceksiniz, dedi. Birlikte tarlaya gittiler. Karpuzların yerinde yeller esiyordu. Bir insanın bu kadar sevinmesi görülmemiştir. Muhtarla Çavuş Ahmet’in evine gittiler ve parayı alıp Ferit’e verdiler.
Ferit, hafta sonu oğluyla, alışverişe gitti. Eve ne gerekiyorsa aldılar ve kredi borcunu da ödediler. Ferit oğluna, başınıza bir ev satın alın, dedi.
Muhtar, Ferit’i bırakmıyordu. Bu sene mısır ekelim ve hemen satılsın. Ferit de muhtara ne dersen o olsun, dedi.
Oğlu hanımıyla ev için gezdiler ve yine muhtara baş vurdular. Muhtar onlara güzel bir ev satın aldı. Ferit biraz olsun hayata bağlanmıştı. Mısırın verimi iyiydi. Yağmur yağmış toprak mısıra uygundu.
Mısır satıldı. Ferit ağanın keyfi yerindeydi.
Hasan TANRIVERDİ























