Sahnenin yeni perdesine bakarken, bunalmıştım. Geniş sahanın küçük bir yerini kapatacağına, bırak şeffaf kalsın, dedim.
Rolümüzü izleyelim. İzleyelim pespayeliğimizi, hayatın sahnesinde.
Yeni perde kim bilir hangi dertle sahnede. Perde eskiye benzer değil. Fakat birinin diğerine de üstünlüğü yok. Kimi dallı ve çiçekli, kimi de sade ve yeni dokunmuş. Sahnede yerini alan perde kumaş mı yoksa naylon mu? Belli de değildi.
Vadinin kumaşı ne zaman dokunmuş, bulutlar tepelerden inmenin hazırlığında. Perde, vadiyi görmemiş ve tepelerde dökülen yağmurun farkında değil. Yeşil örtü su bulmaya ramak kalmış.
Kulübeler ve çiçek bahçeleri, tepelerden yana şanslı. Bitkinin suya doyması, söz konusuydu. Düzlüğü perdelemek ve görünmez duruma getirmek. Böyle bir sahada kaç kulübeyi hesaba katmayacağız.
Kulübenin arkasında kızak gördüm. Gemiler geldi, ovanın bitimine. Gemileri görmek, yeni perde, dediler. Perdeyle hayatın neyini gözümüzden kaçırdılar bilemedik.
Yeni perde dermandı derde. Yeni perde kapatıyordu, gemileri.
Duraklar sisliydi, göremedik ve geçtik. Bir sonraki sahnede perdeler yenilenmiş, fakat gözden ırak oyuncular. Sahnede yırtıcıları taklit ediyorlardı. Taklit ödül alabilirdi, yeni perdeler sahneyi karanlık yapıyordu. Yeni perde ve sahnede yüzleri kapalı oyuncular, izlemeye değerdi.
Sahne, düzen ve saygınlıktı. Hoşgörü atmosferinde yaşamaktı. Yarına güvendi. Huzur ortamında kalabilmekti. Sahne bir kurallar zinciri ve bir atmosferdi. Sahne herkese eşit hakların verildiği ve fırsat eşitliğinin uygulama sahasıydı.
Yeni perdeyle şeffaflığı ortadan kalkmamalıydı. Verilen mesajlar açıkça insanların bilgisine sunulmalıydı.
Sahnenin aktif rolleri devam etmeliydi. Söylenmek istenen açıkça sunulmalıydı.
İyi olan sahneden çekilmemeliydi.
Hasan TANRIVERDİ























