Arkadaşlarla aynı olayı, yazacak ve sınıf geçme notu alacaktık.
Bir film izlettiler, görüntülerin kompozisyon için uygun olduğunu gördük.
Filmde kuzey kutbunda buz kristalleri gözleri kamaştırıyordu. Soğuk eksi otuz dereceydi. Kızağı sekiz köpek çekiyordu. Kızağın iplerini tutan adam, hayvan postuna sarılmış yalnız gözleri görülüyordu. Kızakta postlara sarılmış yalnız gözleri görülen bir de çocuk vardı. Çocuğun yanakları ateş gibiydi.
Eskimo adam ve çocuğu, sis içerisinde ilerliyordu.
Kızağı çeken köpekler cins, güçlü ve belirli disipline uymuş sahibine bağlıydı. Köpekler yarım saatte bir dinlendiriliyordu. Dinlenmeleri sırasında, köpeklere balık veriliyor ve genel kontrolleri yapılıyordu. Kendileri de balık parçasını çiğ yedikten sonra yola koyuluyorlardı.
Buzdan kulübelerine varıyorlar ve eşyaları kulübeye taşıyorlardı. Gölün üzerindeki buzu kesip ağlarını atıp dinlenmek için bir süre yatıyorlardı. İki saat sonra kalkıp ağını çekmeye başlıyor ve ağa takılan balıkları ayıklayıp kasaya koyuyorlardı.
Baba ve çocuğu ağı ikinci defa atıyordu. Kırmızı bir surat ve iri gözler. Üç saat sonra ağı çekiyorlar ve daha fazla balık alıyorlardı. Balıkları kasalara yerleştiriyor ve önümüzdeki günler için yiyecekleri çıkmış oluyordu.
Balıkları kızağa koyup geri dönüyorlardı.
Buz altında balık avı, hayat şartlarına karşı dayanma gücü. Baba ve çocuğun verdiği mücadele önemliydi.
Kızağın köpekleri yerine, atlar. Atlar dört tane. Bir arabayı çekiyor. Araba dört tekerli, aşırı lüks ve gösterişli. İçinde, “kral, hanımı ve çocuğu.”
Kızak buzda kayarak giderken, atlı araba asfaltta sanki kayıyor. Kızak zevkli sefalet, atlı araba, neşeli seyahat… Atların süsü, sürücüde, eller eldivenli, sırmalı pantolonlar ve arabanın şatafatı, görülmeğe değer nitelikte. Bir bahar rüzgârı atı hafiften uçuruyor sanki.
Kral ailesi, yemek için özel davete atlı arabayla bir gösteri merasimiyle gitmekte. Kral arada elini çıkarıp halkı selamlamakta. Kralda eldivenli, kızağı süren de eldivenliydi.
Zil çaldığında kağıtları teslim etmek zorundaydık.
Örnekte birinci aile hayatın zorluklarıyla boğuşurken, ikinci kral ailesi de lüks ve şatafat içerisinde özel yemeğe gidiyordu. Birinci aile balığı çiğ, ikinci aile ise, balığı özel pişirilmiş şekilde yiyordu.
Köpek ve atların konumu yaşananlar. Birinci olan Ziya; Frigo kamyonunda polislerin taşınmasını anlatmış ve hoşa giden bir örnek olmuştu.
Hasan TANRIVERDİ























