“Romanımdan bir kare”
Kalbi önce dağılır.
Sonra düşünceleri…
En son susar.
İçinde fırtına koparken dışarıdan usul usul kahve içer.
Anlatmaz!
Çünkü kaç kez anlatsa da dinleyen kulak, anlayan yürek yoktur çoğu zaman.
Bir kadın, en çok susarken yazmaya başlar.
Çünkü kelimeler ona yargı sormaz.
Sadece şefkat sunar, anlayışla onu dinleyip yol açar.
Ruhunun iç katmanlarına indiğinde, önce kalbinde dağılmış cam kırıklarını bulur.
Gönlünün semalarına baktığında;
Onarılması çok zor kırılmaları görür.
Sonra o kırıklardan ışık sızar.
Zaman zaman ben de ziyaret ederim iç yüzölçümüne…
Ama yalnız değilimdir.
Kalemim bana eşlik eder.
Yazdıkça kendime daha çok yaklaşırım çünkü.
Yaklaşınca, kendimle yeniden tanışır,
O dünyada kendimle buluşurum.
Şimdi bu satırlar, yalnız olmadığımı hatırlatsın diye burada…
Hemcinslerime soruyorum:
“Sen kendi içinde en çok hangi duyguda kayboldun? ”
_ Emine Pişiren_
Dip not:
Yorumlara bir kelime bırakır mısın?























