Kamyonuna kiralık yazmıştı, fakat arayan soran olmuyordu. “Kiralık kamyon” tabelası sararmış, kenarları kıvrılmış ve telefonu okunmaz hale gelmişti. Kiralık kamyon.
Altı ay sonra kamyonun sahibi, yaklaşan adama; Kamyonu kiralamak mı istiyorsunuz, dedi. Kalpaklı adam, eşyalarımı köye çıkaracaktım, dedi.
Kalpaklı adam ile kamyonun sahibi genç, önce ayak üstü sonra çay söyleyip masada konuşmayı sürdürdüler. Genç, yükten önce kamyonu konuşalım, dedi. Adam, seninle tanışmak güzel fakat yüküm köye çıkacak, bu halde kamyonunuz o yolları aşamaz, dedi.
Genç, doğru söylüyorsunuz. Şu ana kadar yolda problem çıkartmadı ama aradan nerede ise bakımsız üç yıl geçti. Bu durumda kamyona güvenemem. Adam teşekkür etti ve kalktı. Genç de doğru sanayinin yolunu tuttu.
Sanayideki usta, üç yıl önce kamyonun başında baban vardı. “Bakarsan bağ olur” misali. Bugün için, motorun durumu iyi değil, diyerek olumsuz sinyal verdi. Ayrıca muayenesini yaptırmamışsın, dedi.
Usta, genel bir kontrolden geçirip yarın durumu bildiririm, dedi. Kamyon yaşlılık ve bakımsızlık hastalığına tutulmuştu. Bozuk olmayan yanı yoktu. Paslanma her yanı sarmış ve motoru çalışamaz hale getirmişti.
Genç, ustadan aldığı telefon üzerine sanayiye gitti. Usta, “röntgeni dahi çekilemez, durumda,” dedi. İnceden tetkik etsek bile onarımı fiyatını katlar, onun için böyle bir iskelete, para verilip onarılmaz. Bunun hurdaya çıkması gerekir. Çünkü neresini onarmaya kalksanız, başınıza daha büyük işler açarsınız, dedi.
Genç, ustaya sağ olasınız, organlarını bağışlamıyorum, satarsınız, gereğini yaparız. Böylece ikimiz de kurtulmuş oluruz, dedi.
Yıllarını köy yollarında eşya taşımacılığı yapan kamyon, hurda yığını haline gelmişti. Teknik bakımı yapılmayan bir motorun yıllara meydan okuması olası değildi. Genç çok geç kaldım, hiç ilerisini düşünmedim, dedi.
Kamyonu üç gün içerisinde söküp dağıttılar. Çoğu parçaları hurdaya gitti.
Usta, baba yadigârının devamlılığı için yenisiyle, çalışmayı salık verdi.
Hasan TANRIVERDİ























