Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Doğa-Çevre

Depremler Oluyor Kalbimde

Erhan Ziya SANCAR Yazar Erhan Ziya SANCAR
25 Nisan 2025
Doğa-Çevre, Erhan Ziya SANCAR, Gündem
0
Anne Babalar Bu Yazıyı Okumayın!
425
Paylaşma
5.3k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“6 Şubat’ta Kalbimize Gömdüklerimiz İçin”

 

Okuldayım.

 

Törende.

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlama tören programındayım.

 

Mini mini anasınıfllarım gösterilerini bitirdi. Ortalık yıkılıyor. Alkış, tebessüm, gurur koleksiyonu yapıyorum.

 

Mini mini birlerim başladı. Gözler ışıl ışıl.

 

Bahçedeyiz.

 

Platformun önünde hemen sandalyem.

 

Birden yer kayıyor sanki ayaklarımın altından. Birileri sandalyemi sallıyor birlerimi izlerken.

 

Biliyorum bu hissi, 17 Ağustos’tan , 12 Kasım’dan, 6 Şubat’tan.

 

Müzik devam ediyor, dans devam ediyor, huzursuzca çevreme bakıyorum.. Velim Uğur Bey ile göz göze geliyorum. Deprem oldu diyor. Başımı sallıyorum.

 

Paniğe yol açmadan üst makamlarla görüşmek için yerimden doğruluyorum. Okul aile birliğim, öğretmenlerim deprem oldu diyorlar, Silivri’de.

 

Hızlı bir geçmiş olsun diyerek velilerimizi bilgilendiriyor ve çocuklarımızın hevesini kırmadan törenimizi bitiriyoruz.

 

2025 bir gelse artık diyorduk.

 

2021, 2022, 2023, 2024 geldiğine geleceğine bizleri pişman etmişti çünkü.

 

Geçmiş 4 yıl canımızı aldı, cananımızı aldı.

 

Tabiri caizse bizi doğduğumuza pişman etti.

 

Depremler oldu.

 

Biz ağladık.

 

Yangınlar oldu.

 

Biz tutuştuk.

 

Virüsler, Trump, Biden, Zelensky, Putin, iç siyaset, çöken borsa, terör , Yunanistan ,İsrail, Filistin, dolar, altın… Say say bitmiyor.

 

 

Siyasal ayrışmışlık bu coğrafyanın kaderi…

 

Tek kullanımlık güvenlerimiz de bitti.

 

2020 -2024 arası felaketler dönemi olmuştu.

 

Hasretle 2021’i bekledik düzelmedi.

 

2022’yi bekledik düzelmedi.

 

Cumhuriyetin 100. Yılı dedik.

 

2023’ü bekledik umutluyduk.

 

Cumhuriyetin 100.yıl marşını beraber söyleyeceğiz diye mutluyduk.

 

Ve daha dün sallandık.

 

6 Şubat 2023…

 

10 ilde 10 memlekette 81 il sallandık. Gönüllü kurmuştuk darağaçlarımızı çünkü.

 

Önce betona teslim olan kentler yıkıldı ve sonra biz yıkıldık.

 

Dönen dünyanın salınımına ayak uyduramadık.

 

Parçalanan fay hatları kalplerimizi de parçaladı.

 

Türkiye yıkıldı.

 

Sonra biz yıkıldık.

 

İnsanlık yıkıldı.

 

Kopardığımız çiçeklerin ahını mı aldık ki, bizim yüreğimiz kökünden sökülüyor ?

 

Kokuşmuş müteahhit menfaatleri enkazında, kiriş ve kolonların cenderesinde can verirken insanlığımız, sosyal medya harekete geçti.

 

Bir günah keçisi bulunmalıydı milyonlarca günahkâr için bedel ödeyecek.

 

İsa yeniden doğmalıydı.

 

Bunca günahların bedelini kim ödeyecekti.

 

Göstermelik, unutulmaya gebe engizisyon mahkemeleri kuruldu stüdyolarda.

 

Çarmıhlar reytingler için hazırlandı.

 

Bir çocuk enkaz altından çığlık attı

 

Anne!

 

Duyan olmadı onu.

 

Armageddon yükleniyor muydu ne?

 

Deprem ve felaket zamanlarının çığırtkan uzmanları bir kakafoniye başladılar.

 

Cumhuriyetin 102. yılına yaklaşırken büyük İsrail için geri sayım mı başladı yoksa?

 

Arabistan Yarımadası’ndaki satılmış Araplara fiyat biçen Biden ve küreselciler felaketleri büyük İsrail hedefleri için mi çıkarıyorlardı acaba?

 

HAARP, Amerikan gemileri, atom bombası benzetmeleri…

 

Bizde felaket senaryoları bitmez ve de komplo teorileri .

 

Bitmeyecek de…

 

Coğrafya bazen kader bazen kederdir çünkü.

 

 

Bir Ahmet Kaya şarkısı dolandı dilime yine.

 

Acı çekmek özgürlükse

 

Özgürüz ikimiz de.

 

O yuvasız çalıkuşu

 

Bense kafeste kanarya

 

O dolaşmış daldan dala

 

Savurmuş yüreğini

 

Ben bölmüşüm yüreğimi

 

Başkaldıran dizelere.

 

……

 

Acı çektim susarak

 

Şu kısacık konuklukta

 

Deprem kargaşasında

 

Yaşadım birkaç bin yıl

 

Acılara tutunarak

 

Acı çekmek özgürlükse

 

Özgürüz ikimiz de

 

Acılardan arta kalan

 

İşte şu bakışlarmış

 

Buğu diye gözlerinde.

 

 

Hişt!

 

Sesimi duyan var mı?

 

Afad mı Ahbap mı?

 

Susun!!!

 

Bir öksüz daha çıkıyor enkazdan.

 

Bir yetim baba diyor, bir anne gözleri yaşlı, dün gece küs uyumuştu sevdiceğine.

 

Uzaklaşmıştı sevdiceğinin kucağından

 

Keşke Prometheus gibi ateş çalsaydım tanrıların ocağından..

 

Belki kendi küllerimden insanlığım yeniden doğardı.

 

Ama izin vermiyor watsap grupları..

 

Twitter..

 

Ve iç siyaset,

 

Millet olmamıza..

 

Şehitler, virüs, depremler, yangınlar ortak acımız ama artık ortak acılara tutunamıyoruz.

 

Amip miyiz biz?

 

Bölünerek çoğalıyoruz.

 

İnsan diye bakmıyoruz, memleketine göre ayırıyoruz .

 

Mezhep diye ayırıyoruz

 

Siz biz diyoruz, ortak acılarda buluşamıyoruz.

 

Ve kederler dağladıkça ciğerlerimizi kader diyoruz devamlı kader…

 

Ulus olmak sahi neydi?

 

Ortak acı ortak sevinç değil miydi?

 

Galiba biz bizi millet yapan değerlerden uzaklaştıkça kader kendisini hatırlatıyordu bize sırtımızda şaklattığı keder zincirleriyle…

 

Eski bir plaktan Ahmet Kaya çalıyor…

 

“Bana bir şeyler anlat,

 

Canım çok sıkılıyor

 

Bana bir şeyler anlat anlat

 

İçim içimden geçiyor.

 

Depremler oluyor beynimde

 

Dışarıda siren sesi var.

 

Her yanımda susmuş insanlar susmuş

 

İçimde ölen biri var

 

Halbuki bu coğrafyanın çocuklarını acılar güzelleştirir.

 

Dile gelir dizelerde ve der ki Ahmet Arif;

 

Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim. Olmazsa insan olmaz yüreğim…

 

….Ne zaman bir çocuk ölse

 

gözü evlerinde annesinin kavurduğu

 

helvada

 

kalır.

 

Yoksul bir çocuk görsem

 

yağmur altında üşüyen

 

köprü olmak geçer

 

hiç değilse

 

içimden

 

Her akşamüstü oyuncakçı

 

camekanından

 

çocuk ellerinin

 

izlerini

 

siler, diye seslenir Sunay Akın..

 

Erdem Beyazıt o efsane adam der ki;

 

Dünyanın en uzun hüznü yağıyor

 

Yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne

 

Kar yağıyor ve sen gidiyorsun

 

Ağlar gibi yürüyerek gidiyorsun

 

Belki bulmaya gidiyorsun kaybettiğimiz

 

O insan ve tabiat çağını

 

Dön bana ve dinle

 

Kuşlar uçuşuyor içimde

 

Loş bir keman solosu gibi

 

Kuşların uçuştuğunu içimde

 

Dön bana ve dinle.

 

Ağlamak anlamak diyordu Necip Fazıl Reis Bey adlı eserinde ..

 

Ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz .

 

Ağlamıyoruz artık ağlayamıyorum.

 

Belki de gözyaşlarımız merhem olacak tüm dertlerimize.

 

Bakın ne diyor Özdemir Asaf;

 

“Ağlama,

 

Ağlamak

 

Biraz öteye kaçmaktır

 

Ağlamak,

 

Hüzünle anlaşmak,

 

Ve kucaklaşmaktır.

 

Ağlamak

 

Sığınmaktır ne olsa,

 

Avuç açmaktır

 

Uzak da olsa, yakın da olsa

 

Biraz onu öteye itmektir

 

Kişinin en kolay mutsuzluğu

 

Ağlamaktır, geçiştirir umutsuzluğu.”

 

Ve sen şimdi bu satırları okuyan güzel insan ..

 

Bu kadar duygu selinden sonra insan olduğunu hatırlayabilecek misin?

 

İBRET ALSAK MİRİM!

 

Depremlerle sarsıldıkça ruhlarımız özümüze dönsek.

 

Gözlerimiz dönmese sözün şehvetine kapılmasak…

 

Bir virüslük , bir savaşlık, bir depremlik hayatlarımız var çünkü.

 

Nasıl da duyarsızca yaşıyor ve nasıl da hiç ölmeyecekmiş gibi hesaplar içine giriyoruz.

 

Ne çok gönül yıkıyor ne çok kul hakkına giriyor ne çok zulmediyor ve ne çok kibirden kuleler inşa ediyoruz.

 

‘Eşyayı dahi incitme’ diyen bir medeniyetin mensupları olarak, bugün, birbirimizi incitme yarışı içindeyiz.’ diyor İbrahim Tenekeci.

 

İletişim dinlemek demek oysa, söylenilmeyeni duymak demek. Biz artık sadece cevap vermek için dinliyoruz.

 

Ve İsmet Özel’e kulak verelim;

 

“Yolumuz birbirimizi anlamaktan geçmiyorsa, hiçbir yere varamayacağız demektir.”

 

Unutmayalım.

 

“Yaşadığın yeri cennet yapamadığın müddetçe, kaçtığın her yer cehennemindir!

 

Tokat’a gittiğimde en sevdiklerimi ziyaret ediyorum.

 

Annem ve babam; dedem ve ninem bir köşede toprak olmuş yatıyorlar.

 

Doğdukları topraklara doydukları topraklara toprak olarak dönmüşler.

 

Gidecek başka toprak yok ve bizi kabul edecek bir başka vatan yok.

 

“Hic manebimus optime! “*

 

Anlamıyor musunuz?

 

Elimizi vicdanımıza koyalım.

 

Azıcık insan olalım.

 

İnsan…

 

Azıcık.

 

İnsan.

 

Vesselâm!

 

Erhan Ziya SANCAR

 

Eğitimci Yazar

 

*Burada iyi olacağız.

Paylaş
Etiketler: 23 nisan ulusal ve egemenlik bayramı6 şubatTokat
Önceki Yazı

Melbourne Gezisi

Sonraki Yazı

Seyircileşen İnsan

Erhan Ziya SANCAR

Erhan Ziya SANCAR

İlişkili Yazılar

Dünya Engelliler Günü
Aynur Zeren TAN

Dünya Engelliler Günü

03 Aralık 2025
5k
Anma

Iskaladığımız Günler, Iskalanan Hayatlar

03 Aralık 2025
5k
Çiftçinin Çocuğu
Doğa-Çevre

Çiftçinin Çocuğu

02 Aralık 2025
5k
Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)
Gündem

Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)

29 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı
Neyimiz İslâma Göre

Seyircileşen İnsan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap