Enkaz; yıkıntı yığınıydı…
Öyle bir yığın ki yaşamın anlamını yitirdiği an ile ilgili çöplüktü…
Enkazda kalıp umutla yanıp tutuşuyorsun.
Yaşadıklarınla, yoksulluğu da kapmış oldun.
Dertlere çare aranmazsa, insanlar arasında eşitsizlik farkı açılır. Eşitsizlik benimsenirse sosyal yapı uyduruk binalar halinde görülür. Bu tür binaların en küçük bir psikolojik problemde, enkaz haline gelmesi kaçınılmazdır.
Uyduruk binalar yenilenmezse, insanların tabutu haline gelir. Bu durum, belli kesimi pek fazla ilgilendirmez. Hazırlanan çadırlar dahi depremzedelere parayla satılır.
Enkaza bakarak, ayrımcılığı körüklemek ve yaşanan eşitsizlik sayesinde, otoriter yönetim şeklini topluma kabul ettirirler. Böylece sistem gereği bağımsız düşünce ortadan kalkar.
Otoriter rejim, göz yaşlarını topluma kader olarak kabul ettirir. Toplumun gelişmişlik anlayışı, enkaz altında kalmaktan kurtulamaz.
Toplumun bağımsızlığı, geleceğinin teminatıdır. Yöneticiler de ayrım yapmaksızın, bireyler arasında fırsat eşitliğini sağlayarak devleti yarınlara taşımalıdır.
Enkazın doğrularını dillendirmek, eşitsizliği ortadan kaldırmaya, adım atmaktır. Enkazın doğruları, topluma dayatılan sistemi, sorgulamadan kabul etmemektir. Böylece toplumu ayrıştırmadan, her insana eşit davranmaktır.
İdeolojik olarak sıraladığımız kavramların yanında, birlik ve beraberlik vücut bulmalıdır. Birlikten ayrı düşmekle ilgili düşünceler, enkazın doğruları arasında olamaz. Çünkü yıkın altında, eski günlere dönemezler.
Anlaşılan, bu sistem enkaz altında kalmıştır. Onun için yeniden, ahlakı ölçü alan bir uygulamanın başlaması gerekir. Buna göre enkazın doğruları, önemsenecek ve yeni bilimsel metotlarla güçlenecektir. Güçlü bilgiler, toplumsal ilişkilerle uyum içerisinde olacaktır.
Yıkıntılara karşı, doğrularla toplumun önüne çıkmak, önemli bir olay olacaktır.
Devlet millet iş birliğiyle yapılacak çalışmalar, toplumu yeniden ayağa kaldıracaktır.
Enkazın öğrettiklerine sahip çıkmak, yöneticilerin görevi olacaktır.
Hasan TANRIVERDİ