Köylerde çayırın kış boyu korunması için yapılmıştır. Bazen kalıcı, çoğu zaman da geçici olarak kurulur. Dört direğin üzeri örtülür. Örtü olarak çift kat çinko kullanılır. Yanlarına çıtalar çakılır. Alt yanlar da çinko ile sarılır. İskelet gibi bir yapı ortaya çıkar. Böyle bir çayırlık, inek ahırının karşısına yapılır ki inekleri yedirmek kolay olsun.
Çayır damının altına kara taş, üzerine tahta serilir. Kurutulan çayır tahtanın üzerine yığılır. Tahtanın altına, fare ve böceğin girmemesi için ilaç atılır. Ayrıca ilacın yanında nane ve yiğidin bitkisi koyulur. Bu bitkilerin kokularına hiçbir haşarat gelemez.
Çayır üstten su almadıktan sonra yanlar önemli değildi. Yağmur yanlardan çayırın içine giremezdi. Böyle bir yapı köylünün pratik zekâ ürünüdür. Basit fakat iş görmektedir.
Güz mevsimi ani yağmurlarıyla çiftçiyi yakalayabilir. Onun için yapraklar kızarmaya dönmüş ve çayırlar kuruduğunda akşamüzeri biraz da nem düştüğünde çayır dama yerleştirilmeye başlanır. Yağmur bahçeyi çamur hâline getireceği için bahçeye normalde girilmez.
Kuru çayırın ve de toprağın kokusu günün en güzel hediyesiydi. Çayırı dama yerleştirmenin mimarı kardeşimdi. Çayırı üstten yerleştirir. Sonra iyice çiğner ve sıkıştırırdı. Çayırın aralarına nane koymayı unutmazdı.
Akşamın nemi düştüğü için çayır kırılmadan sıkışıyordu. Kardeşim daha rahat çalışılıyordu. Damın üzerine kadar dolmaması bizim için iyi olmuştu. Çünkü dökülen yaprakları da çayırın üzerine yerleştiriyorduk. Özellikle dut ve karaağaç yaprakları epeyce yer tutuyordu.
Yaprakları da yerleştirdikten sonra kardeşim, “Dam kış uykusuna yatabilir,” diyordu.
Çayırının tükenmesiyle damı, çatıdan başlayıp söküyorduk. Yenisini seneye belki başka bir tarafa diyerek, malzemelerini depoluyorduk.
Bu seneki dam sağlam olmadı. Mereğin arkasına sağlam olarak yapıp hemen yıkmamayı düşüneceğiz. Diye karar aldık. Dam yapmadan da olmuyor. Çünkü çayırın ıslanması çürümesi demek olduğu için o kadar ineğin yiyeceğini kaybetmeyi göze alamazdık.
Köylerde yapılan işler belki ağır değil ama kişileri gün boyu meşgul ediyordu.
Hasan TANRIVERDİ





















