Savaştayız!
Savaşan ülkelerden biri değiliz ama savaşın tam ortasındayız.
Herkes Montrö anlaşması dolayısıyla Atatürk’ün öngörüsüne bir kez daha hayran oluyor ve dünyayı topyekun bir savaştan koruduğu için minnetlerini sunuyor.
Yıl 1923. Demiş ki, “Kişisel saltanatta padişahların istekleri ve iradeleri egemendir. Milletin istekleri ve ihtiyaçları söz konusu değildir.”
Söyleyin, bugün milleti takan var mı?
Yıl 1930. Demiş ki, “Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz. Dinden maddi çıkarlar temin edenler iğrenç kimselerdir.”
Bugün bu iğrençliklerden tiksinmiyor musunuz?
Yıl 1924. Demiş ki, “Cumhuriyet düşmansız kalmayacaktır.”
Bugün tüm aymazlar Cumhuriyet düşmanı değil mi?
Demiş ki, “Alınan dış borçları sanki ödemeye mecbur değilmişiz gibi, mali bağımsızlığımızı tehlikeye düşürmeye kimsenin hakkı yoktur.”
Bugün çocuklarımızın hatta torunlarımızın geleceğinin borç ödemekle geçeceğinin farkında değil misiniz?
Yıl 1924. Demiş ki, “Laiklik asla dinsizlik değildir.”
Bugün laikliğin en büyük düşmanı din taciri yobazlar değil mi?
Yıl 1927. Demiş ki, “Emin olunuz ki, bugün başına şapka giyen, sakalını bıyığını tıraş eden, smokin ve frakla içimizde yer alanların bir çoğunun kafalarının içindeki zihniyet hala sarıklı ve sakallıdır.”
Bugün çağdaşlaşmamızın önündeki en büyük engel bu kripto meczuplar değil mi?
Yıl 1930. Demiş ki, “Başkanlık sistemini aklımdan bile geçirmem.”
Bugün o sistemin yalnız günümüze değil geleceğimize mal olacağını görmüyor muyuz?
Yıl 1920. Demiş ki, “Türkiye Büyük Millet Meclisi yalnız ve yalnız milletindir. Bu meclis, ismi ve makamı ne olursa olsun milletin, egemenlik hakkını bir şahsa ve makama teslim edemez.”
Bugün o öngörünün gereğini yerine getiremediğimiz için, ağır yaşam koşulları altında inlemiyor muyuz, bugün güçlü bir Türkiye Büyük Millet Meclisimiz var mı?
Yıl 1926. Demiş ki, “Memleketi yönetenler samimi ve açık olmalıdırlar; milleti kandırmak doğru değildir.”
Bugün bizi yönetenler, her gün söylediği yalanlara yenisini ekleyerek hatta daha büyük yalanlar söyleyerek kendilerini bir siyasi deha gibi göstermiyorlar mı?
Yıl 1919. Demiş ki, “Millet, kendisine dost görünüp de, iktidara geldikten sonra ülkeyi istediği gibi yöneten, laf anlamayan, devletin organlarını kendi şahsına bağlayan İnsanlardan çok zarar gördü.”
Bugün de görmüyor muyuz?
Yıl 1918. Demiş ki, “Bir devlet adamı, kendi duygularına dayanarak devlet sorununu çözemez. Memleket kimsenin malı mülkü değildir.”
Bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz?





















