Olaylar karşısındaki algımız, ilkel bir toplum örneği gösteriyor. Bu kanaate varmamın nedeni, sorumsuzca davranışlarımız, bizleri Covid-19 bayram yerine sürüklemesidir.
İş yerinde, cadde ve sokaklarda sorumsuzca dolaşmak Covid-19 için bayram yerini genişletmek, demektir.
Soluk alamamaya, yoğun bakımda yatmaya, dayanılmaz ağrılara meydan okuyan “Sorumsuzlar” devletin öngördüğü ve halkın kabul ettiği yasaları da hiçe saymaktadırlar.
Sınıf içi eğitim ve öğretimde yeteri kadar önlem alınmazsa, virüs için zemin hazırlanmış olacaktır. Bu durum çocukların büyüklerini zehirlemesi demektir. Çünkü çocuklar bağışıklık sistemi güçlü olduğu için “Taşıyıcı” olacaklar ve çevrelerine virüsü bulaştıracaklardır.
Kapalı ve açık yerlerde düğün, toplantı ve gösteri yapılması da sorumsuzluk örneklerinden biridir. Virüs, her yanı kırmızıya boyarken herhâlde şaşırmamamız gerekir.
Adaletli ve yasaları uygulayan bir yönetim, topluma dirayetini hissettirmelidir. Kısacası adalet varsa devlet güçlüdür. Bu anlamda devlet güçlü olmalıdır. Salgın tehlikesine karşı, mücadelenin birlikte yapılması gerekir. Arada çıkan sorumsuzları sosyal devlet yola getirmelidir.
Özellikle bu konuda devlet adaleti uygulamazsa zorbalık çıkar. Belki ağır kaçacak ama maske takmayan, mesafeye uymayanlar bu konuda zorbadır.
Zorbalar virüse dostturlar.





















