Öğrenmek; okuma, dinleme ve yazma çalışmalarıyla gerçekleşir. Bir konuyu ne kadar derinliğine okur, tekrar edersek, o derece öğreniriz.
Hemen her konuda, kendini yeterli görmeyip çok çalışılmalıdır. Buradan çıkan sonuç, insan öğrenmeye zaman ayırmalıdır.
Bir konu öğrenilmeden, geçiştirilmemelidir. Bu konu yaşantımızın yönünü, değiştirmeyecektir. Fakat öğrenmeden geçmemek gerekir. Başarıya atılacak bir adım olabileceği kabul edilmelidir.
Öğrenmesen de olur, bilmene gerek yok, gibi düşünceler doğru değildir. İşime yararsa okurum demek, gönül tesellisidir. Çünkü bir bilgi, acil olarak gerektiğinde davranışın ne olmalıdır. Ateş bacayı sarmadan, cahilliği giderecek zayıflıklara karşı gelebilecek metotları nasıl uygulayacaksın.
Kulaktan dolma bilgilerle yetiniyorsun. Bu tür bilgiler de mesleğini sürdürmeye, başarı hanene iyi not yazılmasına yetmiyor. Hatta bizden bir şeyler öğrenmek isteyenleri de hüsrana uğratıyorsun.
Demek ki, bir konu öğrenilirken, tüm yönleriyle incelenmeli, yapılan araştırmalar değerlendirilmeli. Böylece konu hakkında yorum yapma şansına sahip olmak gerekir.
“Yoğun çalışıyorum, işim gereği bir konuda araştırma yapmaya zamanım yetmiyor. Gibi sözler, doğru değildir. İnsan, bir takım kelime ve kavramlarla önce kendini, sonra karşısındakini aldatır.
İnsanlar bir gün içerisinde bile, o kadar çok zamanı boşa harcıyor ki, inanılmaz.
Bu arada öğrendiklerim bana yeter diyen bir insan toplumda geri kalmış demektir. Çünkü toplumun elemanı olarak, kendisiyle barışık olmalı, çelişki yaşamamalıdır. Kendisiyle barışık hâle gelirken de bilgi dağarcığını doldurmanın peşinde olmalıdır.
Dürüstlüğüne ve doğruluğuna güven duyulan bir insan olmalıdır. Böylece mesleğine yeni atanan ve yeni bilgiler öğrenen genç de örnek alacağı bir insan karşısında kendini bulsun.
Başarılı bir insan, toplum tarafından itilmiş, basit ve ilkel tiplerle muhatap olmaz. Şöyle diyebiliriz, bu tipler, başarılı insanı göremez. Çünkü aynı sahada top koşturmazlar.
Bilen insan ilkel düşüncelilere aldırmaz. Basit sözler, kimsenin gururunu yüceltmez. İlkel kişilerin buluştuğu toplumlar, kültürel olarak geridirler.
Meslek sahibi olduğu hâlde bir şey öğrenmeye direnen insanlar, övgü dolu sözler karşısında aldanırlar. Zayıf taraflarını görmez ve de kendileriyle yüzleşmezler.
Adam diktatör, asıyor kesiyor, yine de adaletli olduğunu söyleyen insana kucak açıyor.
Adam sömürü düzenine ayak uydurmuş, insanları köle gibi kullanıyor. Bu adam aynı zamanda cani ruhlu olmaktan, memnun oluyor.
Öğrenmede ayrıntıya girip mesleğin gerektirdiği bilgileri öğrenip zirveye aday olmak gerekir.