2017 -2018 Egitim Ögretim Yılı yeni başlamıştı…Dersten çıkıp öğretmenler odasına doğru giderken cam kenarında bu yıl dokuzuncu sınıflardan bir kız öğrencim bana çekinerek “Hocam” dedi.Çekindiği o kadar belliydi ki “Efendim canım benim söyle seni dinliyorum” diyerek gülümsedim ki çekinmeden anlatsın diye.Çünkü yıllardır inanılmaz sorunlarla boğuşan öğrencilerim oldu.
“Hocam siz büyük atlas istediniz ama ben onu alamayacağım onun yerine evdeki orta atlası kullansam olur mu” dedi.Anladım maddi durumuyla ilgiliydi durumu ama belli etmeden ” Özlem dolabıma bakalım varsa onu sen kullan bu yıl” dedim.Dolabımda yoktu öğrencilere verdiğimiz için kalmamıştı.”Ooo zaman Özlem ben sana bir atlas alayım” dedim de keşke demeseydim.” Olmaz hocam” dedi.
Aaaa cidden çok net ve sert bir şekilde “Olmaz” dedi.”Neden” dedim “Eeee o zaman diğer arkadaşlarıma haksızlık olur ben kolay yoldan ulaşmış olurum” dedi.”Kuzum yok öyle bir şey” derdemez de gözleri doldu ağlamaklı bir şekilde “Olmaz” dedi. Gerçekten çok şaşırdım bu devirde buna olmaz diyen bir öğrenci.
Maddi durumlarından ötürü belli ki rahatsızdı ve ben asla bunu anladığımı belli etmemiştim ama ona bunu teklif etmem demek ki incitmişti kuzumu. Bir an cidden şaşırdım benim de gözlerim doldu ve “Tamam o zaman zaten benim de canım sıkkın sen ağlarsan vallahi ben de ağlarım burdan geçen bütün öğrenciler de sen bu okulda yenisin seni tanımıyorlar ama beni tanıyorlar hepsi “Nilgün hocam ne oldu diye başımıza toplanır” dedim.”İstersen gel deneyelim” dedim.Gülerek “Hocam sağolun ama kabul edemem” deyince “Peki ben de hediye ederim” dedim.
“Hediyeye itiraz edemezsin dimi hele de öğretmenin hediyesine” dedim.Gülerek “Ben de size kendi yaptığım bir el işi getireceğim” dedi.”Oooy ooy kuzum dedim sen ilk coğrafya sınavında 70 al ödersin borcunu” dedim.”Olmaz hocam 70 alayım ama ben size el işi getireceğim siz de onu kabul edin olur mu?” dedi.Yıllardır öğrencilerimize dersle ilgili gerekli araç gereçleri veririz hele maddi durumu iyi olmayanlara seve seve veririz.25 yıldır bu yardımı kabul etmeyen ikinci öğrencimdi.
Birincisi de 1999 Düzce depreminden sonra Ankara’ya göç eden lise son sınıftaki Yasemin’di.
İmkanı olmadığı halde üstelik ders ile ilgili bir yardımı henüz 14 yaşındaki bu çocuğum KARŞILIKSIZ kabul etmiyordu.
Başka öğrencim olsa “bu atlası bana Nilgün hocam verdi” diye bir de ilk sayfasına bana imza bile attırırdı.Ama Özlem, cidden ona büyük atlas almama karşı çıkıyordu.”Anneni ve babanı kutlarım haftaya annen ya da baban okula gelsin olur mu kuzum” dedim.Amacım hem bu ahlaki değerlerle çocuk yetiştirdikleri için onları kutlamak hem de okul rehberlik servisiyle veliyi tanıştırıp okulun yardım ettiği durumlarda ailenin de yardım almasını sağlamaktı.Sonra..
Hocam çok sağolun” derken ben de “Eğer bundan sonra ağlarsan sizin sınıf başkanına söyleyeceğim Özlem ağlıyor hocam diye bana haber getirecek ben de gelip senin yanında ağlayacağım ooohh sizin katin bütün sınıfları da bizi izlemeye gelecek ona göre” dedim.O da “Hocam siz hiç ağlamayın” dedi.Ya bu tertemiz gencecik kirlenmemiş bu çocuğumu ben nasıl sevmeyeyim şimdi.
Ayrıldık tenefüs bitmişti tekrar derse girdim ve iyi ki öğretmenim iyi ki beni öğretmen olmam için zorlamışsın baba dedim kendi kendine.Sonra o yıl bu çocuğuma minik bir burs ta bulmuştum …. Her gün çoook önemli anlaşmalara imza atmak yerine bu gençlerle tanışıp karşılıklı yüreklerimizi tazeliyoruz yıllardır biz ögretmenler ve ben UMUT sen varsan eğer İNSANLIĞA ışık ta var deyip yürüyorum bu çocuklarımı ağlatan YOKLUĞA YOKSULLUĞA rağmen.
Etrafta çok hem de o kadar çok karaya vurmuş deniz yıldızı var ki.Yıldız ama ya yokluktan ya da başka bir sebepten karaya vurmuş durumdalar.İnsan kendi günlük koşturmacasından biraz kafasını kaldırsa her yerde inanın var bu yıldızlardan …hem siz onu denize tekrar fırlatırken onlar size UMUT vererek ayrılıyorlar.
UMUT varsa İNSANIN İYİLİĞE BORCU da HEP VAR demek bu bence .İNSANIN İYİLİĞE BORCU varsa hep….İNSAN İNSANLIĞINI hep İYİLİKTE arayacak demek yine bu bence




















