Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Şükran GÜNAY

Hikmetlere Tutundum Güvercinleri Yuvadan Uçurdum (IV)

Şükran GÜNAY Yazar Şükran GÜNAY
27 Temmuz 2020
Şükran GÜNAY
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İkinci yavruyu gördüğümde heyecanım zirvedeydi. Sorumluluk zihnimin zerrelerini sarmıştı. Çok dikkatli olmalı, güvercinlerime, küçük meleklerime gereken ne varsa onu yapmalıydım. Okul dönüşleri evimi topluyor, karton kutulara yerleştiriyordum. Tek arzum; yavrucukları büyütmek, evi teslim etmeden onları yuvadan uçurmaktı. Her gün bir başka güzellik yaşıyordum. İyice arkadaş olmuştuk. Yavru güvercinler büyüdükçe bakışları değişiyor, saksının içinde yön değiştirip değişik yönlere doğru oturuyorlardı. Seslere çok duyarlıydılar. Birkaç gün sonra yuvanın içinden yeşil yeşil yaban otları çıkmaya başladı. Yuva yeşilleniyordu. “Bu otçuklar da ne? Çayıra benziyor. Daha önce ektiğim çiçek tohumları mı yeşeriyordu acaba?” soruları zihnimi meşgul ediyordu. Meğer küçük abdestleriyle döktüğüm buğday taneleri çimlenmiş de farkına bile varamamışım. Türk’ün aklına sonradan gelirmiş ya…

 

Adile ile Vefa’yı bekleyişlerindeki kıpır kıpır hareketlerini tarif etmek ne mümkün? Evlatlarımın küçüklükleri de aynı değil miydi? Eve gelince önce elime bakarlardı. Torbaları heyecanla boşaltırlar, kendilerine ait olanları kapışırlardı. Küçük meleklerimdi her biri. O yıllar ki; yavrularımızı yuvadan uçuruncaya kadar süren, en heyecanlı, en doyurucu, en mutlu anılarla dopdolu… Fedakârlığı, vefanın, güçlüklere göğüs germenin yoğun evreleri ve ‘olmazsa olmaz’ olan yaşanmışlıklar. Ana yüreği nelere katlanmıyor, hangi yükleri taşımıyor ki ufacık bedeninde? O nasıl bir yüce ruhtur? Akıl fikir işi değil…

 

Zamanla güvercinlerime anam-babam, dostlarım, arkadaşlarım, evlatlarım gibi sahiplendim. Çıkmazlarımda uyarıcım oldular. Her seferinde hiç oluşumun farkına vardırdılar. Bilginin, ilmin sonsuzluğuna taşıdılar. Sana garip gelebilir, beni ayıplayabilirsin ama, bir gerçeği demeliyim. Güvercinlerin yavrularını nasıl beslediğini duymuş, aslını idrak edememiştim. Resim çekerken bunu tam çözümledim. Bilmiyorum, sen hiç izledin mi? Allah inandırsın, anlatılamaz, ancak yaşanır. Nasıl anlatsam bilmem ki? Bir bakıyorsun, saksının içinde kıpırdamalar, hareketlenmeler. Derken balkon demirlerinin altından dişi veya erkek güvercin yıldırım hızıyla balkona giriyor. Saksıya yaklaşıyor. Hop! saksının kenarına konuyor. Kanatlarını çırparak gelişi, saksıya uçuşu ve incecik kenara konuşu… Düştü düşecek diyorsun. Nerde? Saksının içine giriveriyor. Yavrucuklar mı? Yarış içindeler. Tek amaçları gelen güvercinin gagasına yetişebilmek. Rabbim! Bu nasıl bir âlem! Adaletin sahnesindeyim. Adile veya Vefa hiç şaşmadan sırayla onların kursaklarını kendi kursağından kusarak dolduruyor. Arada dinleniyor başını öne eğerek. Şaşma yok! Yanılma yok! Yavruları beslemeye devam ediyor. Doyduklarını anlayınca saksıdan iniyor, yemleri tıklamaya başlıyor. Ne hoş! Bizler de öyle değil miyiz? Yavrularımızı beslemek, büyütmek, topluma iyi insanlar yetiştirmek için gece gündüz çalışmadık mı? Kendi işimizden başka temizlik işlerine gitmedik mi? En iyisini yavrularımız yesin, içsin, giysin demedik mi? Başkalarını bilmem; ana gibi ana, baba gibi baba olanlar hep böyle yapmadılar mı? Peki nerelere uçurduk yavrularımızı?..

 

Adile ile Vefa’nın, gece gündüz yavruları nasıl beslediklerini gözlemledikçe, duygularım yoğunlaşıyordu. Onlarda kendi geçmişimi yaşıyordum. Aynı zamanda tekrar tekrar hiçliğimin farkına varıyor, âlemlerde uçuyordum kolsuz kanatsız. “Her şeyin bir hikmeti var.” diye boşuna denmemiş. Bu hikâyeyi yaşamam istendi ve yaşıyordum. Öğrenmeme, kendime çeki düzen vermeme neden olacak hikmetler vardı. Bunun farkındaydım.

 

Yavru güvercinler büyüdükçe bakışları derinleşiyordu. Dilsizdiler. Konuşamıyorduk. Herhangi bir insandan fakları yoktu ama. O duruşları, gözleriyle beni, etrafı dikizleyişleri her şeyi anlatıyordu. Onların bekledikleri, istedikleri; beslenmek, büyümek ve kanat çırpıp arzu ettikleri yöne uçabilmekti. Bizler de öyle yapmadık mı? Analarımız, babalarımız doyurdular, büyüttüler, adam ettiler ve yuvadan uçuşumuzu seyrettiler. Ağladılar çoğu kez nankörlüklere. Ağıtlar yaktılar terkedildiklerinde. Elleri tutmaz, bacakları atmaz olunca bırakıldılar kendi hallerine. Kimisi sokaklarda, kimi onun bunun yanında, kimileri yaşlılar evine tıkılmadılar mı? Malı mülkü olanların arkasından kardeş kavgaları olmadı mı? Şükürler olsun ki, küçük meleklerimin böylesi dertleri yok. Doğada beslenip, doğada büyüyor, doğada çoğalıp doğada yok oluyorlar. İşte en güzel tarafı da bu ya! İnsan olmanın hikmetini bir çözebilsek; dünyamız güllük gülistanlık olmaz mı?

 

Adile’ye, Vefa’ya yardımcı olduğum için mutluydum. Küçük meleklerim şaşırtacak hızda büyüyorlardı. Adile olsun, Vefa olsun sokaklardan tane toplamak zorunda değillerdi. Sadece kısa kısa dolanıp, karşı çatılarda diğer güvercinlerle şakalaşıp, benim bilemediğim ihtiyaçlarını görüp geri dönüyorlardı. Yavruları hiç ama hiç ihmal etmiyorlardı. Sanki kurulmuş makina gibiydiler. Eşini kaybeden Adile, arkadaşı Vefa sırayı şaşırmadan küçük meleklerimi kusarak besliyorlardı. Düşününce dalıp gidiyor insan. Yüce Allah’ın sonsuz ilminin sırlarına dalıp gidiyor.

 

Anlatması zor olsa da deneyeceğim. Zamanla sesime, varlığıma alıştı yavrucuklar. Daha da öte, konuşmalarımı anladıkları bakışlarından belliydi. Balkonu yıkarken istediğim yöne gidiyorlardı. Küçük meleklerimin korkak tavırları hemen hemen yok olmuştu. Garip bir duygu! Birbirimize alıştığımız ortadaydı. Beni anladıklarını, sevdiklerini, bana güvendiklerini görmek ne hoş! Sonsuz haz! Yeni doğan yavrunun, zamanla annesinden başka diğer kucakları tanıyışları türünden olsa gerek. Onlar için neler yaptığımı, konuşmalarımdaki yürek sesimi çözmüşlerdi sanırım.

 

Anne olmak, bir annenin duygularını anlamak kolay değildir diye düşünüyorum. Baba olmayı anne olanlar ne kadar anlar, onu da bilemem. Anne güvercin Adile, biliyor: Yavrular büyüyüp gidecek. Tek isteği onlara kol kanat olmak. Uçacakları zamana kadar görevini tam yapmak. Bunu kuş beyniyle düşünüyor ve biliyor muydu diye sorarsan eğer onu bilemem. Bildiğim ve gördüğüm şuydu: Benim anne olarak yavrularım için yüreğimde taşıdığım; sorumluluk, sevgi, koruma, büyütme, kendi ayaklarının üstünde durabilecek hale gelmelerini isteme vb. arzularımı en az benim kadar taşıyordu. “Yüce Allah’ım! Böylesi kutsal bir görevde payım olduğu için şükürler olsun! Yeterli yemleri olmasaydı, belki de Maçek kardeşimin dediği gibi yavruların biri yaşayamayacaktı. Sokakta yeterli taneleri, yemi bulamayacaklardı Adile ile Vefa.
Kim bilir? Benim aklım bu kadarcık çalışıyor. En iyisini her şeyin yaratıcısı sen bilirsin. Yüce Yaradan’ım, gönül gözlerimizi aç! Aç da insan gibi insan olalım. Doğanın her noktasında paylaşmasını, paylaşarak çoğalmasını bilelim
.” demelerimi, yalvarmalarımı duymalıydın.

 

Küçük meleklerim, her geçen gün bana daha çok ısınıyorlardı. Bebek bakışlarla beni süzmeleri, ne yaptığımı izlemeleri, kaçmamaları… Güvenilir olmak ne güzel! Onları elime alıp sevmeye tarifi mümkün olmayan arzu duyuyordum. Okşamak avuçlarımın içinde ve göğsümün ortasına yaklaştırarak kucaklamak bebeğim gibi. Yanaklarıma dokundurmak gagalarını, incitmeden taramak tüylerini parmaklarımla… Dokunursam yaşamazlarmış. Bilmem ki doğru mu? En iyisi dokunmamak, karşıdan sevmekti. Hem ya benden korkar ve ürkekleşirlerse, kanatlarıyla kendilerini korumaya alırlarsa halim nice olurdu? Son pişmanlığın çaresi yok derler ya…
Nasıl bir tutkuydu bu? Çok sevmiştim her ikisini. Hani doğurmadığın evlatları öz evladınca seversin ya? İşte öyle bir şey. Nice insanları tanıdım. Evlatlık almış, büyütmüş, adam edip topluma salmış. Onları anlayamadığımız anlar vardır değil mi? İyi ki öğretmen olmuşum. İyi ki Yaradan’ım bana bu mesleği kısmet etmiş. Mesleğimin kazandırdığı özellik midir bilemem, benim için her evlat öz evlat sıcaklığındadır. Onları doğuran, büyüten, her cefaya katlanan, ana gibi anaların teninde yaşarım kendimce…

 

Küçük meleklerimin iki gün resimlerini çekememiştim. Yeni eve taşınma hayli zamanımı alıyordu. Bir yandan okul ve sorumluluklarımı da sayarsam… Anladın değil mi? Aman Allah’ım! İki günde ne kadar tüyleri çoğalmış! Az kaldı, yakında o minnacık yuvadan kurtulacaklar, balkonda dolanacaklar. Evlatlarımı büyütürken bu kadar kolay olmamıştı. Mamadan kurtulup normal yemek yemelerini, emekleyecekleri günü, düşmeden yürüyecekleri zamanı, okula gidecekleri yaşı sabırsızlıkla beklediğim yıllara daldım. Okuyup adam olacakları, ayakları üstünde duracakları günü düşlemelerimi düşündüm. Her biri sinema şeridi olup gözlerimin önünden aktı… Gitti…

 

Zaman nasıl da uçup gidiyordu! Küçük meleklerimin kanatları büyüdü, doğum tüyleri döküldü. Yaradan’ın güvercinlere bağışladığı süsler kanatlarda, vücutların her noktasında belirginleşmeye başladı. Morumsu gagaları, narin bacakları, turuncu tırnakları her geçen gün değişiyor, küçük meleklerim büyüyordu. Neredeyse Adile, Vefa kadardılar. Çok az kalmıştı. Yuvadan uçacaklardı. Bir an önce uçmalarını sabırsızlıkla beklediğimi biliyorlar mıydı acaba?

 

Paylaş
Etiketler: ana gibiana yüreğievlatlıkMaçek kardeşimöğretmenöz evlat sıcaklığıvefayaban otlarızirve
Önceki Yazı

Sıra Koronavürüs Öldüren Kıyafetlere Geldi

Sonraki Yazı

İçimizdeki Casuslar

Şükran GÜNAY

Şükran GÜNAY

İlişkili Yazılar

Sonbaharda Aşk
Doğa-Çevre

Sonbaharda Aşk

12 Kasım 2025
5k
Her Kasımda Hallerim
Anma

Her Kasımda Hallerim

10 Kasım 2025
5k
Dün-Şimdi-Yarın
Edebiyat

Dün-Şimdi-Yarın

07 Kasım 2025
5k
Sonbaharda Hallerim
Doğa-Çevre

Sonbaharda Hallerim

20 Eylül 2025
5k
Sonraki Yazı

İçimizdeki Casuslar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap