Gönül yıkan yıktığın gönül yıkar seni. Gönül de kabedir Allah katında. Ebrehe nasıl yıkıldı ebabiller yıktı Ebreheyi…
Allahın dini kardeşleştirir… Kavgayı kanı kini yok eder. Sev der Yunus Emre yaradılanı sev değilse sevmez seni yaradan.
yaradılanın arkasında yaradan var. Kimsesiz sandıkların kmsesiz değil. “Alma mazlumun ahını çıkar ahesta ahesta.” Çünkü mazlumun Allahı var
Zamanımızda dünya çirkinleşti. Allah adına iş yapması gereken küresel güçler çıkar peşinde… Kan dinmiyor… Savaşlarda her şey mubah mazlumlar çocuklar
kadınlar yaşlılar abitler can veriyor. Dünyanın bir yerinde kan varsa Allah’ı ilgilendirir. Allah’ı ilgilendirir de Allaha itaat edenleri
ilgilendirmez mi?.. Aldırmam ülkemde yok ya demek Müslümanlık hali değil.
Dünyanın neresinde bir aç varsa Allah’ı ilgilendirir ve de Allah’ı razı etme ülküsüde olanları ilgilendirir. Eneci olmak
müslümanlık hali değil…
Yunus “gönüller yapmaya geldim.” der. Dünyayı cennet yapmak Müslümanlık hali… Ve Müslümanın görevi…
Dünyayı cehenneme çevirenler var zaten, Allahın dinine inandım diyenler Allah’ı razı etmek ülküsünde olanlar
İnsanı sevecek,yaradılan her şeyi sevecek ve dünya cennet olsun diye geceli gündüzlü çalışacak… Evrenseldir ilahın dini…
Küresel makamlarda Müslüman halliler yerlerini kapacak kaptırmayacak değilse dünya nice cennet olsun.
Enecilerin elinde dünya zenginliği küresel makamlar… Cepheler hep kaybedilmiş… Ya bir ırka ya bir aileye hadim
Koca dünya. Adl ismine hadim olamadık. Rahman ismine hadim olamadık Allahın. Esmaya hadim olamadık.
Dünyada akan kandan kinden hesaba çekilmeyeceğiz sanmayalım… İlahın adamı olamadık. Dünyaya esmanın şefkatini düşüremedik.
Şefkati dünyada bayraklaştıramadık… Bu bizim görevimizdi. İlahi dinin temsilcilerinin göreviydi bu…
Eneci ve çıkarcı olanlara terk ettik hep cepheleri…
Acıyın Gönül Ağacıma
Gönlüm iğde ağacı
Çiçeksiz
Ve yaprak döküyor
Asrım zalim
Acıyın gönül ağacıma
Hazan mevsimindedir şimdi o ağaç
Yağmur olsun yağsın Medineye
Güneş olsun doğsun Medineye…
Acıyın şu gönlüme öksüzdür bu asırda…
Şu karanlık gecenin yıldızı olsun
Acıyın şu gönlüme
Ballar balı olan aşk nerede…
Eylül rüzgârıları var asrımda…
Gönlüm çiçekli iğde ağacı olamadı
Çok istedim papatya olmasını
Baharı olmadı ki…
Gözümde yaş
Gönlümde bitmeyen savaş…
Yaş olmuş kırk
Zalimliği yaşadım ben
Acıyın gönül ağacıma
Kaybetmişti gönül izi
Gönlüm için ağlamaya çağırıyorum sizi…
Yağmurludur gülüşlerim
Korktum
Güneş küserek gitti ufuktan bu akşam
Ağaçlar daldı karanlığın dibine
Kıyamet mi kopuyor ne
Yağmurludur gülüşlerim
Çöle dikmişler gönül ağaçlarını
Acıyın gönül ülkemin ağacıma
Papatyalıydı bakışlarım…
Acıdım gönül ağacıma
Güle bahara güneşe hasret onda…
Eylül rüzgârı gibi asrım…
Döküldü yine sözler yüce yollara..
Papatyalıydı bakışlarım..
Koruyamadım eylüllerden gönül ağacımı
Gönül ağacım çiçekli iğde ağacı
Eylül rüzgârları var asrımda…
Yüce duygulara ayrılık getirdi gece
Eylüle dikene bakar gibi baktın mı hiç..
Bir de Veyselin gözüyle bak her güle
Yine ufukta bildik gecenin ayakları var..
Bahar masal anlatmak için gelir.
Meyveye durmak isteyen ağaca
Şu gönül ağacım da o baharda olsun
Yıldızın anlattığı ışıklı bir masaldır geceye
Şeyhim üstadım efendim
Gönlüm gecemde yıldız olsa
Baharımda çiçeklensin o iğde ağacım
Acınmadı şu gönlüme
Gecenin ayakları Karunun ayakları gibi
Yağmurludur gülüşlerim
Ağladım gönlüme
Eyyübün derdine denk derdi var
Şeyhim üstadım efendim
okyanuslara bakar gibi baksaydım gönlüme
Güle akar gibi aksaydım gönlüme
Ağlıyorum çölüme
Diken tutturdular elime
Annesi yoktu acınmadı şu gönlüme
Yine gecenin ayak sesleri var uykularda
Kim acısın gönlüme
Melesin gezsin acısıyla
Bu gönlün gönül çobanı yok
Melesin gezsin acısıyla
Gönül doktoru… Efendim
Yine eylülün ayakları ebu cehilin ayakları gibi
Yağmurludur gülüşlerim
Asrım gönüllere zincir vurma delisi
Şeyhim üstadım efendim
Çınar da dayanmaz bu asrın zulmüne
Zehir içirilmiş toprağına şimdi
Acıyın şu gönül ağacıma
Yine taş gibi gecenin emirleri ve Kabilin eli gibi elleri
Yağmurludur gülüşlerim
Eylül rüzgârları var bahçemde
Şeyhim üstadım efendim
Acıyın gönül ağacıma
Nasıl çiçeklenir
Elim nasıl çiçeklensin
Dilim nasıl çiçeklensin
Dal dal nasıl çiçeklensin alnım
Zehir içirilmiş
Ebu talibin mahallesi gibi dünya sessizler acıma…
Sığın o bahara
Yalancı baharlar gönlüm seni buldu
Dostlar
Acıyın o gönle ki
Yalancı bahara aldanmış bir iğde ağacı o
Ve gece haykırıyor sabah gelmeyecek diye
Ağlıyorum
Güneş güldürürken yeri göğü
Dostlar
Acıyın o aynaya
Yönelmemiş hiç güneşe
Eylül yolluyor askerlerini güneş vuruluyor
Ağlıyorum bu eylül gecesinde
Yağmurludur gülüşlerim
Acıyın gönül aynama
Güneşe çevrili değil yönüm
Papatyalıydı alnım…
Acıyın
Hamdır düşmemişse
Aşk denilen ateşe
Bir gönül
Eylülün kalbi taş olmuş
Ağlıyorum bu eylül gecesinde





















