Günümüzün teknik imkânlarına rağmen, çam ağaçlarının kaburgasından çıra aramak, ihtiyaçtan çok, bir tutku ve bazıları için de eğlenceydi, yaylaya çıkanlarda. Fakat gereksiz bir eğlence olarak görülüyordu. Çünkü, çıranın yerini tutacak çok daha pratik yakıt maddeleri vardı. Çıra ağaçları yaralamak anlamına gelirdi. Çünkü yaralanan ağaçlar kış mevsiminin olumsuz etkilerine dayanamazlardı. Devlet çıra olayını ağaç kesme suçu kapsamına almış ve cezası da ağırdı. Obada çıra konusunda dikkatliydik ve kimseyi ormana sokmamaya çalışıyorduk.
Çıra, çam ağacının salgısı olduğu için, yağ gibi yanıyordu. Kara ateşin yakılmasında, gece aydınlanmada kullanılıyordu. Bir gün komşunun ineği akşam gelmeyince onu aramaya gidecektik. Babam, çam dalının ucunu yardı ve araya çıraları sıkıştırdı. Bu şekilde üç tane dal yaptı ve onları yaktık ve aramaya gittik. Önünüzde yanan çıra hem aydınlatıyor ve de koruyor.
Aramamız başarılı oldu ve ineği bulduk. Çıra olmasa gece karanlığında ormana girmemiz mümkün olamayacaktı.
Güzel bir günde obaya giren dört beş kişiyi şans eseri gördük. Arkadaşlara haber verdim. Elinde baltayla obaya girenler ormana yöneldi diye. Arkadaşlarla toplandık ve gelenlerin önüne çıktık. Misafir arkadaşları hoş geldiniz dedik. Obamızı beğendiniz mi? Diye sorduk. Misafir arkadaşlar çok beğendiklerini söylediler. Onlara sizi meşhur suyumuza ve çimenlerimize götürelim dedik.
Onları önce patika yoldan suya götürdük. Suyun önünde oturduk. Baltalarının amacını sorduk. Çıra için geldik dediler. Kardeşim onlara güldü ve ormanımıza balta giremez, ayrıca bir yaprak dahi koparılamaz. Yoksa orman bu güzellikte kalmazdı dedi. Misafirlerde hak verdiler.
Misafirlere sizi çıra almadan da göndermeyelim. Obaya girdiğiniz yerde kırılmış ağacın kökünden koparabilirseniz, çıra alırsınız dedik.
Misafirlere çam sakızı topladık. Çimenleri gezdirdik. Kırılmış çam ağacının yanına çıkarttık. Bu ağacın kök kısmından çıra alabilirsiniz dedik. Biz memurlara söyleriz. Yoksa baltanızı alırlar dedik.
Kırık ağaç üzerinde uğraştılar. Epeyce çıra kopardılar. Oradan onları yolcu ettik.