Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Necla DURSUN

İklim Değişikliği ve Türkiye

Necla DURSUN Yazar Necla DURSUN
12 Kasım 2019
Necla DURSUN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ülke olarak son yıllarda maruz kaldığımız şiddetli yağış, fırtına, sıcak hava dalgası, orman yangınları, sel gibi afetlerin sayısındaki artışa dayanarak “Türkiye, iklim değişikliğinin etkileri açısından riskli ülkeler arasındadır.” denilirse yanlış bir yorum yapmış olunmaz. Bu noktadan hareketle, sıcaklıklarda yaşanacak artışlarla doğru orantılı olarak felaketlerde de artış olması kaçınılmazdır.

Son ölçümlere göre; nüfusun ¾‘ünün kentlerde yaşadığı Türkiye’de sera gazı salımları büyük ölçüde kent kaynaklıdır ve kentler iklim felaketlerine karşı kırılgandır. Dolayısıyla ülkemizde azaltım ve uyum tedbirleri açısından iklim değişikliği kentsel, yerel veya bölgesel ölçekte ilgilenilmesi gereken bir sorundur.

Türkiye’de kamu yönetiminin iklim değişikliği ile mücadelesinde merkezi idarenin yanı sıra yerel yönetimler önemli yönetim birimleri olarak öne çıkmaktadır. Özellikle temel sorumluluk öznesi olan devletlerin uzlaşmaya varması açısından hayal kırıklığı ile sonuçlanan Kopenhag COP15’den sonra, iklim değişikliği ile mücadelede yerel yönetimlerin önemi gözler önüne serilmiştir. Çoğunluğu 2005 yılından sonra başlayan dünyadaki yerel iklim değişikliği faaliyet ve uyum çalışmaları konularında Türkiye henüz başlangıç aşamasındadır. Gelişmiş ülkeler, tüm ülkeleri 2020 sonrası iklim değişikliği konusunda sorumluluk almaya davet etmektedir. Türkiye 2011 yılında Dünya Bankası ile imzaladığı PMR (Partnership for Market Readiness) Projesi ile önemli bir adım atmıştır. (T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, t.y.) Türkiye’de belediyelerin iklim değişikliği yönetişim kapasitesinin geliştirilmesi, yerel siyasetin önemli gündem maddesi haline gelmiştir. Bu konudaki kapasitelerini geliştirme açısından belediyelerin ilave finans kaynaklarına erişiminin sağlanması ve diğer örgütlerle işbirliği olanaklarının geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir.

Dünya tatlı su rezervlerinin yarıdan fazlası sınıraşan su havzalarında bulunmaktadır. Türkiye’de ise bu oran 1/3 tür. Türkiye, Asi ve Meriç’te aşağı-kıyı, Fırat-Dicle, Çoruh ve Aras-Kura’da yukarı-kıyı ülkesidir. Bu nedenle havzaların su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesiyle artan gıda, enerji ve içme suyu ihtiyacını karşılamak durumundadır. Bu havzalarda komşu ülkelerle olan su ilişkilerimizi gerek tarihi (ikili ve çok taraflı) antlaşmalar gerekse iyi komşuluk ilişkileri ile diplomatik temaslar ve müzakereler çerçevesinde yürütülmesini, iklim değişikliğinin doğrudan olumsuz etkiler yarattığı sınıraşan su kaynakları ile ilgili uluslararası politikaları gerekli kılmaktadır.

“Geçen yüzyılda, dünya nüfusu üç kat artarken su kullanımları yedi kat artmıştır. Su kaynakları yönetimi her yönüyle çok amaçlıdır. Su kaynakları yönetiminde sosyo-ekonomik yaşamın başlıca sektörlerinde (tarım, sanayi, içme suyu) kullanıcılar arasında çatışan çıkarlar söz konusudur. Su kaynakları üzerindeki rekabet çeşitli düzeylerde (yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası) ve çeşitli kullanıcı ve paydaşlar (evsel kullanıcılardan, sanayi ve tarımsal kullanım; öte yandan sınıraşan su kaynaklarının kıyısında yer alan uluslar) arasında gerçekleşir. Sınıraşan sularla ilgili anlaşmazlıklar suya olan talebin çeşitli çıkarlar -siyasi, ekonomik, çevresel, ya da hukuki olabilir- doğrultusunda çatıştığı durumlarda ortaya çıkar. Sınıraşan sular, yönetilmelerini karmaşıklaştıran belirli bazı özellikler taşırlar. Sınıraşan suların eşgüdüm içinde yönetilmesi, bu havzalarda suyun siyasi, kültürel ve sosyal yönlerinin birlikte ele alınmasını gerektirir.” (TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi, Kibaroğlu, 2008:351)

“Oysa sınıraşan su kaynakları tahsisi ve paylaşımı konulu birçok ikili veya çok taraflı antlaşmanın mevsimsel/yıllık yağış ve akış farklılıkları; olası kuraklık ve taşkın koşulları gibi sınıraşan su havzalarında ortaya çıkabilecek doğal ve insan kaynaklı önemli değişimleri içermediği gözlenmektedir. Örneğin 1987’de Türkiye ve Suriye arasında imzalanan Fırat’ın sularının normal yıllarda akışının yaklaşık yarısının (500 m3/saniye) Türkiye tarafından Suriye’ye bırakılmasını içeren geçici Protokol nehir akışında iklim değişimine bağlı değişkenliği dikkate almamıştır. Ürdün-İsrail Barış Antlaşması (1994) çerçevesinde imzalanan su paylaşım ilke ve kuralları bu bölgede sıklıkla yaşanan kuraklık şartlarını göz önünde bulundurmadığı için 2001’de yaşanan kuraklık sonucunda iki ülke arasında diplomatik krizin yaşanmasına neden olmuştur. Sınıraşan su müzakerelerinde taraflar iklim değişikliğinin yarattığı fiziksel şartları ve bunların sosyoekonomik etkilerini su tahsisini belirleyecek diğer faktörler yanında kritik önemde bir unsur olarak dikkate almalıdırlar.” (TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi, Kibaroğlu, 2008:350)

“Türkiye’nin su politikası, ithal enerji kaynaklarına bağımlılıktan kurtulma; tarımsal üretimi artırma ve gıda güvenliğini sağlama; kentsel, sanayi ve kırsal alanlardaki artan su ihtiyacını karşılama; ülke içindeki bölgesel, ekonomik ve sosyal dengesizlikleri giderme; halkın hayat standardını yükseltme hedefleriyle karakterize edilebilir. Türkiye’deki sistematik su kaynakları yönetimi 1954’te Devlet Su İşleri’nin (DSİ) kurulmasıyla başlamıştır. 1960’ların başlarında, 8.5 milyon hektar sulanabilir arazinin sadece 1.2 milyon hektarlık kısmı sulanabiliyordu. Nitekim, Türkiye’nin sulanabilir alanlarının beşte birine sahip olan Güney Doğu Anadolu bölgesini Fırat ve Dicle nehirlerinin büyük su potansiyellerini kullanarak sulama fikri 1960’larda ortaya çıkmıştır. 1970’lerdeki petrol krizleri, Türkiye’de hidroelektrik potansiyelin geliştirilmesine hız vermiştir. Ülke ekonomisinin ithal petrole olan bağımlılığını azaltmak için hidroelektrik ve linyitle çalışan santral projelerine hız verilmiştir. Tüm bu çabalara rağmen nüfus artışı, hızlı kentleşme ve sanayileşme arz-talep açığının artmasının önüne geçememiştir. “ (TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi, Kibaroğlu, 2008:351)

Çok sektörlü, entegre ve sürdürülebilir kalkınma yaklaşımıyla ele alınan Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP) ile ekonomik, sosyal, kültürel alanlarda geri kalmış bölge halkının hayat standardını yükseltmek ve dolayısıyla bölgelerarası farklılıkların azaltılması amaçlanmıştır. Bu proje ile ülke çapında kalkınma hedeflenmiş, su kaynaklarının geliştirilmesi çabalanmış, hidroelektrik ve tarımsal üretimi arttırmak amaçlanmıştır.

Günümüzde iklim değişikliği uluslararası ilişkilere ve uluslararası güvenlik politikalarında yeni bir unsur olsa da, ancak bölgesel tarihi ve coğrafi şartlar ile çözüm yolları bulunabilir. Birçok ülke bölgesel coğrafyalarında, komşularıyla olan siyasi, tarihi, ekonomik ve sosyal ilişkileri çerçevesinde, küresel iklim değişikliğinin etkileriyle baş edebilme yolunda uygulamaya yönelik politikalar geliştirmek durumundadırlar. Bu çerçevede, iklim değişikliğinin ulusal ve bölgesel boyutta gıda, enerji, çevre ve su güvenliği üzerinde yaratacağı etkiler, Türkiye’nin sosyo-ekonomik kalkınma politikalarını yeniden ele almayı gerektirebilecektir. Türkiye gelecek kuşakların yaşamsal ihtiyaçlarını göz önünde bulunduracak biçimde, başta su kaynakları olmak üzere tüm doğal kaynaklarını ihtiyaçlar doğrultusunda etkin kullanım ve koruma politikaları geliştirmelidir.

“Bununla birlikte 2013 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşme¬si Sekretaryası’na sunulan ülkemizin Beşinci Ulusal Bildirim Raporunda ülkemizde yaşanan iklim değişikliği etkileri incelenmiş, modelleme çalışmalarına yer verilmiştir. Bu kapsamda Raporda şu bilgilere yer verilmiştir; “ülkemi¬ze ait 1950-2010 yılları arasındaki meteoro¬lojik veriler incelendiğinde, ısınma eğilimleri genel olarak Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’nde gözlenmiş olup, soğuma eğilimleri Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi ile iç ve batı bölgelerinde tespit edilmiştir. İlkbahar ortalama hava sıcak¬lıkları ise ülkemizin çok büyük bölümünde art¬ma eğilimi göstermiştir. Yağışlarda ise genel olarak kış ve ilkbahar yağış toplamlarında Ak¬deniz yağış rejiminin egemen olduğu, Marma¬ra, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu böl¬geleri ile İç ve Doğu Anadolu Bölgelerinin iç ve güney bölümlerinde ise yağışlarda belirgin bir azalma eğiliminin (kuraklaşma) olduğu be¬lirlenmiştir. Kış mevsiminde ise özellikle batı, güney ve karasal iç-güney bölgelerinde son iki yılda egemen olan ortalamadan daha yağışlı (nemli) koşulların varlığına karşı kuraklaşma eğilimi sürmektedir.” Diğer taraftan raporda yer alan diğer bir çarpıcı bilgi ise; ısınma eği¬limlerinin, kentleşmenin hızlı ve yaygın olduğu büyük şehirlerde görüldüğü, özellikle kentsel ısı adası etkisinin kuvvetli olduğu İstanbul yö¬resinde görüldüğü yönündedir.” (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği Dairesi Başkanlığı, Ankara. kader.tugan@csb.gov.tr)

“İklim değişikliği ile mücadele amacıyla izlenebilecek iki yöntemden biri; olumsuz sonuçların hafifletilmesi yani sera gazı emis¬yonlarının azaltımı, diğeri ise etkilere uyum sağlanmasıdır. Ancak; olumsuz sonuçların hafifletilmesi, olumsuz koşulların ortaya çıkması olasılığının azaltıl-ması olarak görülebilirken; uyum sağlama, olumsuz koşulların sürmesi halinde birçok etkinin şiddetinin azaltılması olarak da görüle¬bilir. Uyum, meydana gel¬mesi muhtemel zarar düzeyini azaltmaktadır. Alınacak önlemler arasında; tarım sektörünün kuraklıklara karşı dayanıklılığının artırılması, daha fazla depolama ve alt yapı yönetimi yoluyla sel risklerinin azaltılması, su kaynaklarının bütüncül yönetimi, ekosistemle¬rin korunması gibi önemli konular yer almak¬tadır. Bu durum, bu önlemlerin zamanında ve daha etkin bir şekilde alınmasını sağlamak için kü¬resel ölçekte olduğu kadar, bölgesel ve ülkeler ölçeğinde de stratejik bir yaklaşım benimsen¬mesinin ve çeşitli sektörler ve yönetim düzey¬leri arasında uyum sağlanmasının önemini ortaya çıkarmaktadır. Özellikle 2009 yılında ta¬raf olduğumuz Kyoto Protokolünün ardından iklim değişikliği ile mücadele çalışmaları hız kazanmış, söz konusu sorunla mücadeleye yönelik ulusal politikanın belirlenmesi amacıy¬la strateji ve eylem planları hazırlanmıştır. İklim değişikliği ile mücadele alanında yol haritası niteliğinde olan ve 2010 ile 2020 yıllarına yönelik hazırlanan “Ulusal İklim De¬ğişikliği Stratejisi” 2010 yılında Başbakanlık Yüksek Planlama Kurulu tarafından onaylan¬mıştır.” (http://www.csb.gov.tr/db/iklim/banner/banner592.pdf)

Çevre, ekonomik ve sosyal etkenleri bü¬tüncül bir yaklaşımla ele alan ve sürdürülebilir, dengeli bir kalkınma modeli ekseninde hazır¬lanan İklim Değişikliği Eylem Planı (İDEP) ile sera gazı emisyonlarını azalta¬rak iklim değişikliğiyle mücadele etmek, etkilerini yöneterek dayanıklılığı arttırmak hedeflenmektedir.

“2011 yılında Ulusal İklim Değişikliği Stratejisinin uygulamaya konması¬nı temin etmek amacıyla sera gazı emisyonu kontrolü ve iklim değişikliği uyum konusunda ilgili sektörler için 2010-2023 yıllarına yönelik stratejik ilkeleri ve hedefleri içeren İklim De¬ğişikliği Ulusal Eylem Planı (İDEP) hazırlan¬mıştır.” (http://www.csb.gov.tr/db/iklim/banner/banner591.pdf)

“İklim Değişikliği Eylem Planı (İDEP)‘daki Uyum sektörü, ülkemizin iklim değişikliğinden etkilenebilirli¬ği ve uyumun önemi göz önünde bulunduru¬larak, başlı başına ele alınması gereken bir konu olduğu düşünülerek 2012 yılında hazırlanmıştır. İDEP’teki eylemlerin uygulanmasının yıllık olarak izlenmekte 2013 yılı itibariyle aktif bir şekil¬de kullanılmaktadır. İzleme Sistemine her bir eylemden sorumlu ulusal ve yerel düzeyde kurum ve kuruluşların yetkilileri tarafından gi¬rilen bilgiler doğrultusunda İDEP’te yer alan 541 eylemin gerçekleşme durumu, uygulama sürecinde yaşanan olumlu ve olumsuz geliş¬meler izlenmektedir.”(http://www.csb.gov.tr/db/iklim/banner/banner593.pdf)

Paylaş
Etiketler: Devlet Su İşleri’nin (DSİ)Fırat ve Dicle nehirlerininGüney Doğu Anadolu bölgesiniİklim Değişikliği Eylem Planı (İDEP)ithal enerji kaynaklarıTürkiye’nin su politikasıÜrdün-İsrail Barış Antlaşması
Önceki Yazı

Öğrenci

Sonraki Yazı

Sinek İlaçlamasını Derhal Durdurun

Necla DURSUN

Necla DURSUN

1976 Sakarya doğumludur. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Yerel Yönetimler Anabilim Dalı Küresel Şehirler ve İstanbul Araştırmaları Programında “Kuzguncuk Semt Tarihini İnsandan Okumak; Bir Seçki ile Şahsiyetler” konulu yüksek lisans tezini yazmıştır. İstanbul’da yaşamaktadır.

İlişkili Yazılar

Günün Sürprizleri
Gündelik Yaşam

Günün Sürprizleri

15 Eylül 2025
5k
The Occupant – Konut
Film & Sinema Eleştirisi

The Occupant – Konut

15 Şubat 2024
5k
Bir Casus Filmi: Çiçero
Film & Sinema Eleştirisi

Bir Casus Filmi: Çiçero

25 Kasım 2023
5k
Yetişkin Sıkıntılarından Çocuk Gibi Kaçan Ayşe
Film & Sinema Eleştirisi

Yetişkin Sıkıntılarından Çocuk Gibi Kaçan Ayşe

23 Eylül 2023
5k
Sonraki Yazı

Sinek İlaçlamasını Derhal Durdurun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap