Gölgede bile yetersiz ışığa direnip yeşermeye çalışıyordu. Devasa ağaçlar çok görmüştü ona güneşin hayat dolu ışınlarını. Kimin umurundaydı yapraklar.
Geçerken kopar, dalını kır at ve yok et. Olan yaprağa olsun. Istırabını düşünen, acısını hisseden olmayınca. Olmayınca doğaya duyarlı insanlar.
Yüksek ağaçların gölgesinden mi kurtulsa yoksa zamanı mı geri sarsaydı. Yukarı büyüse veya genişleyip daha çok ışık kullanabilseydi. Geniş yapraklar ışık ışınlarını tutmuş, ağacın gövde ve dalları büyümüştü. Küçük kalmaktan kurtulmuş ve küçük toprakları artık mekân tutmayacaktı.
Ay mı doğsaydı yapraklara bulutun arasından güneşin yerine. Yaprak ayası sevinseydi, yeteri kadar ay ışığı aldığına. Bu sevinçle gözler gülse, ürettikleri artsaydı.
Yapraklar yıldız kümelerinden alsa ışığını uzayın derinliklerinden gelen. Uzaylı ışıklar yapraklara can simidi olsaydı. Zaman dursaydı, ışıklar daha mı çok gelirdi.
Yapraklar güneş, ay ve yıldızlardan yeteri kadar ışık enerjisini alamazsa, bulutlara yönelip açılmalarını söyleseydi. Fakat ne yaptıysa bulutlar açılmadı ve karayel gibi onları dağıtamadı. Işık enerjisi de ulaşamayınca yapraklar sarardı ve dökülmeye başladı. Bazıları direnç gösterip soldu ve uykuya daldı.
Güneş ışığını seviyor yapraklar ve onun sayesinde tüm canlıları besliyordu. Ay ışığı gecenin karanlığında belli belirsiz göz kırpıyor ve yapraklar ondan yararlanamıyordu. Yıldızlara umut bağlamak doğru değildi. Çünkü ışığını hâlâ uzayda dolandırıyordu.
Bulutlar ve devasa ağaçlar acımadı yapraklara. Onları bastırdı, yaprakları soldurdu. Solmamalıydılar, çiçeklenmeye ve tohum vermeye besin temin etmeliydiler. Her şeye rağmen tohumlar toprağa buluşmalıydı. Tohumlar toprakta yeşermeli ve yeni yapraklara ulaşmalıydı. Ulaşırken devasa ağaçların etki alanının dışına çıkmalıydı.
Tohumlar yapraklar adına koloni kurmalıydı. Koloniler toprağa yayılmalı ve güçlenmeliydi. Tohumlar her bitkinin simgesini taşıyordu. O simge sayesinde yapraklar gücünü gösterecekti. Yaprak solmadan, isteğini soldurmamalıydı. Çevresel etkileri kendinden uzak tutmalıydı.
Yapraklar gaz değişimi yaparken, enerji depolasın, ışıksız kalmasın, yağmur suyunu idareli kullansın ve gerektiğinde depolasın. Temiz kalbiyle genişlesin ve üretimini artırırken solmasın.
İnce ve narin dal uçlarında titrerken, sararmamak için boğuşan yapraklar, yeteri ışığa ulaşamayınca solmak kaderi oldu. Soldu ve de döküldü yapraklar. Dökülene kadar çok şey yaptım dedi. Besinini depoladı, tohumunu verdi ve geleceğini kurtardı.
Yapraklar yeşili dünyaya hatırlatan yapraklar.
Çeşit çeşit meyveleri insanlara sunan yapraklar.
Tüm canlıları ürettiği besin sayesinde yaşatan yapraklar.
Hasan TANRIVERDİ





















